Gazel Örnekleri

Naili’nin Gazelleri

Naili, 17.yüzyılın gazel ustalarındandır. Sebk-i Hindi şiirinde görülen anlam derinliği, hayal genişliği, dilde yabancı kelime ve uzun tamlama kullanımı Naili’nin şiirlerinin başlıca özelliklerindendir.

NAİLİ’NİN GAZELLERİ

GAZEL 1

Gül hâra düştü sîne-figâr oldu andelîb
Bir hâra baktı bir güle zâr oldu andelîb

Şehnâme-hânlık eyledi Keyhusrev-i güle
Destân-serâ-yı sebz ü bahâr oldu andelîb

Feryâda başladı yine her perri hârdan
Dîvân-serâ-yı gülde hezâr oldu andelîb

Gül gördü pâre pâre ciger gonca gark-ı hûn
Memnûn-ı zahm-ı hancer-i hâr oldu andelîb

Ey Nâilî vedâ’-ı gül ü bâğ u râğ idüp
Mehcûr-ı yâr u dâr u diyâr oldu andelîb

Aruz kalıbı: mef’ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün

Günümüz Türkçesiyle:

1.Gül dikene düştü, bülbülün göğsü yaralandı. Bülbül bir dikene bir de güle baktı ve sonra ağladı.

2.Bülbül, gül Keyhüsrevi’ne Şehname okudu. Baharın yeşilliğini hikaye etti.

3.Bülbülün her kanadı dikenler yüzünden feryada başladı. Bülbül, güle divan okurken bin parça oldu.
4.Gül, goncanın ciğer gibi parça parça olup kana boğulduğunu gördü. Bülbül diken hançerinin açtığı yaradan memnun oldu.

5.Ey Naili, Bülbül güle, bağa, bahçeye veda edip sevgiliden, yurdundan ve ülkesinden uzaklaştı.

GAZEL 2

Söyledüb nâz ile ruhsârını gül gül mi eder
Bilmezüz gül mi eder mey seni bülbül mi eder

Süsülüb nîm kadeh bâde ile meclisde
Yoksa mestâne gözün kasd-ı tegaafül mi eder

Dağıdur kendüyi bir âh ile zülfünden gönül
Rind-î âvâre-reviş fıkr-i tecemmül mi eder

Cana âşık nice dağ ursun o sevdâ-geri-i nâz
Gevher-i can-geh-i hicrana tahammül mi eder

Bûy-ı zülfin ki ala havsala-i bâd-ı Bihişt
Şiken-i turra-i havraya tenezzül mi eder

Naili hâtıra-i bîm-i kazâ yok bizde
Rind-i agâh bu manâda te’emmülmi eder

Günümüz Türkçesiyle:

1. Naz ile söyletip de yanaklarını gül gül mü eder? Bilmeyiz, şarap seni gül mü eder (yoksa) bülbül mü eder?
2.  İçki meclisinde yarım kadeh şarapla (hemen) süzülmeye başlar. Yoksa sarhoş gözün, âşığın durumunu bilmezlikten gelme kasdıyla mı böyle yapar?
3.Gönül, bir âh ile, senin zülfünde kendini dağıtır (zülfün gibi dağınık, perişan olur). Yolu yordamı, âdeti avarelik olan rind, (acaba) süslenme (güzel görünme) düşüncesinde midir de böyle yapar?
4. Âşık cana (kendi canına) nasıl dâğ vursun? O nâz secdâ-geri (tüccarı), ayrılığın can azaltıcı cevherine tahammül mü edebilir? (O yükü taşıyabilir mi?)
5. Cennet rüzgârının havlası (koku alma merkezi) zülfünün kokusunu aldıktan sonra, Cennet hurilerinin turralarındaki (alna dökülen saçlarındaki) kıvrımlara tenezzül mü eder.
6. Ey Nailî! Bizde, geçmişte, Allah’ı kazasında korkma şeklinde hatırlanan bir şey yok, Agâh (bilgili, uyanık) olan (bir) rind, bu ma’nâda (hiç) düşünür mü? (Tanrı kazasından korkmanın boşuna olduğunu, ondan kaçınılmayacağını bilmez mi?)

GAZEL 3

Sîne gülzâr-ı mahabbet nâle bülbüldür bana
Vakt-i dâğ-efrûzi-i dil mevsim-i güldür bana

Cünbişinden dâğ-ber dildir gazâlan-ı Huten
Nâfe-rîz-i kâm ü hâhiş kim o kâküldür bana

Hissedâr eyler şemîminden dili hengâm-ı âh
Fikret-i zülfün ki her dem tâze sünbüldür bana

Zûr-ı bâzû-yı nigâhım dest-bürd-i işvedir
Çâk-rîz-i ceyb ü dâmân-ı tahammüldür bana

Nâ’ilî i’caz-ı nutkumdur ki eyler ter-zeban
Hâme kim şem’-i şebistân-ı tahayyüldür bana

Aruz kalıbı: fâilâtün / fâilâtün/ fâilâtün / fâilün

GAZEL 4

Bîgâne-i mahabbetin olmaz gam-âşinâ
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşinâ

Kûyun ki Kâbe-i dil ü candır olur mu hîç
Leb-teşne-i zülâl-i gamın Zemzem-âşinâ

Sûr-ı safâ-yı vuslata olmaz firîfte
Halvet-güzîn-i ışkın olan mâtem-âşinâ

Ermez mi Nâ’ilî dem-i subh-ı inâyete
Olmaz mı goncezâr-ı emel şebnem-âşinâ

Aruz kalıbı: mef’ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün

GAZEL 5

Şâdi-i vuslat niçin tahmîl-i nâz eyler bana
Rind-i şâdî-düşmenim ben gam niyâz eyler bana

Nâ ümîd ol haste-i can-der gülûyum kim kazâ
Baht-ı bîmârı tabîb-i çâre-sâz eyler bana

Bir dil-i bî tâb ile bin gamzeye âmâdeyim
Ey deyen hükm-i kazâdan ihtirâz eyler bana

Baht-ı pür âzârın eylerse telâfîsin yine
İltifât-ı gamze-i hâtır-nüvâz eyler bana

Eylemem mazmûnuna Cibrîl’i mahrem Nâ’ilî
Gamzeler kim fitneden ifşâ-yi râz eyler bana

Aruz kalıbı: fâilâtün / fâilâtün/ fâilâtün / fâilün

GAZEL 6

Şarâb-ı nâb getirdikçe nîm hâb sana
Tutar elinde kadeh mâh u âftâb sana

Hezâr pâre dile leblerinden et sâki
Eğer düşerse nemek-rîzi-i kebâb sana

Muhâldir eser ol çeşm-i ser-girâna hemen
Hamîr-i mâye-i nâz olmasın şarâb sana

Bir olsa zerre-i mirrîh ile dil-i Behrâm
Yine getirmiyeler bir nigâha tâb sana

Nigâh-ı mestin ile bildi âşinâ idüğün
Bakınca Nâ’ilî-i hânüman-harâb sana

Aruz kalıbı: mefâilün feilâtün mefâilün feilün

GAZEL 7

Döndürüp her gülü bir ahker-i sûzâna sabâ
Dağlar yaktı dil-i bülbül-i nâlâna sabâ

Şâh-ı nevrûzdan oldu yine mülk-i çemene
Gonce tûmarının îsâline pervâne sabâ

Nâ şekîbâyi-i bülbül nola efzûn olsa
Söyledi derdini gûş-ı güle mestâne sabâ

Dokunur dillere yârin ser-i giysûsunda
Turra-i sünbüle gâhî ki urur şâne sabâ

Nâ’ilî sâhâ-i ber sünbül-i firdevse döner
Bûy-ı zülfün getirse harem-i câna sabâ

Aruz kalıbı: feilâtün feilâtün feilâtün feilün

GAZEL 8

Cihânı etmeğe bir lâhzada harâb sana
Yeter o nerkis-i mahmûr-ı nîm hâb sana

Hazer gurûrdan ey âftâb-ı behcet kim
Zamân ola gele her zerreden hicâb sana

Yeter harâbi-i rindâna bir nigeh sâki
Giran gelirse eğer câm-ı pür şarâb sana

Düşerdi manzara-i çâr-tâk-ı nahvetten
Bu hüsn ile nazar etseydi âftâb sana

Nedir bu feyz-i sirâyet ki sâkıyâ vermiş
Lebin şarâba letâfet şarâb-ı nâb sana

Selâm-ı Nâ’ilî-i zârdan mı incindin
Nedendir ey ham-ı ebrû bu pîç ü tâb sana

Aruz kalıbı: mefâilün feilâtün mefâilün feilün

GAZEL 9

Sen veribsin âriyet bu cân-ı mahzûnı bana
Senden ayrılmak heman ölmektir ey hûnî bana

Gösterir ser-geşte hâl-i vâdi-i hayret henûz
Girdibâd-ı deşt ü sahrâ rûh-ı Mecnûn’ı bana

Ben özümden bîhaber mecnûn iken verdi hırâş
Akl edip şâgird-i nâ kabil Felâtûn’u bana

İ’tibâr etme revâc-ı kâr için bercîs-i çerh
Çeşmine derse sen öğrettin bu efsûnu bana

Nâ’ilî sağım bu hasrettir ki âhım gösterir
Reng-i hâküsterde pâ ber câ bu gerdûnu bana

Aruz kalıbı: fâilâtün / fâilâtün/ fâilâtün / fâilün

GAZEL 10

Kâküllerin ki çîn-i cebîn üzre buldu tâb
Gösterdi cezr ü meddini deryâ-yı ızdırâb

Dünyâya berk-ı tiyg-ı nigâhınla tâb ver
Düşsün sipâh-ı fitneye teb-lerze-i itâb

Âlem harâb olur nigehinden ki eylese
Ser-cûş-ı câm-ı işve şikest-i humâr-ı hâb

Deyr-i cihanda bir sanem-i şîve-gâr ile
Zünnâr-bend-i ışk olalı hâlimiz harâb

Fart-ı hücûm-ı nârdan ol şûha Nâ’ilî
Reng-i şarâb-ı işve olur perde-i hicâb

Aruz kalıbı: mef’ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün

GAZEL 11

Sümûm-ı bâdiye ye’s olur şemîm-i tâb
Riyâz-ı bahtıma olsa vezan nesîm-i tarab

Garîb-i şehr ü diyâr-ı mahabbetin bir olur
Yanında külhan-ı gam gülşen-i naîm-i tarab

O kıblegâh-ı temennânın eyler olmağa nâz
Gedâ-yı kûyu tavâf-âver-i naîm-i tarab

Tegafüliyle eder güft ü gûy-ı rûhânî
Gamiyle ülfet eden olsa da nedîm-i tarab

Olur mezak-ı hakîkatte Nâ’ilî hem-reng
Humâr-ı derd ü keder neşve-i amîm-i tarab

Aruz kalıbı: mefâilün feilâtün mefâilün feilün

GAZEL 12

Dil-i zârı haste kıldı ne yaman nezâredür bu
Şeb-i gamda koydu hâlün ne siyâh sitâredür bu

Açılub gül-i terinden mey içerdi sâgarından
Ele al ki hanceründen dil-i pâre pâredür bu

O periyi âh-ı şeb-gîr ede câme-hâbâ teshîr
Olunur mu lûtfu ta’bir ne hoş istihâredür bu

Felekaa dokuz sefînen güm eder habâb-veş dil
Hazer eyle cünbişinden yem-i bî-kenâredür bu

Der imiş görüb ol âfet bu tahammülüm cefâya
Dil-i Nâilî değüldür kopa seng-i hâredür bu

GAZEL 13

Hevâ-yı ‘aşka uyup kûy-ı yâra dek gideriz
Nesîm-i subha refikiz bahâra dek gideriz

Palâspâre-i rindî be-dûş u kâse be-kef
Zekât-ı mey verilir bir diyâra dek gideriz

Tarîk-i fâkada hem-kefş olup Senâ’îye
Cenâb-ı Külhanî-i Lâyhâra-dek gideriz

Ederse kand-ı lebin hâtır-ı mezâka hutûr
Diyâr-ı Mısra değil Kandehâra dek gideriz

Felek girerse kef-i Nâ’ilîye dâmânın
Seninle mahkeme-i Girdgâra dek gideriz

GAZEL 14

Şarâb-ı nâb getirdikçe nîm-hâb sana
Tutar elinde kadeh mâh u âfitâb sana

Hezâr-pâre dile leblerinden et sâkî
Eğer düşerse nemek-rîzî-i kebâb sana

Muhâldir eser ol çeşm-i ser-girâna hemân
Hamîr-i mâye-i nâz olmasın şarâb sana

Bir olsa zehre-i Mirrîh ile dil-i Behrâm
Yine getirmeyeler bir nigâhda tâb sana

Nigâh-ı mestin ile bildi âşinâ idiğin
Bakınca Nâ’ilî-i hânümân-hârab sana

GAZEL 15

Her dîdede bir sûret ile cilve-nümâsın
Bin renge girer bûkalemûn-nakş-ı cefâsın

Ayyâr nigâhın gibi âheste-rev olsan
Câsûs-ı serâ-perde-nişînân-ı kazâsın

Gamzen gibi hem nükte-i râz-ı dile mahrem
Nezzâre-i âşık gibi hem râz-güşâsın

Tâb-ı ruhun oldukça füzûn şu’le-i meyden
Bir lem’ası dünyâyı yakar berk-ı belâsın

Yok hüsn ile bir yerde kararın yine dâ’im
Ârâm-ı dil-i Nâ’ilî-i bî-ser ü pâsın

GAZEL 16

Oldu eşkim gülşen ârâ-yı heves cûlar gibi
Akdı gönlüm bir nihâl-i işveye sular gibi

Turfa mecnûnum ki pey-der-pey hayâl-i çeşm-i yâr
Devr eder etrâfımı sergeşte âhûlar gibi

Hep siyeh-pûş oldular kasd-ı şebîhûn-ı dile
Girdeler müjgânların bir cenge câdûlar gibi

Bir nihâl-i âhdır kaddin hevâsıyla gönül
Sahn-ı gülşende hırâmân serv-i dilcûlar gibi

Âb u tâb-ı tal’at-ı ekbâr-ı nazmın Nâ’ilî
Ta’n eder âyîne-i hûrşîde mehrûlar gibi

Yazdır

Yazar hakkında

admin

13 yorumlar

  • merhaba geri dönüş sağlar mısınız mailime acil bir konu var yardımınız gerekiyor ?

  • 1. Nāleler kim nagme-senc-i hˇāhişe dem-sāz olur
    Mutrıb-ı çeşmi hemān meşgūl-i sāz-ı nāz olur

    2. Gamzesi kan dökmede etmez tenezzül Rüsteme
    Lebleri cān virmede ʿḬsīye harf-endāz olur

    3. İçse kanın kāse kāse her nefes bin ʿāşıkun
    Gamze-i hūn-hˇārı ancak nīm mest-i nāz olur

    4. Böyle mest-i nāz-perverden kaçar mı ehl-i ʿışk
    Neşve-dār-ı hüsn olanlar şūh olur tannāz olur

    5. Pā-māl-i nāz eder bir gün seni ol şeh-süvār
    Dem gelür ey Nāʾilī bir mūra da iʿzāz olur

    MERHABALAR NAİLİ’NİN BU GAZELİNİN ŞERHİNDE BANA YARDIMCI OLABİLİR MİSİNİZ ACABA ?

    • 1.İnlemeler ki arzunun nağme ölçücülerine bir sırdaş, dost (olduğunda) hemen göz sanatçısı naz sazıyla meşgul olur.
      2. Gamzesi kan dökme işinde Rüstem’in seviyesine inmez, ondan ileridir. Dudakları can vermede İsa’yla yarışır.
      3. Her nefesinde binlerce aşığın kanını kase kase içse de kana susayıcı gamzesi ancak yarım naz sarhoşu olur.
      4. Aşk ehli böyle naz eden sarhoşlardan kaçar mı, neşeli güzeller işveli olur, alaycı olur.
      5. İyi at binicisi (sevgiliyi kastediyor) bir gün seni nazıyla çiğner, ayakları altına alır. Ey Naili bir an gelir, bir karıncaya da cömert olur.

  • BU ARADA 37. GAZEL OLARAK GECİYOR AMA ŞERHİNDE YANLIŞLIKLAR YAPIYORUM LÜTFEN YARDIMCI OLUR MUSUNUZ ?

  • ELİNİZE, EMEĞİNİZE SAĞLIK HOCAM METİN ŞERHLERİNİZ VE GÜZEL GÜNÜMÜZ TÜRKÇE’SİNE ÇEVİRİŞ ŞEKLİNİZ İLE ŞAİRİN GAZELLERİNE VE GÖNLÜMÜZE IŞIK TUTTUNUZ.

  • 1.Dilde ʿāşık merhem-i zahm-ı cefā bilmez nedür
    Gülistān-ı derd-i gam neşv ü nemā bilmez nedür

    2.ʿḬd-gehde rāst geldükçe o şeh ʿāşıklara
    Şöyle vazʿ eyler ki gūyā merhabā bilmez nedür

    3.ʿĀşıkun eder ancak pejmürde cām-ı rāhatın
    Berk-ı āhı hırmen-i derd ü belā bilmez nedür

    4.Hasret-i laʿlünle mey nūş etse hūn-ı derd olur
    Mest-i ʿışkun neşve-i cām-ı safā bilmez nedür

    5.Nāʾilī inkār edenler tabʿ-ı muʿciz-gūyunı
    İhtirāʿ-ı hāme-i sihr-āzmā bilmez nedür

    MERHABA NAİLİ’NİN BU GAZELİNDE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE AKTARIMDA BANA YARDIMCI OLABİLİR MİSİNİZ LÜTFEN? NE KADAR DOĞRU ÇEVİRDİĞİMDEN EMİN OLAMIYORUM. ŞİMDİDEN İLGİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM

  • Müjgānlar āfet-i dil-i ʿāşık nigāh mest
    Kişver harāb şū sipeh pādişāh mest

    Nāz u kirişme hūş-rübā ʿişve dil-firīb
    Dil şīfte nigāh serāsīme āh mest

    Bir māh-ı āfitāb-cebīn mübtelāsıyuz
    Her şeb piyāle der-kef ü her subh-gāh mest

    Ditrer nezāre üstine mānend-i āfitāb
    Vardıkça hˇāb-ı ʿişveye ol gurre māh mest

    Mahşer de olsa çāre mi var söyleşilmege
    Geh ser-girān-ı nāzdur ol gamze gāh mest

    Ser-germ-i ʿışka hˇāhiş-i laʿlün degil baʿīd
    Meclisde vardugınca olur bāde-hˇāh mest

    Ey Nāʾilī terāne-i kilkünden oldılar
    Rūhāniyān-ı mastaba-i intibāh mest

    Merhaba Nailinin bu gazelini günümüz türkçesine aktarımda yardımcı olabilir misiniz ? Şimdiden çok teşekkür ederim

  • Aksin düşürdün aba nezaketle kaddünün
    Turmaz sirişki dîde nîsarındasın gönül

    Merhaba nailinin bu beyitinin aruz kalıplarını söyleyebilir misiniz

Yorum yap