Testler

Cümlede Anlam Test 14

CÜMLEDE ANLAM TEST 14

  1. I. Şiir, gereci dil olduğu için önceden bilinen ya da sözcüklerle oynarken ortaya çıkan bir anlamı aktarmak durumundadır.
    II. Şiirin anlamsız olması düşünülemez, çünkü o dille yazılır, dil ise anlamlı sözcükler topluluğundan oluşur.
    III. Dilin, şiirin temelini oluşturması, bir mesajı iletmesinde, diğer sanatlardan daha etkili olmasını sağlamıştır.
    IV. Şiir bir dille yani sözcüklerle yazıldığından şairin, dilin inceliklerine vakıf olması gerekir.
    Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
    A) I. ve II.
    B) II. ve III.
    C) III. ve IV.
    D) II. ve IV.
    E) I. ve IV.
  2. Bilimin, bilimcinin süzgecinden geçmemiş ya da geçmiş de kötüye kullanılmış bir tarihsel olayı doğrulamaya çalışmak, bir romancı için en iyimser bir deyişle beceriksizliktir.
    Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Romancı eserinde tarihsel olaylara yer vermemelidir.
    B) Tarihsel olaylara değinen romanlar, bunları doğru belgelerle kanıtlamalıdır.
    C) Romancılar tarihsel olayları kötüye kullanmaktan kaçınmalıdır.
    D) Romancı bilimsel olarak kanıtlanmamış tarihsel olayları doğrulamaya çalışmaktan kaçınmalıdır.
    E) Tarihsel olaylar, hayal süzgecinden geçirilmeden romana konu edilemez.
  3. (I) Gün ağarmadan otobüsümüz yola koyulmuştu. (II) Yolda aldığımız adam, otobüsün arkasında boş bir yer bulup oraya ilişmişti. (III) Fakat biraz sonra arabaya gelen birkaç müşteriye yer bulmak için onu açıkta bıraktılar. (IV) Zavallının bu seferki vaziyeti daha kötü idi. (V) Rahatsızlıktan başka ölüm tehlikesi de vardı bulunduğu yerde.
    Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma söz konusudur?
    A) I.      B) II.     C) III.      D) IV.      E) V.
  4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “aynı seviyede olma” anlamı söz konusudur?
    A) Tarih boyunca edebiyat ve felsefe iç içe sürüp gelmiştir.
    B) Bilim ve edebiyat topluma yararlı olma açısından at başı giderler.
    C) Sanat, insanlık tarihi boyunca bilime babalık etmiştir.
    D) Ortaya yeni şeyler koymakla, olanı keşfetmek elbette aynı şey değildir.
    E) Şiirin duygudan doğması yazının düşünceyle yazılması çok kesin bir ayrım değildir.
  5. Şiir, şiirin tarihine eğilerek, onu örnekleyerek, ona bata çıka yazılır.
    Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleyle çelişir?
    A) Şiirin tarihi bilinmeden şair olunmaz.
    B) Geçmişteki şiir tecrübelerinden yararlanmak gerekir.
    C) Tarihi tekrarlamak yaratıcı olamamak demektir.
    D) Bugünün şiiri geçmişteki şiirlerden ilham alınarak yazılabilir.
    E) Şiirin geçmişinden habersiz, şiir yazılamayacağı açıktır.
  6. Romancının iç dünyası o denli zengin olmalıdır ki, o kendisinin yaşamında başkalarının ve toplumun yaşamını, duygularını, izlenimlerini gözlemleyebilmelidir.
    Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?
    A) Romancı, içinde yaşadığı toplumun ileride ne gibi bir yaşamının olabileceğini sezecek kadar ileri görüşlü olmalıdır.
    B) Romancı, çevresini en ince ayrıntısına kadar gözlemlemeli ve edindiği izlenimleri eserinde anlatmalıdır.
    C) Toplumun yaşantısı, duyguları, izlenimleri ne ise o toplumda yaşayan sanatçının anlattıkları da odur.
    D) Romancının dünyası kendi yaşantısı içinde, toplumun ve toplumdaki insanların yaşantısını, duygularını gözlemleyebilecek kadar zengin olmalıdır.
    E) İç dünyasında toplumu bütün acılarıyla duyamayan romancılar, o toplumun sözcüsü olmaktan çok uzaktırlar.
  7. I. Sanatçı, biçimini sağlam kurduktan sonra, onun içinde dilediğini, istediği şekilde anlatabilir.
    II. Bütün sanatçıların temelinde bir şeyler söylemek, anlatmak çabası yatar; biçimi de bu çaba ortaya koyar.
    III. Sanatların doğuşunda, verilmek istenen mesaj elbette çok etkili olmuştur ve bu daima belli biçimlerle ortaya koyulmuştur.
    IV. Sanatlar, sanatçının bir şeyler anlatmak istemesinden doğmuştur, nasıl söyleyeceğini de söylemek istediği şey belirler.
    Yukarıdaki cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
    A) I. ve II.
    B) II. ve III.
    C) I. ve IV.
    D) II. ve IV.
    E) III. ve IV.
  8. (I) Kahvehaneye girip yakın bir masaya ilişiyoruz. (II) Bu, akla gelmedik bir durumda kaçışımızı kolaylaştıracağı için işimize de geliyor! (III) Daha sonra gelenler de birer ikişer çevremizdeki masalara kuruluyorlar. (IV) Duvarlar orta boylu birinin ulaşamayacağı yükseklikte, çok sayıda ayna ve manzara resimleriyle kaplı. (V) Boşken de girsek özensizliğinden buranın bir erkek mekânı olduğunu ve kadınların buraya hiç uğramadığını kolayca anlayabiliriz.
    Bu parça numaralanmış cümlelerin hangilerinde söyleyenin yorumu söz konusudur?
    A) I. ve II.
    B) II. ve III.
    C) II. ve V.
    D) I. ve V.
    E) II. ve IV.
  9. I. Roman bilgi küpü değildir, ama bilgisiz de roman olmaz.
    II. Romanda gerektiğinde olay akışı kesilerek bilgi verilmelidir.
    III. Romanda bilgi mutlaka vardır, ancak roman tamamen bilgi aktarıcı da değildir.
    IV. Romancı elbette bilgi olmalıdır, fakat eserde bunu belli etmemelidir.
    Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisi anlamca birbirine en yakındır?
    A) I. ve II.
    B) I. ve III.
    C) III. ve IV.
    D) II. ve IV.
    E) II. ve III.
  10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaştırma söz konusudur?
    A) Gemici daha neler gördüklerini anlatmak istedi.
    B) Onu görebilmek için en iyisi oraya gitmek diye düşünüyordu.
    C) Kumaşın daha iyisinden almalıydı ki kaliteli bir elbiseye sahip olsun.
    D) Aklından geçenleri bana söylemekten çekiniyordu.
    E) Bu soruyu sınıftaki öğrencilerden biri cevapladı.
  11. “Bir dilin dağarcığıyla o dili konuşan toplumun yaşama biçimi arasında çok sıkı bir ilişki vardır.” cümlesine anlamca en yakın cümle aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Dillerin sözcük sayısında toplumun yaşam biçiminin önemli bir etkisi vardır.
    B) Bir dilin söz dağarcığı, toplumun yaşayışından farklı bir şekilde gelişir.
    C) Yöresel şartlar, dilin inceliğinde oldukça etkilidir.
    D) Gelişmiş ülkelerin etkili, zengin ve yerleşmiş bir dili vardır.
    E) Bir toplumun dilinin gelişmesi, o toplumun yerleşik hayata geçmesiyle mümkün olur.
  12. (I) Roman genç yaşlı herkes tarafından ilgiyle okunur. (II) Nereye giderseniz gidiniz en çok roman okunduğunu görürsünüz. (III) Şiire ise daha çok gençler ilgi gösterir. (IV) Çünkü şiir, bir damla gözyaşı demektir. (V) Fırsatını bulduk mu elimize aldığımız şey, ya bir roman ya da bir şiir kitabı olur.
    Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde tanımlamaya yer verilmiştir?
    A) I.       B) II.        C) III.        D) IV.         E) V.
  13. (I) Gelenler, başları laz başlıklı, arkaları Çerkes yamalı, ayakları çizmeli üç kişiydi. (II) İki basamaklı bir toprak merdivenden indiler. (III) Girdikleri oda, penceresi, nefesliği olmayan, çukur, basık, loş bir yerdi. (IV) Duvarda elekler, sepetler asılıydı; tavandan torbalar, soğan dizileri sarkıyordu. (V) İçerideki hava, değişmeye değişmeye çürümüş zannolunan zevksiz, sıcak, fena bir yağ gibi çehreye yapışıyordu.
    Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi söyleyenin yorumunu da içermektedir?
    A) I.     B) II.       C) III.        D)IV.         E) V.
  14. Toplumun benliğinde, varlığında eriyen, toplumun bütün varlığında kendini duyan kişi sanatçıdır.
    Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?
    A) Kişi toplumun dertlerine çözümler sunmadıkça sanatçı olamaz.
    B) Sanatçı eserinde mutlaka çevresindeki olaylara ve kişilere yer vermelidir.
    C) Toplum, sanatçının ruh ve düşünce dünyasından geçerek sanata yansır.
    D) İnsan birey olmaktan çıkıp kendini toplum içinde yok etmedikçe sanatçı olamaz.
    E) Kişisel duygu ve düşünceleri yazısının merkezine alan kişi sanatçı olamaz.

CEVAPLAR: 1.A, 2.D, 3.D, 4.B, 5.C, 6.D, 7.D, 8.C, 9.B, 10.C, 11.A, 12.D, 13.E, 14.D

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap