1.”Aktarmak” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya başka kaba boşaltmak” anlamı dışında kullanılmıştır?
A) Yaz gelince toprak havalansın diye bahçeyi aktardı.
B) Çuvaldaki portakalları büyük sandıklardan birine aktardı.
C) Küçük şişelerdeki suyu büyükçe bir kovaya aktardı.
D) Sepet parçalanınca yumurtaları sağlam bir kutuya aktardı.
E) Kazanda pişirdiği yemekleri, soğuması için kaplara aktardı.
2. Bu sabah, kentin en yüksek tepesine, Çamlıca’ya gittiler.
Bu cümlede “kentin en yüksek tepesine” sözü, kendinden sonra gelen “Çamlıca’ya” sözünü açıklamaktadır.
Benzer bir açıklayıcı söz, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu konuyla ilgili gazete ve dergilerde çıkan yazıları okudu.
B) Geleceğini söylemişti, ne olduysa gelmekten vazgeçmiş.
C) İki yıl önce bir hafta sonunda, onunla balık avlamaya çıkmıştık.
D) Çocukluk yıllarının geçtiği köye gidecek olmak onu heyecanlandırdı.
E) Dün eski komşumuzu, Ahmet amcayı, okulun önündeki parkta gördüm.
3. (I) Eleştiri, herhangi bir kişiyi, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yönleriyle dile getirerek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. (II) Hedeflenen ögeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtma amaçlanır eleştiride. (III) Ele alınan eserin doğru tanıtılmasını sağlamak, bir değerlendirme yapmaktır temel hedef. (IV) Edebiyat eserlerini incelerken işin içine yorum da katılır eleştiride. (V) Hiç kuşku yok ki bu yorum için iyi bir donanıma sahip olmanın önemi çok büyüktür.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde tanım yapılmıştır?
A) I. B)II. C) III. D) IV. E) V.
4. (I) Çocukluğumda annemle babamın ellerine yapışır, ben de onlarla pazara giderdim. (II) O yıllarda Denizli, küçük bir kasaba görünümündeydi. (III) Bugünkü kentsel nüfusun, belki de yirmi biri kadar yaşadığı bir yerdi. (IV) Pazartesiyle perşembeleri büyük pazar kurulurdu kentte. (V) Bayramyeri, Kaleiçi, Çarşı olarak adlandırılan alanın tümüne yayılırdı pazar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde tahmin söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde varsayım söz konusudur?
A) Toplantıya davet edilen gazeteciler bunlarla sınırlı değildi sanki!
B) İnsanlar bizim burada birkaç gün kalacağımızı düşünüyormuş meğer.
C) Önümüzdeki yıl sanırım, buraya daha çok insan gelecektir.
D) Bu akşam bize gelse belki de aralarındaki soğukluk giderilirdi.
E) Bir an otobüsü kaçırdığınızı düşünelim ve ona göre plan yapalım.
6. Bazı şairler, “Şiirde şekil de neymiş, duygu ve düşünceler belli bir kalıpla veya heceyle söylenebilir.” diyebiliyor. Onlara sormak lazım: “İçinde belli bir kompozisyon ve düzen olmayan dizeyi, güzel kılan nedir?” diye. Sanıyorum bu şairler, şiir serbest olsun derken şair, diğer teknikleri bilmeden şiir yazsın demek istiyorlar. Oysa kafiyeyi, şekli bir kenara bırakarak şiir yazmak mümkün değildir. Serbest şiir yazmak, şiirde bir iç ahenk oluşturmak, söyleyişi güzelleştirmek için de şekil çok önemlidir. Bu bilinmeden serbest şiir yazılamaz. Zaten serbest şiir, şekilsiz şiir demek de değildir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleme
B) Tartışma
C) Benzetme
D) Açıklama
E) Betimleme
7. (I) Çoğumuz, bazı önemli kitapları okumamış olabiliriz. (II) Bir şekilde gözümüzden kaçmıştır ya da okumaya vakit bulamamışızdır. (III) Bir kitapçıya gidip raflarda hiç karşılaşmadığımız birçok kitapla karşılaşınca bunu daha iyi anlarız. (IV) Eleştirmenler, okuyup okumama konusunda karar veremediğiniz nice kitap için bize yardımcı olur.(V) Bizim adımıza yapılan bir taramanın ürünüdür onların yazdığı yazılar. (VI) Bu yazılarında kitaplarla ilgili temel düşünceleri en kısa biçimde sunarlar bize. (VII) Hiç kuşku yok ki bu kısa yazılar kitapları seçerken çok işimize yarar bizim.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) III. B) IV. C) V. D) VI. E) VII.
8. (I) Ana yoldan ayrılıp çam ağaçlarının kokusunu içimize çeke çeke giderken karşımıza şelalelerin ve derelerin üzerinde kurulan balık çiftlikleri çıkıyor. (II) Ancak burada ne yenirse yensin yemeğin yanında farklı lezzetteki yoğurtlardan yapılmış üzeri köpük dolu buz gibi ayran ve ille de Türk kahvesi mutlaka içilmeli. (III) Aslına bakarsanız yalnız alabalık servisi de yapılmıyor bu lokantalarda. (IV) Balıkla arası hoş olmayanlar da üzülmesinler, doğu bölgelerimize özgü tatları, kebap çeşitlerini, lahmacun çeşitlerini de bulabilmek mümkün elbette. (V) Bu çiftliklerin çevresine, gün boyu alabalık servisi yapabilen lokantalar kurulmuş.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) I. cümleyle II. yer değiştirmeli
B) IV. cümle I. den sonra gelmeli
C) III. cümleyle IV. yer değiştirmeli
D) II. cümleyle V. yer değiştirmeli
E) V. cümle II. den sonra gelmeli.
9. Türkiye’de yaklaşık beş bin yıldan beri birçok bitki türü yetişmektedir. Türkiye’de bulunan, orman ağaçlarının, süs bitkilerinin, çalıların ve otların isimleri bile buradaki zenginliği kanıtlamaktadır. Bugün bu topraklarda öylesine farklı bitki türleriyle karşılaşılmaktadır ki bu zenginlik bazı kıtalardakinden daha fazladır. Bu da göstermektedir ki yetişen bitkilerin farklılığı bakımından Türkiye, ilk birkaç ülkeden biri belki de en başta gelenidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türkiye, bitki türü çeşitliliği bakımından dünyanın önde gelen ülkeleri arasındadır.
B) Ülkemizde çevre bilinci birçok ülkeden daha ileri düzeydedir.
C) Türkiye’nin en önemli zenginlik kaynağı doğal bitki örtüsüdür.
D) Türkiye’de birçok bitki türü bilinçsizlik nedeniyle yok olmakla karşı karşıyadır.
E) Türkiye’de çölleşmenin olmaması, bitki örtüsünün varlığıyla yakından ilgilidir.
10. Dil canlı bir varlıktır. Bir yandan sözcükler dilin kullanım alanından çıkarken bir yandan nice bölgelerde türetilmiş yeni söz değerleri onun kullanım alanına girer. Bu yüzden hiçbir dilin söz varlığı tam olarak bilinemez. Hele söz konusu dil, doğurgan bir dilse o dilin söz varlığını saptamak için derleme çalışmalarının sürekli olması gerekir. Yalnız bu da yetmez. Sözcüklerin değişimini, yaşamasını gösteren tarihsel sözcük, sözcüklerin ana kaynağını bildiren köken sözlüğü, eski metinlerdeki Türkçe sözcükleri saptayan tarama sözlüğü, saz varlığının oluşmasında çok etkili olduğundan bunların da iyi bilinmesi gerekir. Bunlar bilinse bile yine de bir dildeki sözcük sayısını tam olarak tespit etmek oldukça zordur.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her dilde sözcükler bir süre sonra kullanımdan düşmektedir.
B) Bir dilin söz varlığının zengin olması o dilin gücünü gösterir.
C) Kullanımdan düşen sözcükler bir süre sonra geri döner.
D) Bir dilin söz varlığını kesin olarak saptamak çok güçtür.
E) Sözcük sayısının tam olarak bilinmesi o dilin etki gücünün yüksek olduğunu gösterir.
11. Tarih kitapları bütün insanlığın malıdır. Bir millete ait olduğu sanılan tarih bile insanlığın tarihidir çünkü. Öte yandan tarih kitabı okumak, hoşça vakit geçirmektir bir yönüyle. Orada karşılaştıklarımız bol bol tebessüm ettirir bizi. Shakespeare’in de dediği gibi tarih okumak zevklidir. Zevklidir çünkü günümüzde süren hayat tiyatrosunun geçmişte kalmış acılı, sevinçli ağırbaşlı, komik tadını duyarız. Bir yönüyle de bilgi yüklüdür tarih kitapları. Çünkü tarih okurken geçmişi öğreniriz. Hiç kuşku yok ki kimi zaman da tarih kitapları, okuyanı derinden sarsar. Duygularımızı harekete geçirir, hatta ağlatır.
Bu parçadan tarih kitaplarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Etkileyici olduğu
B) Sıkıcı olduğu
C) Eğlendirici olduğu
D) Öğretici olduğu
E) Evrensel olduğu
12. Kimi eserler çok başarılı olmalarına rağmen doğdukları dönemde şanssızdır, şansları sonra açılır. Bu durum, o eserin geçici bir süreliğine gerilere itilmesine neden olabilir. Ama bu eserler, gün gelir yeniden doğar, en çok aranan eser hâline gelir. Çünkü onlarda hiç sönmeyecek bir cevher gizlidir. O cevher sayesinde o eserler en çok okunanlar listesinin başına oturur, yazarını gündemden düşürmez, pek çok yabancı dile çevrilir, adına her yıl bir düzine doktora çalışması yapılır o eserlerle ilgili. Bundan en ufak bir şüphe duyulmasın. Yeter ki eser sağlam bir eser olsun.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yayımlandığı dönemde gerekli ilgiyi görmeyen eserler kalıcı olamaz.
B) Bir eserin gereken ilgiyi görmesi için hakkında çok yazı yazılması gerekir.
C) Bir eserin çok okunmasını o eserin ortaya koyduğu şartlar belirler.
D) Bir eserin çok ilgi görmesi onun nitelikli bir eser olduğunu göstermez.
E) Nitelikli eserler bir gün mutlaka hak ettikleri ilgiyi görür.
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, sözcük türü yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A) Sen beni aradığında vakit hayli geçti.
B) Rüstem, hangi kitabı okuyacağını bilen dikkatli bir okurdu.
C) Bugüne kadar otuz iki eser vermiş üretken bir yazardı.
D) Bu tartışmanın gerisinde başka düşünceler vardı.
E) Firma yetkilisi, sözlerinin önemsenmediğinden yakındı.
14. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi ötekilerden fazla çekim eki almıştır?
A) Çocukluk yıllarından kalan bu resimlerine gözü gibi bakardı.
B) Sizin mahallenize gelecek yıl yeni bir okul yapılacakmış.
C) Televizyonlardaki haberlerden etkilenen halk, sokaklara döküldü.
D) İzleyicileri etkilemek için ilginç hareketler yapıyordu.
E) Kitaplarım, benim her zaman en yakın dostlarımdır.
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A) Her şey çok güzeldi, bir de elektrikler kesilmeseydi…
B) Irmak taşınca okulun bahçesi de sular altında kalmıştı.
C) Bu arkadaşımız size de bir şeyler söylemek istiyor.
D) Çocukluk yıllarım da en büyük isteğim ünlü bir şair olmaktı.
E) Bu tür programlara gençlik de pek ilgi göstermiyor artık.
CEVAPLAR: 1.A, 2.E, 3.A, 4.C, 5.E, 6.B, 7.B, 8.D, 9.A, 10.D, 11.B, 12.E, 13.E, 14.A, 15.D