5.SINIF TÜRKÇE ÇALIŞMA KAĞIDI 1
MİSAFİR
Bir heyecan, bir telaş sarardı tüm evi. “Çabuk olun çocuklar, kapıyı açın. Misafir geldi!” Saygı, sevgi karışımı bir anlamdı “misafir”. Zamanı, saati söz konusu değildi.
Haberli ya da habersiz oluşu da önemli değildi. Bir eve misafir gelmesi demek sevilmek, sayılmak, değer verilmek anlamına gelirdi.
Misafir elbette başköşeye oturtulur ve elden geldiği kadar ikramda bulunulurdu.
Bugün kullanılan “servis” sözcüğü, ikramın yerini tutmaz. Garson da servis yapar. Oysa ev sahibi, duygusunu da kattığı bir özenle konuklarını ağırlardı…
Olanı güler yüzle paylaşmak ve misafiri memnun etmekti önemlisi…
Çocukluğumu anımsıyorum. Sofradaysak ve kapı çalınıp da misafir gelmişse hemen bir tabak daha konulurdu masaya.
Yemek yedirmeden göndermek olmazdı. Sofralar kurulurdu ya da… Allah ne verdiyse birlikte yenilirdi. İsterse çorba, peynir, ekmek olsun…
Çok şey ikram etme çabası değil, olanı paylaşmaktı maksat… Ama az, ama çok… Ne varsa paylaşmak “Tanrı misafiri” ile…
Böyle görmüştük, böyle alışmıştık. Ve severdik misafiri… Birkaç gün gelen olmazsa üzülürdük, beklerdik…
Günümüzde bir eve konuk gitmek eni konu cesaret isteyen bir olay olmuştur. Öncelikle telefon etmek gerekir. Ev sahipleri yorgun mudurlar, konukseverler mi, yoksa kabul etmek istemezler mi?
Dostluğa güvenip de şöyle bir uğramışsanız kapıda bir an olsun durup nabız yoklamanız iyi olur…
Çünkü ciddi bir suratla da karşılanabilirsiniz. “Evde miydiniz acaba?” diye sorarsınız. “Şöyle bir uğramıştım da…”
“… Ve büyük kentte çoğunlukla ev sahibi değil, misafir ev sahibi oyalamak zorunda kalır.
Bir şeyler anlatır, konu arar ve sanki konuk geldiği için özür diler. Yaşam şartları tek başına bir neden değil bunun için… İlgisizlik, sevgisizlik karışımı bir yabancılaşmadır bu.
Gelen konuğa en güzel ikram, içten bir gülümsemeyle “Hoş geldiniz! Nasılsınız? İyi ki geldiniz!” diyebilmektir…
Dayak atar gibi sunulan bir kahve değil. Bilirsiniz:
“Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül muhabbet ister, kahve bahane…”
Çok şükür ki Anadolu hâlâ buram buram sevgi ve ilgi kokuyor.
(Suna Tanaltay)
1, 2, 3, 4, 5 ve 6.sorular yukarıdaki metne göre cevaplanacaktır.
1.Numaralanmış sözcükleri parçadaki anlamlarıyla eşleştiriniz.
1.ikram | a.hayat |
2.yaşam | b.sunulan şey |
3.misafir | c.yüz |
4.surat | d.konuk |
5.muhabbet | e.amaç |
6.maksat | f.sohbet |
2. Parçada geçen aşağıdaki söz gruplarından hangisinin anlamının yanlış verildiğini belirleyiniz.
A) Nabız yoklamak: Düşüncesini anlamak için ön hazırlık yapmak
B) Elden geldiği kadar: İmkânlar dahilinde
C) Allah ne verdiyse: Yiyecek olarak evde ne varsa
D) Baş köşeye oturtulmak: Hatalardan belli bir kişiyi sorumlu tutmak
3. “Çok şükür ki Anadolu hâlâ buram buram sevgi ve ilgi kokuyor.” cümlesindeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlamını belirleyiniz.
A) Çok fazla
B) Etkili
C) Eskisi gibi
D) Yeniden
4. Günümüzde misafirlere eskisi kadar önem verilmemesinin nedenleri arasında hangisinin söylenemeyeceğini belirleyiniz.
A) İlgisizlik
B) Yoksulluk
C) Sevgisizlik
D) Yabancılaşma
5. Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül muhabbet ister, kahve bahane
Bu dizelere göre insanın asıl isteğinin aşağıdakilerden hangisi olduğunu belirleyiniz.
A) Güzel yemekler yeme
B) Takdir görme
C) Dostça konuşma
D) İyilik yapma
6. Yazarın çocukluğunda bütün misafirlere yemek yedirilmesinin amacını belirleyiniz.
A) Başkalarına şirin görünmek
B) Var olanı paylaşmak
C) Açları doyurmak
D) İnsanların saygısını kazanmak
7. Aşağıdaki açıklamalar ile verilen atasözlerini uygun bir şekilde eşleştiriniz.
1.Acele işe şeytan karışır. | a.Çoğu zaman bilgili, becerikli insanlara sataşırlar. |
2.Her koyun kendi bacağından asılır. | b.Yöneticilerin tutumu bozuk olan toplumda her şey bozuk olur. |
3.Meyveli ağacı taşlarlar. | c.Çabuk yapılan iş yanlış, bozuk olur. |
4.Balık baştan kokar. | d.Herkes kendi suçundan sorumludur. |
8. Aşağıdaki cümlelerde terim anlamlı sözcük olanların başına “+” işareti koyunuz.
( ) Bu şarkının notalarını biliyorum.
( ) Dün gece sokaklar tenha değildi.
( ) Bir hafta boyunca köprü trafiğe kapalı olacak.
( ) Renkleri tuvaline çok güzel yansıtmış.
9. Aşağıdaki cümlelerde bulunan ifadeler gerçek ise cümlenin başına G hayal ürünü ise H yazınız.
( ) Civcivler, tavuğun kanatları altına girdi.
( ) Ormanda şarkı söyleyerek yürüyen tavşan bir anda kelebeğe dönüşüvermiş.
( ) Karnını doyuran tilki, sevinç içinde bulutların üzerinde uçmaya başlamış.
( ) Çatıya çıkan kara kedi miyavlamaya başladı.
( ) Atlıları gören Çomar havlamaya başladı.
( ) Çirkin Ördek, çevresindeki diğer hayvanların alay etmesine o kadar çok üzülüyormuş ki gizli gizli ağladığı bile oluyormuş.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde abartılı anlatım varsa cümlenin başına “+” işareti koyunuz.
( ) Bir ah çeksem karşıki dağlar yıkılır.
( ) Görünen köy kılavuz istemez.
( ) Günü gelince açıklama yapacağız.
( ) Yüzü o kadar aydınlıktı ki güneş bile sönük kalırdı yanında.
( ) Türklerin kendi ülkelerine ve şehirlerine, köylerine, kasabalarına gelen yabancılara, gariplere, kimsesizlere, yolculara karşı insanca, dostça davranışları, kısacası konukseverlikleri çok eskidir.
CEVAPLAR:
1. (1b) (2a) (3d) (4c) (5f) (6e)
2.D
3.B
4.B
5.C
6.B
7. (1c) (2d) (3a) (4b)
8.
( + ) Bu şarkının notalarını biliyorum.
( ) Dün gece sokaklar tenha değildi.
( ) Bir hafta boyunca köprü trafiğe kapalı olacak.
( + ) Renkleri tuvaline çok güzel yansıtmış.
9.
( G ) Civcivler, tavuğun kanatları altına girdi.
( H ) Ormanda şarkı söyleyerek yürüyen tavşan bir anda kelebeğe dönüşüvermiş.
( H ) Karnını doyuran tilki, sevinç içinde bulutların üzerinde uçmaya başlamış.
( D ) Çatıya çıkan kara kedi miyavlamaya başladı.
( D ) Atlıları gören Çomar havlamaya başladı.
( Y ) Çirkin Ördek, çevresindeki diğer hayvanların alay etmesine o kadar çok üzülüyormuş ki gizli gizli ağladığı bile oluyormuş.
10.
( H ) Bir ah çeksem karşıki dağlar yıkılır.
( G ) Görünen köy kılavuz istemez.
( G ) Günü gelince açıklama yapacağız.
( H ) Yüzü o kadar aydınlıktı ki güneş bile sönük kalırdı yanında.
( G ) Türklerin kendi ülkelerine ve şehirlerine, köylerine, kasabalarına gelen yabancılara, gariplere, kimsesizlere, yolculara karşı insanca, dostça davranışları, kısacası konukseverlikleri çok eskidir.