Gazel Örnekleri

Şeyh Galib’in Gazelleri

ŞEYH GALİBİN GAZELLERİ

Şeyh Galib, Divan şiirinin son büyük ustasıdır. Şiirlerinde tasavvufun etkisi vardır. Şiirleri, renkli, canlı ve güçlüdür. Söyleyeceklerini semboller ve benzetmelerle anlatmıştır. Hayaller, somut kavramlar üzerine kurulmuş, soyut kavramlarla birleştirilip canlandırılmıştır.

ŞEYH GALİB’İN GAZELLERİ

GAZEL 1

Yine zevrak-ı derûnum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düştü

O zamân ki bezm-i cânda bölüşüldü kâle-i kâm
Bize hisse-i mahabbet dil-i pâre pâre düştü

Gehî zîr-i serde desti geh ayağı koltuğunda
Düşe kalka haste-i gam der-i lûtf-ı yâre düştü

Erişip bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül
Yine nevbet-i tahammül dil-i bî-karâre düştü

Meh-i burc-ı ârızında gönül oldu hâle mâ`il
Bana kendi tâli`imden bu siyeh sitâre düştü

Süzülüp o çeşm-i âhû dedi zevk-i vasla yâ hû
Bu değildi niyyetim bu yolum intizâre düştü

Reh-i Mevlevîde Gâlib bu sıfatla kaldı hayrân
Kimi terk-i nâm u şâne kimi it`ibare düştü

GAZEL 2

Yokmuş bir aha ey gül- i rana tahammülün
Bağrın ne yaktın ateş- hasretle bülbülün

Yek-rengdir zeban-ı hakikatte hüsn ü aşk
Bang-i hezar şu’lesidir ateş-i gülün

Duzah-nişin-i ateş-i fakr olduğun kalur
Ey ahiret-harab tehidir tevekülün

Tekrarlarla şüpheleri daniş anlama
Gel arif ol ki ma’rifet olsun tecahülün

Merdanelik asaleti meydanda bellidir
Hayber günü babasını kim sordu Düldül’ün

Galib maarifin de sefası değer veli
Canan vasfıdır hele aslı tegazzülün

GAZEL 3

Efendimsin cihânda i’tibârım varsa sendendir
Miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir

Benim feyz-i hayâtım hâsıl-ı rûh-ı revânımsın
Eğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir

Veren bu sûret-i mevhûme revnak reng-i hüsnündür
Gülistân-ı hayâlim nevbâharım varsa sendendir

Felekden zerre mikdâr olmadım devrinde rencide
Ger ey mihr-i münîr âh u zârım varsa sendendir

Senin pervâne-i hicrânınam sen şem’-i vuslatsın
Be-her şeb hâhiş-i bûs u kenârım varsa sendendir

Şehîd-i aşkın oldum lâle-zâr-ı dâğdır sinem
Çerâğ-ı türbetim şem’-i mezarım varsa sendendir

Gören sergeştelikde girdâb-ı dest zann eyler
Fenâ-ender-fenâyım her ne varım varsa sendendir

Niçün âvâre kıldın gevher-i gaitanın olmışken
Gönül âyînesinde bir gubârım varsa sendendir

Şafak-tâb eyledin peymânemi hûnâb ile sâkî
Sabâh-ı sohbet-i meyde humarım varsa sendendir

Sanadır ilticâsı Gâlibin yâ Hazret-i Mevlâ
Başımda bir külâh-ı iftihârım varsa sendendir

GAZEL 4

Bir âşıkız ki rûy-ı dil-ârâya hasretiz
Bir jâleyiz ki gonca-i ra’nâya hasretiz

Tûr-ı niyâza vardığımız olmadı müfîd
Hemçün Kelîm-i berk-ı tecellâya hasretiz

Mihr-i cihân çeşmimize zerre-sân değil
Pervâneyiz ki şem’-i şeb-ârâya hasretiz

Çâk etmişiz ne fâ’ide cism-i nizârımız
Bir şâneyiz ki zülf-i semen-sâya hasretiz

Bir âşıkız ki rûy-ı dil-ârâya hasretiz
Bir jâleyiz ki gonca-i ra’nâya hasretiz

Âb-ı hayât sohbet-i ahbâbdan cüdâ
Mâhîleriz ki lücce-i deryâya hasretiz

Eyler mi iltifât aceb ol hümâ-yı nâz
Bir üstühânız âlem-i bâlâya hasretiz

Gâlib düşer mi ol mehe kim eylemez nigâh
Biz pertev-i cemâline çün sâye hasretiz

Cümle cenâb-ı pertev içündür bu nükteler
Ol zâta ol sühan-ver-i yektâya hasretiz

Günümüz Türkçesiyle:
1.Beyit: Biz öyle bir aşıkız ki gönül süsleyen yüze hasretiz, Biz öyle bir çiğ tanesiyiz ki güzel
goncaya hasretiz.
2.Beyit: Tȗr dağında ettiğimiz dua faydalı olmadı. Zira Hz. Mȗsa’nın Allah’ın (c.c.) tecellisini
görmesiyle ulaştığı kurbiyyete ve tecelli şimşeğine hasretiz.
3.Beyit:Dünya güneşinin gözümüzde zerre kadar değeri yoktur. Biz öyle bir kelebeğiz ki geceyi süsleyen muma hasretiz.
4. Beyit: Zayıf vücudumuz faydasız perişandır. Biz öyle bir tarağız ki yasemin kokulu saçlara hasretiz.
5.Beyit: Gönül alan sevgilinin ağzına layık elbette bir şiirim vardır. Biz vefa ile biliniriz ki bizim adımıza şayeste bir âha hasretiz.
6.Beyit: Ölümsüzlük suyu, dost sohbetinden ayrıdır. Öyle balıklarız ki denizin enginliğine hasretiz.
7.Beyit: Nazlı saadet kuşu ( Hüma kuşu) aceba iltifat eder mi?Öyle bir kemiğiz ki yüce âleme hasretiz.
8.Beyit: Gâlib o ay yüzlüye bir bakışıyla düşer mi, bakış eylemez. Biz Cenâb-ı Hakk’ın tecellisinin verdiği parlaklığın gölgesine hasretiz.
9.Beyit: Bütün manalı sözlerimiz Allah’ın nurlu parıltısı içindir, O hürmete layık kimseye, o düzgün ve eşsiz konuşan zata hasretiz.

GAZEL 5

Gencinen olsam vîrân edersin
Âyînen olsam hayrân edersin

Tîr-i nigehden dâğ-ı derûna
Baksan ne işler seyrân edersin

Sâkî kerâmet sende ya bende
Bahri habâba mihmân edersin

Nezzâre-i germ etdikçe ey çeşm
Âteşle âbı yek-sân edersin

Ey huşk zâhid dem urma meyden
Dest-i duâyı mercân edersin

Zâhid o meh-veş bir nûrdur kim
Büttür demezsin îmân edersin

Mâdâm uçarsın gözlerde ammâ
Rûyun perî-veş pinhân edersin

Tabl-ı tehîden gümdür suhanler
Bî-hûde Gaalib efgaan edersin

Etvâr-ı çerhe uy mevlevî ol
Seyrân edersin devrân edersin

GAZEL 6

Gönülde aşk-ı bî-pervâ mekân ister mi ister yâ
Hümâ-yı evc-i himmet âşiyân ister mi ister yâ

Lisân-ı haldir minkâr-ı murğ-ı şem’e pervâne
Suhân-sâz-ı hamûşi hem-zebân ister mi ister yâ

Eder gülgûn beyâz çeşmini mestânelik âhir
O hûnîden dil-i hûn geşte kân ister mi ster yâ

Suhan-gû vü suhan-mebhûtdur esrâr-ı vahdetde
Bu sözde rûh-ı kudsi tercemân ister mi ister yâ

Nigâh-ı kahrıdır tasvîr olan ser-levha-i cânda
Gönül şehnâmesi yâ kahramân ister mi ister yâ

Hayât ümmîdin etmem gamze-i cellâddan ammâ
Fedâ olmak o la’l-i nâbe cân ister mi ister yâ

Dehân-ı yârdır hep güft ü-gû-yı ehl-i dil Gâlib
Aceb ankâ-yı manâ nâm ü şân ister mi ister yâ

Aruz kalıbı: mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün

GAZEL 7

Nigeh-i çeşm-i çü şehbâz nümûn oldu bana
Tâir-i rûh-ı kuds sayd-ı zebûn oldu bana

Eşk-i çeşmimle kızıl kana boyandı dünyâ
Meh ü mihri felegin çeşme-i hûn oldu bana

Dest-i efsûs olalı bâl ü per-i pervâzım
Lâ-mekân mevki-i ârâm u sükûn oldu bana

Zülf-i Leylîde ki zencîr belâsı Kays’ın
Özge ser-rişte-i davâ-yı cünûn oldu bana

Çeşm-i câdûsuna divâne olam ol şûhûn
Dest-i endîşede âhû-yı füsûn oldu bana

Zevk-i derdinde diriğ eyledi şimdi dilden
Hasret-i dâg aceb dâg-ı derûn oldu bana

Gireli halvet-i manâ-ya lafızdan Gâlib
Bu zuhûrât kamu ayn-ı bütûn oldu bana

Aruz kalıbı: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün

GAZEL 8

Gönül ders-i gamın çokdan unutdu hâtırın hoş tut
O murğ-ı başka bir sayyâd tutdu hâtırın hoş tut

Seninle ey sitem-hû germ-i ülfet olmayız artık
Soğuk sözler beni candan sogutdu hâtırın hoş tut

Gözümden çıkdı hûnâb-ı şirişk akıtdığım demler
Hevâ-yı tünd-i gam kanım kurutdu hâtırın hoş tut

Anıp ey şîr-i mestim gül hemân hâl-i dil-i zâra
Heker-handın çün ol çok zehr yutdu hâtırın hoş tut

Perîşân etme zülfün senden özge bir siyeh îmân
Uyardı çeşmimi bahtım uyutdu hâtırın hoş tut

Bulup âyînesin tûtî-i tab’-ı Gâlibin söyler
Gönül ders-i gamın çokdan unutdu hâtırın hoş tut

Aruz kalıbı: mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün/ mefâîlün

GAZEL 9

Hat gelmeye görsün leb-i cânân edemez bahs
Bir mûr ile gâhîce Süleymân edemez bahs

Ey kân-ı melâhat hazer et dîde-i terden
Deryâ-yı muhît ile nemekdân edemez bahs

Agyârla gavgâya konmaz hayret-i dîdâr
Kim hâne-i âyînede mihmân edemez bahs

İnsânda iki dîde güvâh oldu bu sırra
Birbiri ile merdûm-i hayrân edemez bahs

Allâh ne ârifleri var mekteb-i aşkın
Mecnûnu ile âkıl-ı devrân edemez bahs

Hem câne vü hem kalbe vü hem çeşme cilâdır
Gerd-i gâm ile kuhl-i Sıfâhân edemez bahs

Gâlib kalemin eyle siper tîg-i zebâna
Hâmûş-ı suhan gûy ile nâdân edemez bahs

Aruz kalıbı: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

GAZEL 10

Husûl-ı akla teklîf olmasa dîvâne kalmaz hîç
Hârîm-i aşk mestûr olmasa bîgâne kalmaz hîç

Neler yapsa gerek Cengîz-i şûr-engîz gamzen bak
Hârab âbâd-ı milk-i fitnede vîrâne kalmaz hîç

Ögüt al âsiyâdan çekme bî-hâsıl ta’ab ey dil
Gelû mâdâm ki derkârdır bîdâne kalmaz hîç

Söner şem’-i revâcın mahv olur cânâ bu sûretler
Ki fânûs-ı hayâlinle döner pervâne kalmaz hîç

Sen Es’ad devşürürsün gonçe-i mazmûnu hep ammâ
Bu tarh-ı dil-keşe teşrîf eden yârâna kalmaz hîç

Aruz kalıbı: mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün

GAZEL 11

Zâhidler o la’l-i lebi kim nâr görürler
Rûşen-nazarân şu’le-i dîdâr görürler

Hâbîde nigehler ne bilir cezbe-i hüsnü
A’mâ gibi mir’âta bakup târ görürler

Hatt safha-i Kur’ân idiğin münkir olanlar
Kur’ân-ı dahı safha-i inkâr görürler

Her sûreti hak sanma ki erbâb-ı felâket
Rü’yâda nice devlet-i bîdâr görürler

Uryân ten-i irfân bir âlây nakş-ı heyûlâ
Dildâra bakıp cübbe vü destâr görürler

Bundan bilinir fart-ı mahabbetdeki nisbet
Âşıklar anın hîşini ağyâr görürler

Tûl-ı emele beste olan medd-i nigâhı
Âgâh-dilân rişte-i zünnâr görürler

Gâlib suhan-ı aşkda tahkîk arayanlar
Bu nüshayı tekrâr-be-tekrâr görürler

Nefh eyleyicek sûra Sirâfil-i kıyâmet
Ol dem ne imiş Hazret-i Hunkârı görürler

Aruz kalıbı: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

GAZEL 12

Cevâb-ı telh-i leb-i la’l-i yâri benden sor
Nedir o şerbet-i şehdin humârı benden sor

Hezârın anladığı goncenin küşâyişidir
Bu gülşen içre begim hârhârı benden sor

Lisân-ı nâzı tanış tercemân-ı dîdesine
Zebân-ı gamze-i cellâd-ı yâr-ı benden sor

Gam-ı hatınla siyeh-rûz ü zindedâr-ı şebim
Sen artık eylediğim âh u zârı benden sor

Su’âl eyleme ayâra gel efendim gel
Melâl-i Gâlib-i pür-intizâr-ı benden sor

Aruz kalıbı: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün

GAZEL  13

Ben söyledikçe aşkımı Mecnûn hamûş olur
Râz-ı cünûna halka-i zencîri gûş olur

Bir dil-rübâya düşdü ki rûy-ı pâkının
Yâdıyla seyl-i eşk-i revân şu’le-pûş olur

Bâz-ı nigâha kâkülü kim bâl ü per verir
Hâhin çeşm-i düşmen-i cân-ı sürûş olur

La’l-i lebi ki âteş-i Kevser-nijâddır
Hızr-ı hayât aşkı ile mey-fürûş olur

Nutku ki mağz-ı rûh-ı tecellî-i zârdır
Îsa hayâl-ı zevki ile bâde-nûş olur

Gâhî ki âftâb-ı cemâl-ı münevveri
Tâb-ı şarâb-ı şerm ile deryâ hurûş olur

Envâr-ı cûş-ı feyz ile ummân-ı sînemin
Esdâfı çarh u gevheri tûfân-bedûş olur

Gâlib hulâsa başlasam evsâf-ı hüsnüne
Gâretger-i memâlik-i ârâm ü hûş olur

Aruz kalıbı: mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün

GAZEL 14

Hat-ı rûyun ki dikkatlerle ta’zîm üzre yazmışlar
Meğer âyât-ı Nemli safha-i sîm üzre yazmışlar

Görenler cevher-i tîg-i nigehde cünbiş-i nâzı
Hafiyyât u celiyyâtını hep bîm üzre yazmışlar

Biraz ahkâma çıkdı hatt-ı nev-âsârdan ammâ
Kamu hüsn ü edâsın eski takvîm üzre yazmışlar

Bakılsa nâme-i redd ü kabûle dest-i âleme
Anı evlâd ü ensâbına taksîm üzre yazmışlar

Safâ-yı işret-i dünbâle-dâr-ı bezm-i sahbâyı
Sutûr-ı mevc ile Cennetde Tesnîm üzre yazmışlar

Cilâ-yı tab-ı erbâb-ı suhan üstaddan görmüş
Yine âyine-yi zânû-yı teslîsm üzre yazmışlar

Hemân Gâlib anın bir nüktecik kalmış dehânında
Yazanlar vasf-ı hüsnü cümle talîm üzre yazmışlar

Aruz kalıbı: mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün

GAZEL 15

Gün olur ey meh-ı nâzım bu sabâhat da geçer
Bizi hicrânda koyan bu şeb-i hayret de geçer

Vâsıl-ı evc-i kabûl eyle recâmız yohsa
Yerde kalmaz sanma âh-ı felâket de geçer

Nâ-hudâ Nûh-ı nebî olduğu dem şek yokdur
Gavta-i varta-i Tûfân bu nevbet de geçer

Hat gelip leşker-i hüsnü geçicek dildârın
Dili muğber eden ol kîne vü nahvet de geçer

Sâf kıl âyîne-i sîneni nîk ü bedden
Tab’a âmed-şud eden sûret-i hayret de geçer

Çekilenler kalur Es’ad bu cihân içre hemân
Vakt-i şâdî de gelir mevsim-i mihnet de geçer

Aruz kalıbı: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün

GAZEL 16

Nâz etmek o dil-nüvâza mahsûs
Ammâ dil-i bî-niyâza mahsûs

Dermân ola derd sûretinde
Ol gamze-i mest-i nâze mahsûs

Cân kasdın ederse çeşmi etsin
Bu sayd o şâhbâza mahsûs

Ebrûlarını beyâna düşdüm
Âdâb ile kim nâmâza mahsûs

Sâkîyi harâb-ı cilve etmek
Duht-ı rez şîşe-bâze mahsûs

Gâlib dil ü cân selâm eder hep
Ol hançer-i çâre-sâza mahsûs

Aruz kalıbı: mef’ûlü / mefâilün / feûlün

GAZEL 17

Dûzah bahâr-ı hüsnüne bir gülistân senin
Kulzüm şerâr-ı aşkına bir katre kan senin

Bir gevherim var eşk midir dil midir desem
Peydâ benimdir ol dür-i yektâ nihân senin

Âteş içinde sebze bitirmiş harîrden
Bâg-ı ruhunda kimdir aceb bâgbâb senin

Bir Mihribân gûş ederiz adı mihr ü dâd
Gelmez mi subh-ı sînene ol mîhmân senin

Cânân mısın belâ mısın âşûb-ı cân mısın
Ey bî-emân gayri elinden amân senin

Gâlib dürûğ imiş tutalım va’di ol bütün
Îmân getür ki dînine sıgmaz yalan senin

Aruz kalıbı: mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün

GAZEL 18

Yagmaya verdi sabrımı bir bî-amân amân
Oldu hevâ-yı aşk ile hâlim yaman amân

Uşşâkı cümle kâfir elinden halâs eder
Çözseydi bend-i zülfünü bir müslümân amân

Sînemde zanneder o perî gerçi tîrini
Tâ safha-i dilimde bulur bî-gümân

Bir vakt olur ki ana efendim utanasın
Etme bu cevri bedene sen her zamân amân

Hayfâ ki geldi nevbet-i tîg-i tegâfülü
El çekdi hançerinden o kaşı kemân amân

Gûş-ı felekde nagmelerin sûz-nâk olur
Gâlib mahabbet âteşine yan hemân amân

Aruz kalıbı: mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün

GAZEL 19

Bûm-ı gamdır şem’-i bezm-i devletin pervânesi
Tîg-i mâtemdir bu subh-ı işretin pervânesi

Nokta nokta eşk-i harmândır süreyya sanma sen
Mâhtâb-ı dâgdâr-ı servetin pervânesi

Başına üşmekde zenbûr-ı belâdır var ise
Güm-çerâg olan sefîh-i nikbetin pervânesi

Bâg-ı iyşin gül be-çeşm-i tîg imiş nergisleri
Çeşm-i hasretmiş bu bark-ı fırsatın pervânesi

Çünki şehr-i âfiyetde tünd bâd eksik degil

Olma kandîl-i menâr-ı şöhretin pervânesi

Geldi ol dem ki ola başdan başa gaddârlar
Tîg-i âteş-tâb-ı şâh-ı gayretin pervânesi

Aruz kalıbı: fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün

Şeyh Galib’in gazellerini indirmek için tıklayınız.

ŞEYH GALİBİN GAZELLERİ

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap