SIFATLARLA İLGİLİ ETKİNLİKLER 2
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde geçen koyu harflerle belirtilmiş sıfatlarının türünün karşısına √ işareti koyunuz.
Niteleme Sıfatı | Sayı Sıfatı | Soru Sıfatı | Belgisiz Sıfat | İşaret Sıfatı | ||
1 | Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. | |||||
2 | Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. | |||||
3 | Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. | |||||
4 | Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama, zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez. | |||||
5 | Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. | |||||
6 | Çocuk yaşlı bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. | |||||
7 | Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. | |||||
8 | Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler. | |||||
9 | Bu kötü yöntemleri yaşın küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. | |||||
10 | Önce şu bakımdan ki, çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da, hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. | |||||
11 | İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez, diyen bazı kişilere benim diyeceğim şudur. | |||||
12 | “İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?” diye düşünüyorum ben de birtakım insanlar gibi. | |||||
13 | Kendimiz, sandığımızdan çok daha zengin kişileriz; ama bizi oradan buradan alarak, dilenerek yaşamaya alıştırmışlar. | |||||
14 | Kendimizden çok başka insanlardan yararlanmaya zorlamışlar bizi. | |||||
15 | Hangi insan başkasının kölesi olmayı kendi isteğiyle kabullenir? | |||||
16 | Alışkanlıklar alışkanlıktır, insan onu pencereden atamaz; ancak tatlı dille merdivenden birer adım aşağıya inmesini sağlayabilir. | |||||
17 | Alışkanlık, insanın ikinci huyudur. | |||||
18 | Alışkanlık ya en iyi hizmetçidir, ya da en kötü efendi. | |||||
19 | İnsanın bütün rahatlığı alışkanlıkta gizlidir, alıştığımız hoş olmayan bir şeyi bile kaybetmekten korkarız. | |||||
20 | Kötü alışkanlıklarını terk etmiş kaç kişiden nasihat dinledin? |
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan niteleme sıfatlarının altını çiziniz.
1 | Han, derhâl en itibarlı hekim ve hocaları saraya çağırttı. |
2 | Hemen yer altında kapalı, büyük bir mağara yaptırdı. |
3 | Parlak, masmavi bir gökyüzü, altında büyük, yeşil, zümrüt gibi deniz, tatlı bir hava.. |
4 | Güneş denize vurdukça sular parıldıyor, küçük hanımın gözlerini kamaştırıyordu. |
5 | Dadısı, Banu’yu mağaradan çıkardı! Güzel bir gül bahçesine götürüp gezdirdi. |
6 | Genç Banu, büyük denize bakarak düşünüyor, hülyalara dalıyordu. |
7 | Şehzade bir sabah, suların üstünde acayip bir bina gördü. |
8 | Geminin içini mükemmel konak eşyasıyla döşetti. |
9 | Banu, yanına tecrübeli bir ihtiyar kaptanı yardımcı almış ve başkaptanlığa da kendisi geçmişti. |
10 | Şu mücevherli nalını (tahtadan yontularak yapılan bir tür ayakkabı) ona hediye götür! |
3.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan belirtme sıfatlarının altını çiziniz.
1 | İncileri o kıza verdim ama o da onları papağana yedirdi. |
2 | Etrafı has bahçenin gülleriyle süslü bir altın köprü istiyor. |
3 | Bakalım, bu sefer de ne bahane bulacak? |
4 | Nihayet birkaç saat sonra, köşke yaklaştılar. Hanzâde, gemiyle köşkün dört tarafını dolaştı. |
5 | Hiçbir şeyden çekmedi dünyada nasırından çektiği kadar. |
6 | Nasıl bir dünyada yaşadığımı ben de bilmiyorum. |
7 | Orada kimi günler dışarıya çıkar, arkadaşlarını ziyaret ederdi. |
8 | Bana sadece üç gün vermeni istiyorum. |
9 | Ne vakit onu düşünsem aklıma acıklı şeyler gelir. |
10 | Size öteki kitaplardan versem olur mu? |
4.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan belgisiz sıfatlarının altını çiziniz.
1 | Birçok sene geçti dönen yok seferinden. |
2 | Onunla kimi zaman tartışır, sonra yemek yemeye giderdik. |
3 | Bir zamanlar burada dinozorlar yaşarmış. |
4 | Ve çok insan anlamadı sağlıksız beslenmenin neye mal olacağını. |
5 | Bazı arkadaşlıkların ömrü nedense uzun olmuyor. |
6 | Ömrümde hiçbir kimseden yardım görmedi. |
7 | Her ağacın meyvesi yenmez. |
8 | Sade bir törenle dünya evine girdiler. |
9 | Lokantadaki bütün yemeklerin tadına baktın mı? |
10 | Kimi umutlar hep taze kalıyor. |
5.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan işaret sıfatlarının altını çiziniz.
Şehre bir türlü ısınamadım, çünkü ısınmak niyetinde değildim: İçimde gizli bir hiddetle buraya gelmiştim, sebebi basit: Şiddetle aşıktım ve bana aşık olmayı aklından bile geçirmeyen sevgilimi İstanbul’da bırakmıştım. Yakıcı, kavurucu bir aşktı bu; beni deliye çeviren, geceleri sabahlara kadar sokaklarda dolaştıran bir aşk. Fakat onu bu hale sokan biraz da bendim. Aşkla tehlikeli bir oyuncak gibi oynamak istiyordum… Lise ve üniversitedeki deliliklerimin bu en delicesi idi… Zavallı kızcağız benimle ahbap olmak istemişti. Halbuki daha iki kere konuşmadan ben kendisine abayı yakmış ve herkese ilan etmiştim. Kız neye uğradığını bilemedi, şaşırdı. Ben ona herkesin karşısında aşkımı ilan ettim. Yolda kendisini gördüğüm zaman koltuğumun altından kitaplarımı düşürdüm ve fenalık geçirir gibi duvarlara yaslandım. Adım adım onu takip ettim ve baygın baygın yüzüne baktım, hulasa beni sevmemesi için ne icap ettiyse yaptım. Ve kızın artık hakikaten bu münasebetsizliklerden sıkıldığını, benden sinirlendiğini anladığım gün ona sahiden âşık olduğumun da farkına vardım. İşte geceleri sokakları dolaşmak, eşi dostu kandırıp içerek, onlara dert yanmak gibi şiddetli aşk tezahürleri bundan sonra başladı. Ne çare, artık iş işten geçmiş, kızı ciddiyetime inandırmak imkânsız olmuştu. |
SIFATLARLA İLGİLİ ETKİNLİKLER 2 CEVAPLAR
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde geçen koyu harflerle belirtilmiş sıfatlarının türünün karşısına √ işareti koyunuz.
Niteleme Sıfatı | Sayı Sıfatı | Soru Sıfatı | Belgisiz Sıfat | İşaret Sıfatı | ||
1 | Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. | √ | ||||
2 | Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. | √ | ||||
3 | Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. | √ | ||||
4 | Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama, zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez. | √ | ||||
5 | Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. | √ | ||||
6 | Çocuk yaşlı bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. | √ | ||||
7 | Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. | √ | ||||
8 | Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler. | √ | ||||
9 | Bu kötü yöntemleri yaşın küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. | √ | ||||
10 | Önce şu bakımdan ki, çocukta doğa egemendir ve doğa asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da, hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. | √ | ||||
11 | İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez, diyen bazı kişilere benim diyeceğim şudur. | √ | ||||
12 | “İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?” diye düşünüyorum ben de birtakım insanlar gibi. | √ | ||||
13 | Kendimiz, sandığımızdan çok daha zengin kişileriz; ama bizi oradan buradan alarak, dilenerek yaşamaya alıştırmışlar. | √ | ||||
14 | Kendimizden çok başka insanlardan yararlanmaya zorlamışlar bizi. | √ | ||||
15 | Hangi insan başkasının kölesi olmayı kendi isteğiyle kabullenir? | √ | ||||
16 | Alışkanlıklar alışkanlıktır, insan onu pencereden atamaz; ancak tatlı dille merdivenden birer adım aşağıya inmesini sağlayabilir. | √ | ||||
17 | Alışkanlık, insanın ikinci huyudur. | √ | ||||
18 | Alışkanlık ya en iyi hizmetçidir, ya da en kötü efendi. | √ | ||||
19 | İnsanın bütün rahatlığı alışkanlıkta gizlidir, alıştığımız hoş olmayan bir şeyi bile kaybetmekten korkarız. | √ | ||||
20 | Kötü alışkanlıklarını terk etmiş kaç kişiden nasihat dinledin? | √ |
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan niteleme sıfatlarının altını çiziniz.
1 | Han, derhâl en itibarlı hekim ve hocaları saraya çağırttı. |
2 | Hemen yer altında kapalı, büyük bir mağara yaptırdı. |
3 | Parlak, masmavi bir gökyüzü, altında büyük, yeşil, zümrüt gibi deniz, tatlı bir hava.. |
4 | Güneş denize vurdukça sular parıldıyor, küçük hanımın gözlerini kamaştırıyordu. |
5 | Dadısı, Banu’yu mağaradan çıkardı! Güzel bir gül bahçesine götürüp gezdirdi. |
6 | Genç Banu, büyük denize bakarak düşünüyor, hülyalara dalıyordu. |
7 | Şehzade bir sabah, suların üstünde acayip bir bina gördü. |
8 | Geminin içini mükemmel konak eşyasıyla döşetti. |
9 | Banu, yanına tecrübeli bir ihtiyar kaptanı yardımcı almış ve başkaptanlığa da kendisi geçmişti. |
10 | Şu mücevherli nalını (tahtadan yontularak yapılan bir tür ayakkabı) ona hediye götür! |
3.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan belirtme sıfatlarının altını çiziniz.
1 | İncileri o kıza verdim ama o da onları papağana yedirdi. |
2 | Etrafı has bahçenin gülleriyle süslü bir altın köprü istiyor. |
3 | Bakalım, bu sefer de ne bahane bulacak? |
4 | Nihayet birkaç saat sonra, köşke yaklaştılar. Hanzâde, gemiyle köşkün dört tarafını dolaştı. |
5 | Hiçbir şeyden çekmedi dünyada nasırından çektiği kadar. |
6 | Nasıl bir dünyada yaşadığımı ben de bilmiyorum. |
7 | Orada kimi günler dışarıya çıkar, arkadaşlarını ziyaret ederdi. |
8 | Bana sadece üç gün vermeni istiyorum. |
9 | Ne vakit onu düşünsem aklıma acıklı şeyler gelir. |
10 | Size öteki kitaplardan versem olur mu? |
4.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan belgisiz sıfatlarının altını çiziniz.
1 | Birçok sene geçti dönen yok seferinden. |
2 | Onunla kimi zaman tartışır, sonra yemek yemeye giderdik. |
3 | Bir zamanlar burada dinozorlar yaşarmış. |
4 | Ve çok insan anlamadı sağlıksız beslenmenin neye mal olacağını. |
5 | Bazı arkadaşlıkların ömrü nedense uzun olmuyor. |
6 | Ömrümde hiçbir kimseden yardım görmedi. |
7 | Her ağacın meyvesi yenmez. |
8 | Sade bir törenle dünya evine girdiler. |
9 | Lokantadaki bütün yemeklerin tadına baktın mı? |
10 | Kimi umutlar hep taze kalıyor. |
5.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan işaret sıfatlarının altını çiziniz.
Şehre bir türlü ısınamadım, çünkü ısınmak niyetinde değildim: İçimde gizli bir hiddetle buraya gelmiştim, sebebi basit: Şiddetle aşıktım ve bana âşık olmayı aklından bile geçirmeyen sevgilimi İstanbul’da bırakmıştım. Yakıcı, kavurucu bir aşktı bu; beni deliye çeviren, geceleri sabahlara kadar sokaklarda dolaştıran bir aşk. Fakat onu bu hâle sokan biraz da bendim. Aşkla tehlikeli bir oyuncak gibi oynamak istiyordum… Lise ve üniversitedeki deliliklerimin bu en delicesi idi… Zavallı kızcağız benimle ahbap olmak istemişti. Hâlbuki daha iki kere konuşmadan ben kendisine abayı yakmış ve herkese ilan etmiştim. Kız neye uğradığını bilemedi, şaşırdı. Ben ona herkesin karşısında aşkımı ilan ettim. Yolda kendisini gördüğüm zaman koltuğumun altından kitaplarımı düşürdüm ve fenalık geçirir gibi duvarlara yaslandım. Adım adım onu takip ettim ve baygın baygın yüzüne baktım, hülasa beni sevmemesi için ne icap ettiyse yaptım. Ve kızın artık hakikaten bu münasebetsizliklerden sıkıldığını, benden sinirlendiğini anladığım gün ona sahiden âşık olduğumun da farkına vardım. İşte geceleri sokakları dolaşmak, eşi dostu kandırıp içerek, onlara dert yanmak gibi şiddetli aşk tezahürleri bundan sonra başladı. Ne çare, artık iş işten geçmiş, kızı ciddiyetime inandırmak imkânsız olmuştu. |
sifatlarla ilgili etkinlikler 2 indir.