EKPSS DENEME SINAVLARI Testler

EKPSS ORTAÖĞRETİM TÜRKÇE DENEME SINAVI 22

EKPSS ortaöğretim Türkçe sorularından oluşan 15 soruluk testtir.

1.Şiirlerinde ölçüye, uyağa büyük özen göstermiş, sade bir dil kullanmış; …………. bunlar onu iyi bir şair saymamız için yeterli olamıyor.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) ne var ki
B) ne yazık ki
C) gel gör ki
D) oysaki
E) varsayalım ki

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklamasıyla birlikte verilmiştir?
A) Kış günü çocuğun yalın ayak gezdiğini görünce keyfim kaçtı, bütün neşem kayboldu.
B) Evdeki herkes hastaydı, komşumuzun gönderdiği çorba öyle makbule geçti ki.
C) Sen yine mi iş değiştirdin, amma da maymun iştahlısın ha!
D) Müşterilerine suratsız davranırsa elbette sonunda sinek avlayacak.
E) Biraz soğuk almışım, bugün hiç keyfim yerinde değil.

3. Ben öykülerimde, olayı, kişileri, diyeceklerime yardımcı olarak kullanırım. İzlenimlerim öykücülüğüme yardımcı olmuştur; ancak hiçbir olayı baştan sona izlememişimdir. Bir ucundan yakalamışımdır. Sonrasını kendi kendime pekiştiririm. Bir adam görmüşümdür bence ilginç olan, onun öyküsünü kurarım. Sormam kendisinden yaşamını. Bir duyarım, anahtar olur öyküme; söyleyenin yüzünü görmeye bile gereksinim duymam. Kesin bir sonuçla bitirmediğim öyküm çoktur. Okuruma düşünme payı bırakmak isterim. Boşuna olay anlatmaktan kaçınırım. Öykümün söyleyeceği bir şeyler olsun isterim.
Kendinden bu şekilde söz eden birinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?
A) Bir öyküye başlamam için küçük bir izlenim yeterlidir, gerisini kendim getiririm.
B) Ben öykülerimi belli mesajlar iletsin diye yazarım.
C) Öykülerimden her okuyanın kendine göre bir sonuç çıkarmasını isterim.
D) Benim için olaylar, kişiler bir araçtır; amaç ise anlatmak istediklerimi verebilmektir.
E) Öykülerimin bu kadar beğenilmesinin nedeni anlatılmak istenenden çok anlatıma önem vermemdir.

4. Bu Dağın Ardı’nda aranan şey hiç ifade edilmeden kalmış. Hikaye kahramanı daima ilerisini merak eden bir insan. Anadolu’yu dolaşıyor. Göçmen kuşlar gibi. Her gittiği yerde, önünde bir dağla karşılaşıyor. O dağın ardını görmek arzusuna kapılıyor. Aşıyor o dağı. Ama aştığı dağın ardını gözden geçirmeye, orayı görmeye çalışacağına, ileride ufuklarda duran yeni bir dağın zirvelerine dikiyor gözlerini, onun ardını özlüyor. Ama dağlar hiç bitmiyor; o boyuna arıyor, arıyor.
Parçaya göre yazarın sözünü ettiği eserde eksik gördüğü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplum sorunlarına yer verilmemiş olması
B) Olayların yüzeysel olarak anlatılması
C) Dağ imgesinin çok sık kullanılması
D) Teknik kusurlarının bulunması
E) Kahramanın neyi aradığının açık olmaması

5. Bugün babaların birçoğu çocuklarından yakınır. Bunlar kendi çocukluklarını unutmuş gibidirler. Bilmezler ki bir zamanlar kendi babaları da aynı şekilde onlardan yakınmışlardı. Tıpkı kendilerinin şimdi yaptıkları gibi, babaları onlara: “Biz çocukken böyle miydik? Sinema nedir bilmez, maçı tanımaz, büyüklerimizin sözlerinden dışarı çıkmazdık. Ya şimdikiler… Nerde… “demişlerdi ama bunları bilen, hatırlayan var mı ki?…
Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocukların Eğitimi
B) Anılar
C) Babalar ve Çocukları
D) Çocukluk Günleri
E) Geçmişi Unutmak

6. Vapurla İstanbul’dan Tekirdağ’a gidiyorduk. Bu yolculuk bana öyle uzun, öyle uzun geldi ki dünyanın öbür ucuna gittik sandım. Bilet ucuz diye vapurun güvertesinden yer almıştık. Güvertedeki kalabalık yolcular arasında çingeneler de vardı: Birçok erkek, kadın bir sürü çocuk… Onların arasındaydık. Vapurun memuru biletleri denetlemeye başladı. Galiba çingenelerden birinin bileti yoktu. Memur çingenelere demedik laf bırakmadı. Olmayan bir bilet için bu kadar hakareti hiç de hak etmemişlerdi aslında.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir vapur yolculuğu sırasındaki izlenimler
B) Çingenelere yapılan haksızlıklar
C) Vapur yolculuğunun zorluğu
D) Güvertede yolculuk yapmanın yanlışlığı
E) Gemilerde bilet kontrolünün çok sıkı yapıldığı

7. Geçenlerde bir hikaye kitabını sonuna kadar okudum. Onun da bir iki yerinde duraksadığım oldu, onda da “ait”ler var, “mecburen”ler var, ama çok değil. Oralarda sinirlendim ama biraz sonra unutuverdim sinirlendiğimi, kitabı bırakmadım elimden. Bir aydan çok oluyor okuyalı. Bana düşündürdüklerini daha unutmadım. Demek hepsi de bir iz bırakmış bende, öyle çabuk silinmeyen bir iz.
Bu parçada yazarın sözünü ettiği eserle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Düşündürücü bir nitelik taşıdığına
B) Olmaması gereken bazı sözcükler bulundurduğuna
C) Kolay unutulmayacak bir etkisinin olduğuna
D) İstenmeyen yönlerinin olmasına rağmen kendini okuttuğuna
E) Olaylar arasındaki bağlantıların zayıf olduğuna

8. İlkin başını sokacak bir dam altı bulması gerekiyordu. Kentin orta yerlerindeki evlerin kirası çok yüksekti. Yalnız ortadakiler değil dolaydakiler de öyle. Kirasını ödeyemediği için icra memurlarının, evine gelip külüstür yazı makinesini, bir iki parça eski püskü eşyasını haczetmelerinden artık bıkıp usanmıştı. Hele konu komşunun, ilk gördükleri bir yabancı yaratığa bakar gibi süzerek kendisine bakmalarından, korkulu, meraklı gözlerden, düşman bakışlardan bıkmıştı. Onun için uzaklarda, dış mahallelerden de ötelerde, tenha yerlerde, ucuz, küçük bir kiralık ev arıyordu.
Bu parçadan sözü edilen kişiyle ilgili, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Çevresindekilerin kendisine bakışından rahatsızlık duyduğu
B) Parasal sıkıntı içinde olduğu
C) İnsanın az bulunduğu bir yerlerde oturmak istediği
D) İnsanlarla iyi geçinemeyen bir karakterinin olduğu
E) Kalacak bir yerinin olmadığı

9. İnsan gençliğinde daha cesaretli oluyor, okuduğu romanın kötü çıkacağından korkmuyor, çirkinden güzele daha taze bir umutla koşuyor. Ama yaşlandıkça daha mı tedbirli oluyor nedir? Ben okumadığım romanlara çoğu zaman korku ile bakıyorum. Ya okuyup da umduğumu bulamazsam! Ne çıkar başkasını okursun diyeceksiniz. Olmuyor işte! Salık verilen bir roman beni aldatırsa aziz bir dost tarafından aldatılmış gibi oluyorum.
Bu parçada yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Umduğunu bulamamak korkusuyla roman okuyamadığı
B) Yaşlandıkça heyecanını kaybettiği
C) Aldatılmaktan korktuğu için kimseyle dost olamadığı
D) Her romanın okuyucuyu aldattığına inandığı
E) Roman okumanın boş bir uğraş olduğuna inandığıa

10. Hatıralar insan hayatının dokusu, insan hayatının kendisidir. Onları atınız, insan da kalmaz. Hatıralar şuurumuzdan geçtikleri, bizden birer parça oldukları, bir daha yaşanmayacak olan duyguları taşıdıkları için önemlidir. Hatıralar zaman içinde yani şuurun akışı içinde uzaklaşarak koyulaşan sislere büründükçe güzelleşir. Zaman, bazı hatıraları silerek, bazılarını düzelterek, bazılarını da belirterek bir sanatçı gibi çalışır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) İnsan hayatının vazgeçilmez parçalarından biri de hatıralardır.
B) Her hatıra bir daha yaşanmayacak duyguları saklar içinde.
C) Hatıralar, insanın bir parçası oldukları için önemlidir.
D) İnsanın yolunu aydınlatan parlak bir meşaledir hatıralar.
E) Zaman, bir sanatçı gibi hatıraları düzenler.

11. “Bu sanatçımız, gazetemizde geçen hafta çıkan yazısında, yazın ürünlerinin okur açısından çok değişik yorumlara uğrayabileceğini anlatıyor, bu yorumların da elbet okurun bilgi ve deneyim düzeyine göre değişik biçimler alacağını belirtiyordu. Konu birçok açıdan ele alınacak niteliktedir. O açılardan biri de şudur: Yazar hangi düzeydeki okuru düşünerek çalışmalıdır? En üst düzeydeki okuru mu? Ama o ” en üst düzey” in ne olduğunu yazar bilemez, bilse de yaratıcılığına bundan yararlanamaz. Çünkü yaratıcılığın bilgi ile doğrudan bir ilişkisi yoktur. Yaratıcılık bir tavırdır, bu tavrı belki herkes anlayabilir, belki de kimse anlamaz. Öyleyse yazar kimin için yazıyor? Elbette okur için, herhangi bir okur için, tanımadığı okur için.
Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Yazar belli bir okur için değil herhangi bir okur için yazmalıdır.
B) Okur, yazarın anlattıklarından istediği sonucu çıkarabilir.
C) Okurun eserden anladığı, kendi bilgi ve deneyimine göre değişir.
D) Yazar eserini en üst düzeydeki okurun anlayışına göre yazmalıdır.
E) Yazarın okur tarafından anlaşılmak gibi bir tavrı yoktur, o kendi için yazar.

12. Şiiri ve düşüncesiyle yüzyıllardır Türk kültürünü besleyen Mevlana, engin hayal gücü ve inanılmaz ilhamıyla, sadece kendi çağını ve kendi insanlarını değil, ırk, din ve mezhep ayrımı yapmaksızın bütün insanlığı kucaklayabilen bir düşünce adamı ve büyük bir şairdi. Peygamberler dışında, mesajını onun ölçüsünde çağlar ötesine ulaştırabilmiş başka biri gösterilemez. Şiirini bir yana bırakalım, Mevlana’nın hayatı başlı başına bir şiir değil mi? Sevenlerinin onun adı etrafında meydana getirdikleri efsane hâlesi, gerçek hayatının yanında sönük kalır. Az yaşamış olsalar bile büyük adamların hayatları da büyük oluyor, yaşadıkları her anı büyüklükleriyle doldurmasını biliyorlar.
Bu parçada Mevlana’yla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Irk, din, mezhep ayrımı yapmadığına
B) Mesajını çağlar ötesine ulaştırabildiğine
C) Gerçek hayatının, hakkındaki efsanelerin yanında sönük kaldığına
D) Şiiri ve düşüncesiyle Türk kültürünü beslediğine
E) Edebiyatımızda tasavvuf düşüncesinin en büyük temsilcisi olduğuna

13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ne edat ne bağlaç kullanılmıştır?
A) Ne yıldızlar kaynaşır gökyüzünde
Ne sevdayla dolar taşar gönüller
B) Sanki yeşil yaylalardır gözlerin
Alnımda ter, kuvvetsin işimde
C) Ben kanadı kırık bir kuş değilim
Döner bir gün gurbet ellerde kalan
D) Böyle çizgisiz resim yaptım
Okuyucu sana karşı mahcubum
E) Yapraklarda dolaşan serin bir rüzgarsın
Renksin yazdan kıştan, tazeliksin bahardan

14. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bileşik zamanlı fiil kullanılmamıştır?
A) Gel deme bana gelemem artık
B) Ben gidersem sazım sen kal dünyada
C) Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum’a kadar
D) Her sevdiğin şeye sen gülüm derdin
E) Buralardan bir de yazın geçtimdi

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de”nin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Bir gün siz de anlarsınız beni.
B) Bende senin aradığın kitap bulunmaz.
C) Benim için yaz da güzel kış ta.
D) Saat 15.00’te gelin de beraber gidelim.
E) Eve girdiğinizde lavanta kokusu karşılıyor sizi.

 

CEVAPLAR: 1.E, 2.A, 3.E, 4.E, 5.C, 6.A, 7.E, 8.D, 9.A, 10.D, 11.A, 12.E, 13.E, 14.A, 15.C

Yazdır

Yazar hakkında

admin

5 yorumlar

Yorum yap