TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI 2
1.Bu ilaç baş ağrısını hemen keser.
“Kesmek” sözcüğü aşağıdakilerden hangisinde bu cümledeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Burada küçük sokaklar bulvarı kesiyor.
B) İşçilerin maaşının bir bölümünü kesti.
C) Ücreti ödemeyince telefonu kesmişler.
D) Şiddetli rüzgar geminin yolunu kesiyordu.
E) Doktorun vurduğu iğne sızılarını kesmişti.
2. Aşağıdakilerin hangisinde “sürmek” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
Anlam kullanım
A) Bir maddeyi bir Boyayı duvara usul
yüzey üzerine yaymak usul sürüyordu.
B) Devam etmek. Dört duvar arasında
bir memur hayatı sürüyor.
C) Toprağı işlemek. Nisan ayının başında tarlasını
sürerdi.
D) Zaman almak. Her odanın temizliği yarım saat sürdü.
E) Uzatmak, ileri doğru gitmek. Cezveyi ocağa sürdü, fincanları boşalttı.
3. Dünyaca ünlü bir şair, şiir yazmak isteyen gençlere şunu söyler: “Dün yazdığınız bir şiir, size hâlâ çok iyi görünüyorsa bugün yerinizde sayıyorsunuz demektir.”
Bu cümleye göre ünlü şair, aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Şiir yazmak, sanıldığından daha zor bir uğraştır.
B) Daha güzele ulaşmak için sürekli çaba göstermek gerekir.
C) Güzel bir şiir yazmak, bazen yıllar alabilir.
D) Emek harcanmadan yazılan bir şiir asla güzel değildir.
E) Şiir yazmak için hiçbir zaman acele etmemek gerekir.
4. (I) Safrabolu evlerinin bahçeleri sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır. (II) Bu duvarların ortasında bahçeye, bazen de doğrudan eve girilen çift kanatlı kapılar vardır. (III) Evlerin ne kadar görkemli olduğunu daha kapıda görmek mümkündür. (IV) Her kapının üzerinde kocaman kilitler, kilitlerin yanında halkalar, kapının çalınması için demir şakşak ve mandal düzeneği bulunur. (V) Kapılar, bu düzenek sayesinde çalışır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik vardır?
A) I. B)II. C)III. D)IV. E)V.
5. Her şeyin anahtarı sabırdır; civcivi, yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Zorluklara sabreden kişiler, çalışmaktan yılmazlar.
B) Sabretmeden bir başarıyı yakalamanın imkanı yoktur.
C) Nerede, ne zaman, nasıl davranacağını bilen kişilerin başı hiçbir zaman ağrımaz.
D) Mutluluğa sıkıntı çekmeden ulaşmak zordur.
E) Çocukların hatalı davranışlarına sabretmek, her anne babanın yükümlülüğüdür.
6. (I) Şairler, kendilerine ait bir dünyada, kendilerine özgü bir dille şiir karalayıp duruyorlar. (II) Bilmiyorlar ki bu dil onları anlaşılmaz ve itici kılıyor. (II) Yalnız sokaktaki sıradan yurttaş değil, okumuş yazmış kimseler de bu dili anlayamıyor. (IV) Böyle bir ortamda şiirin gelişiminden nasıl söz edilebilir? (V) Şairler bir an önce güncelin, sokağın dilini inceleyip şiirine yansıtsa iyi olur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede bir saptama yapılmıştır.
B) II. cümlede eleştiri ortaya konmuştur.
C) III. cümlede tanımlama yapılmıştır.
D) IV. cümlede ümitsizlik ortaya konmuştur.
E) V. cümlede öneride bulunulmuştur.
7. (I) Kafka’yı belirli bir edebiyat topluluğuna yerleştirmek zordur. (II) Ama başka bir açıdan bakılırsa “Dönüşüm”, aynı zamanda müthiş bir toplumsal eleştiri olarak görülür. (III) Örneğin, onun Dönüşüm romanı değişik akımların etkisiyle, bireysel bir sıkıntının tasavvuru olarak yazılmıştır. (IV) Bu zorluk, yapıtlarında, birden fazla edebiyat akımının ilkelerinin görülmesinden kaynaklanıyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturabilmek için cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?
A) I. ve III.
B) I. ve IV.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.
8. Aytmatov, kendi hikayesini bir halkın dramıyla birleştirip oradan büyük bir masal çıkarmayı başardı. (II) Kırgızların bütün inançlarını, kahramanlıklarını, efsanelerini yeni bir dille romanlarına yansıttı. (II) O haşin coğrafyayı dünyaya yakınlaştırdı. (III) Romanlarındaki kahramanlar birer Kırgız değildi artık. (IV) Cemile romanındaki kıza türküler söyleyen o suskun Danyar’da hangimiz yokuz? (V) O da öksüz büyümüştü, savaştan dönmüştü ve bakışlarıyla konuşurdu.
Düşüncenin akışına göre, “Evrensel bir tip olarak hepimizin acılarını, aşklarını taşıyıp duruyorlardı.” cümlesinin yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?
A) I. B)II. C)III. D)IV. E)V.
9. (I) Yapıtında, parodi, satir ve ironi gibi kavram olarak Batı kaynaklı konulara eğiliyor. (II) Günümüz edebiyatı ile ilgili söz söylerken sık sık, akademik yönünü ortaya çıkarıyor. (III) Böylece Batı literatürüne hakimiyetini de ortaya koyuyor. (IV) Yapıtıyla, asıl amacının kavramsal değil, bugünkü edebiyatımız üzerine insanları düşünmek olduğunu hissettiriyor. (V) Yapıtını, hayatın içinden kurduğu bağlantılarla örnek alınıcı bir karaktere büründürüyor. (VI) Üzerinde çalıştığı kavramlara ilişkin daha önce kapsamlı çalışmaların yapılmamış olması da yapıtının ayırıcı bir özelliği.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E)VI.
10.(I) Bu kitabındaki bazı yazılar doğrudan doğruya ünlü şairle aramızdaki sohbetleri içermektedir. (II) Bazıları ise kendi düşüncemin ürünü olmakla birlikte onun bana anlattığı olaylarla ilgilidir. (III) Bunlar bir tür anı niteliği taşımaktadır. (IV) İnsan ilişkilerinden sanata her şey yazılarımda yer alıyor. (V) Bu kadar konuyu nereden buluyorsun diyenlere, ben de, siz nerede yaşıyorsunuz diye soruyorum. (VI) Çevremizde ve kendi yaşamımızda yazılacak onca şey varken neden konu sıkıntısı çekeyim ki?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E)VI.
11. (I) Son birkaç yıldır bu şairin şiir kitapları ardı ardına yayımlanıyor. (II) Dizginlenemeyen yazma arzusu, bu son kitapların tamamına egemen olan duygu. (III) Ama son kitaplarına sinmiş bu duygudan önce, şiirlerinde onun geçmiş zamanı yeniden yaşamak istediğini görüyoruz. (IV) Yaşama arzusu, insan sıcaklığı, içtenlik şiirlerinde ana duygu olmuş. (V) Mesela bir şiirde şehir vapurlarında kuşlara ekmek atan aslında kendisi değil, içimizden biridir. (VI) Başka bir şiirde ise bin bir sıkıntıya katlanarak yaşamayı, ölmeye tercih eden biri olarak karşımıza çıkar.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E)VI.
12. …. Bundan on-on beş yıl önce ülkemizde, editörün bırakın önemini kavramayı, ne iş yaptığı bile açıkça bilinmiyordu. Editör sözcüğü, yeterince kullanımda değildi. Bazı yazarlarımız yazdıklarıyla Türkiye’de editörlük konusunun yeniden gündeme gelmesini sağladı. Batı ölçeğinde olmasa da editörün yayıncılıktaki vazgeçilmez yeri yavaş yavaş kabul edilmeye başlandı. Edebiyat dergilerinde de artık şairlerin, yazarların yanı sıra editörlere de söyleşi sayfaları ayrıldı. Bir editörle çalışmayan yayımcı yok artık. Bunlara bakılarak editörlüğün Türkiye’de kurumsallaşmaya doğru yol aldığı çok rahat söylenebilir.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Türkiye’de kitap yayıncılığı sektörü profesyonelleştikçe editörlüğün önemi anlaşılır hale geliyor.
B) Editörlük ülkemizde henüz Batı’da yapıldığı gibi, gerçek anlamıyla yapılmıyor.
C) Ülkemizde sanatseverler, sanat olaylarını editörlerin yorumuyla okumaya alıştı.
D) Türkiye’de yetenekli yazarın çok, iyi editörün az olduğunu söylemek güçtür.
E) Yayın dünyamızın, iyi bir editörün değerinin yeterince farkında olmadığını söyleyebiliriz.
13. Bu yazarın, günlüklerinde yakın arkadaşlarıyla ilgili birtakım önemli ve sert ifadeleri yorumlamaya çalışıp tartışma konusu yapan yazarları inanın anlamıyorum. … Bizler günlük yaşamda nasıl seviniyor, öfkeleniyorsak onlar da öfkelenecek, sevinecek; zaman zaman umut verecek, zaman zaman da umutsuzlandıracaklar. Hangimiz böyle değiliz ki? Yazarlarımız, böyle durumları anlayışla karşılamalı artık. Bir yazardan hep iyi şeyler duymak, onu insanüstü bir konuma çıkarmak demektir.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Bu tartışmaların biteceğini hiç sanmıyorum.
B) Onların içimizden biri olduğunu unutuyoruz.
C) İyi bir araştırma yapmadan yazarlar hakkında değerlendirmeler yapmak boşunadır.
D) Sanatçılar gerçek kişiliklerini günlüklerinde yansıtırlar.
E) Bu tartışmaların içinde insaf sınırını aşmayanlar da var elbette.
14. Kitap okuduğumu gören bir arkadaşım: “Dostum, iki ay önce de elinde bu yazarın başka bir kitabı vardı. Yazarı tanıman için, bir iki yapıtını okuman yeterli değil mi?” diye sordu. Şaşırdım açıkçası. Sadece bir iki eserine bakarak bir yazar ne kadar bilinebilir ki? Ben, yeterince bilineceğini sanmıyorum. Çünkü…
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) yazarın nelerin etkisinde kalarak romanını yazdığını bilmek gerekir.
B) yazarlar yapıtlarında gerçek kişiliklerini yansıtmazlar.
C) bir yazarı kavramak o yazarın tüm yapıtlarını tek tek elden geçirmekle olur ancak.
D) yaşam öyküsünü yapıtına yansıtmayan yazar yoktur.
E) kişiliğini bütün yönleriyle yapıtına aktaran sanatçı yoktur.
15. Derginizin bu sayısında Salinger’a okurlarının gönderdiği mektuplardan yola çıkıp yazarların okurlarla mektup ilişkisini araştırmak istedik. “Bizim ülkemizde de okurlar, sevdikleri yazarlara, şairlere mektup yazar mı; yazıyorlarsa neler isterler onlardan?” sorularına yanıt aradık. Gördük ki … Belki de haklı olarak çoğu, okurlarının izni olmadan mektupların içeriğiyle ilgili bilgi vermek istemiyorlar. Ama fark ettik ki okurlar, yazara ulaşmak istiyor ve ulaştığında da kimi zaman onlarla dertleşiyor, kimi de eleştiriyor, hatta yazara yol gösteriyor.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) bizim yazarlarımızın ağzı bu konuda çok sıkı
B) okurlarımız istedikleri zaman yazarlarla buluşabiliyor
C) birçok yazar okurların beklentisine göre yazısını yazıyor
D) yazarlarımız halktan kopuk bir şekilde yazıyor
E) yazarla iletişim kuramamaktan şikayet eden pek çok okurumuz var
16. TÜBİTAK’ın bana ödül vermeye değer bulduğu şey, tabii ki teorik çalışmalarım ve makalelerim. Ama onlar, öncelikle bilime uluslararası bir katkı olması için bu çalışmaların tüm dünyada kabul gören bilim-araştırma dergilerinde yayımlanmasını ve belli etkileri ortaya çıkarmış olmasını bekliyorlar. Bu etkilerin ortaya çıktığını görmek ödül verme adına TÜBİTAK için önemli bir gösterge oluyor. Niye mi? …
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu bilim inanının uluslararası düzeyde bilime bir katkısı olmuştur, diyebilmek için
B) Araştırmalarımızın pratiğe uygun olup olmadığını görmek için
C) Çalışmalarımızın gerçekten kendi çalışmamız olduğunu anlayabilmek için
D) Araştırmalarımızı ne zorluklar çekerek yaptığımızı görebilmek için
E) Türkiye’de bilimsel araştırmaları teşvik etmek için
17. Tıp fakültesinin son sınıfındayken Türkiye’nin tanınmış hakemlerinden biriydim. Diplomamı aldığım gün, Türkiye Süper Ligi’nda 24 yaşında düdük çalan ilk hakem, 27 yaşında Türkiye’nin bir numaralı hakemi ve Avrupa’da Şampiyonlar Ligi maçlarını yöneten hatırı sayılır bir hakem olmuştum. Tıpta doktoram da var. Bu alanda benimle çalışmak isteyen arkadaşlarım olmuştu. Onlarla büyük başarılara imza atabilirdik. Fakat tıpla ilgili çalışmalarımı sürdürmedim, …
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) kendime yeteri kadar güvenemiyordum.
B) tıpla ilgim, oldukça yüzeyseldi ve bir merakın ötesine geçememişti.
C) insanın, bir koltuğunda iki karpuzu taşıyamayacağına inanıyordum.
D) arkadaşlarımın önerilerini her zaman dikkate almaya çalıştım.
E) yine de tıptan kopmamak için bir hastanede haftada bir gün doktorluk yapıyorum.
18. Edebiyat yapıtlarında yazarların yaşamlarının izlerini sürmenin okur için merak uyandırıcı olduğu açık. Sadece okur için değil, kimi yazarlar, gazeteciler ve araştırmacılar için de elbette. Hayatımızda yer etmiş yazarların günlüklerini okumak, mektuplarına göz nuru dökmek, biyografileri ve elbette otobiyografileriyle bir dâhinin yaşam defterinin sayfaları arasında soluksuz ve heyecan verici bir yolculuğa çıkmak… Zaten bu türlerin amacı, yazarların yaşamlarının kapısını meraklısına açmaktır. Ancak buna yazarların hayatlarını konu edinen romanlar da eklendi ve belki başka türler de bundan yararlanacak.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Her sanatçının, yapıtında gizli ya da açık bir şekilde kendinden söz ettiği
B) Roman yazarlarının son zamanlarda biyografik roman türüne yöneldiği
C) Yazarların yaşamlarının anlatıldığı yapıtların okurun ilgisini çektiği
D) Okur sayısını artırmak istemeyen yazarların, yapıtlarında kendi yaşamını anlattığı
E) Yazarların yaşamını konu edinen türlerin sayısının giderek arttığı
19. Salon kararıp da sadece perde aydınlandığında yeni bir hayat başlar, bir süreliğine de olsa. Renkler beyaz perdeye düştü mü biz de oyuncularla birlikte filmin içine girer, onlarla beraber sevinir, onlarla beraber ağlar, onlarla beraber coşarız. Nedeni çok açık. Aslında birbiri ardına gelen cansız görüntülerde anlatılanlar senin, benim hatta hepimizin hayatıdır. Diyeceğim o ki beyaz perdede canlandırılanlar, içimizden birinin bir zamanlar yaşadıklarından başka bir şey değildir.
Bu parçada sinema ile ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Teknik gelişmelerden yararlandığı
B) Konusunu gerçek yaşamdan aldığı
C) Seyirci üzerindeki etkisinin kalıcı olmadığı
D) Gerçekle düşün iç içe olduğu olayların anlatıldığı
E) Anlatılanların seyircide, yaşanmış izlenimi oluşturduğu
20. Bu kitabı daha önce okumak istiyordum; ama olmadı. Kısmet bugüneymiş. Okuyunca hayal kırıklığına uğradım desem yanlış olmaz. Kitabın hangi yazınsal türde yazıldığını anlayamadım. Hemen ön ve arka kapağına baktım, ön sözü okudum. Açıkçası herhangi bir yerinde türünü belirleyen bir yazı ile karşılaşmadım. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşım köşesinde kitapla ilgili bir yazı yazdı: “Aynı zamanda ressam olan kitabın yazarı yakın arkadaşımdır. İlk romanı ile edebiyata kendisine ‘Hoş geldiniz.” diyorum. İyice şaşırdım. Bu kitaba dense dense uzun bir röportajın biraz daha genişletilmiş hali denir.
Bu parçada sözü edilen kitap ile ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bazı gazetelerde hakkında değerlendirme yazılarının yazıldığı
B) Yazarının görsel sanatlarla yakından ilgilendiği
C) Başka yapıtlara benzemeyen bir anlatımın olduğu
D) Bir yazınsal türün özelliklerini bütünüyle göstermediği
E) Okuyucularını şaşırtacak birçok özelliğinin olduğu
21. 1940’lu yıllardı. Ben henüz yedi sekiz yaşlarına bir çocuktum. Bir mayıs günü, kayıkla Unkapanı’ndan Haliç’e gitmiştik. Elimi suya değdirmek isteyince büyüklerim beni hemen uyarıp kıyıya yakın olan mezbahaların kirlettiği suya elimi sokmamı yasakladılar. Bu yıllarda Haliç’in tek kirliliği, mezbahaların sebep olduğu kirlilikti. 70’li yılları da hatırlıyorum. Kimyasal maddeler Haliç’e atılmaya başlandı. Bu yüzden Haliç’in suyunda mikroplar bile yaşamaz oldu, suyu tamamen öldü ve hiçbir canlılık emaresi göstermeyecek derecede kirlendi.
Bu parçanın bütününde yazar, Haliç’le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinden söz etmiştir?
A) Eskiden bir gezinti yeri olduğundan
B) Çocukluğunun unutulmaz yerlerinden biri olduğundan
C) Plansız yapılaşmadan olumsuz etkilendiğinden
D) Zaman içinde değişik nedenlerle sürekli kirletildiğinden
E) Doğal güzelliğinin korunması için kimsenin çalışmadığı
22. Niçin bazı insanlar kolay öğrenirken diğerleri öğrendiklerini bir türlü akıllarında tutmazlar? Hızlı öğrenenler akıllı, diğerleri aptal mıdır? Hayır. Harvard Tıp Fakültesinin yürüttüğü bir çalışmanın ortaya çıkardığına göre, öğrenmenin sırrı zekada değil, uykuda. Bilimsel bir dergide yer alan bir makaleye göre, özellikle geceleri en az 6, mümkünse 8 saat uyuyan insanlar daha kolay öğreniyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?
A) Bilimsel çalışmaların insan için yararından
B) Zeka ile öğrenme arasındaki ilgiden
C) Uykunun öğrenme üzerindeki etkisinden
D) Çok uyumanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinden
E) Öğrenmeye etki eden kalıtsal faktörlerden
23. Halk ve devlet el ele verseler alt yapı kurmak için ve tarihi binaların restorasyonunu ivedilikle gerçekleştirseler Şanlıurfa, yerli ve yabancı turistlerin akın edeceği bir dünya şehri olacak. Tespit edebildiğim kadarıyla yerli halk, kendilerini kalkındıracak bir kaynak olan turizmin önemi konusunda yeterince bilinçlenmemiş. Valiliğin büyük bir iyi niyetle, imkansızlıklar içinde yürütmeye çalıştığı altyapı ve restorasyon çalışmaları ne yazık ki yeterli değil. Turizm hizmeti zayıf.
Bu parçada Şanlıurfa’nın hangi yönü üzerinde durulmaktadır?
A) Zengin bir turizm potansiyeline sahip olduğu
B) Kalabalık bir nüfusa sahip olduğu
C) Üç büyük din tarafından da kutsal sayıldığı
D) Halkının bilinçli, ancak fakir olduğu
E) Çok eski bir tarihi geçmişinin olduğu
24. “İyi günle ileride!” demeye dilim varmıyor. İçtenliksiz buluyorum bu sözü. Dünya kararıyor, karartıyoruz onu. Hep birlikte erteliyoruz güzel günleri kendi ellerimizle. Onları başkalarının getirip bize armağan edeceğini mi düşünüyoruz yoksa? Hayır, hayır… Ne gelecek güzel günler görünüyor ileride, ne de başka bir şey. Ufuk karanlık hem de kapkaranlık…
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?
A) Hayalperest
B) Karamsar
C) Vurdumduymaz
D) Açık sözlü
E) Alçak gönüllü
25. Hızlı kent yaşamında solunan kirli hava, besinlerle alınan toksinler, sigara, bakteri ve virüsler nedeniyle bağışıklık sistemimiz aşırı yüklere maruz kalıyor. Kötü ve yetersiz beslenme tarzı da düşünüldüğünde antioksidan besinlerin önemi daha bir artıyor. Bu açıdan vücudumuzu antioksidan besinlerle desteklemeliyiz. Vücudu antioksidan açısından desteklemek için bitkisel besinlerden, C ve E vitaminlerinden yararlanılabilir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama
B) Örneklendirme
C) Tartışma
D) Karşılaştırma
E) Tanımlama
26. Gazetelerde okudum. Bazıları benim için sanattan elini eteğini çekti, diyor. Bunca yıllık sanata verdiğimiz emeği bir anda silip atmamız hiç mümkün mü? Bu haberlerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Sanatta yeni bir açılım yapmak için galerimiz şu anda on yedi sanatçıyla iş sözleşmesi yaptı. Bu tarz bir çalışmayı ülkemizde hiçbir galeri yapmadı. Galerilerin çoğu, sanatçıların eserlerini satarak işlerini yürütüyor. Ben sanatçıları halkla buluşturup onları sanata ve sanatçıya daha da yaklaştırdım. Bu konuda da genç ve usta sanatçılar arsında denge kurdum. Sanatçılarımıza eşit haklar tanıdım.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmıştır?
A) Tartışma-karşılaştırma
B) Karşılaştırma-tanık gösterme
C) Tartışma-benzetme
D) Açıklama-tanımlama
E) Tartışma-tanımlama
27.1999 yılının nisan ayında Türkiye genelinde yapılan araştırmada Türk halkının yüzde 12’sinin okuma yazmasının olmadığı ve yüzde 5’inin diplomasız okuryazar olduğu ortaya çıkmış. Coğrafî bölgeler açısından halkın eğitim durumuna bakıldığında, okuryazar olmama durumu Güneydoğu Anadolu’da yüzde 30’a kadar çıkıyor. Diplomasız okuryazarlık Doğu Anadolu’da yüzde 9 oranıyla, Türkiye genelinin yüzde 5.2 üzerinde. Marmara ve İç Anadolu ise Türkiye ortalamasının üzerinde üniversite veya yüksekokul mezunlarının yaşadığı bölgeler.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Güneydoğu Anadolu’da okuryazar olmama durumunun Türkiye ortalamasının üzerinde olduğuna
B) Okuryazar olduğu hâlde herhangi bir okuldan diploma almamış kişilerin de bulunduğuna
C) Diplomasız okuryazarlığın Doğu Anadolu’da Türkiye ortalamasının üzerinde olduğuna
D) Yükseköğretimden mezun olma durumunun Doğu Anadolu’da Karadeniz bölgesinin ortalamasının altında olduğuna
E) Üniversite ya da yüksekokul mezunlarının Marmara’da Türkiye ortalamasının üzerinde olduğuna
28. Sait Faik’in unutulmazlar arasına girmiş ne çok hikayesi vardır. Semaver, Havuz Başı, Son Kuşlar… Her biri insanın insanla ve tabiatla olan ilişkisini en can alıcı yerinden yakalamış; Türkçenin bütün sadeliğini ve şiirselliğini duyuran hikayelerdir. Yalnız konuları ve anlatış biçimleri değildir bu hikayeleri zaman karşısında dayanıklı kılan; hikayecinin insanda keşfettiği damar ve onu anlatırken hissettirdiği hakiki insan kokusudur.
Bu parçada Sait Faik’le ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Birçok öyküsünün kalıcılığı yakaladığına
B) Öykülerinde insanın insanla ve doğayla ilişkilerini ele aldığına
C) Yapıtlarının dilimizin sadeliğini ve şiirselliğini duyurduğuna
D) Gerçek insanı duyurması ve anlatış biçimiyle kalıcı olmayı başardığına
E) Öykülerinin konularını çevresinden seçtiğine
29. Türkiye genelinde yüzde 12 olan okuryazar olmama durumu düşük gelirlilerde yüzde 21 iken gelir arttıkça yüzde 3’e kadar düşüyor. Kırsal bölgelerde yaşayan halk, kentlilere ve büyükşehirlilere oranla ortalamanın üzerinde eğitimsiz ya da düşük eğitimli. Kırsal alanda yaşayan halkın yarısı ilkokul mezunu iken yüzde 16’sının okuma yazması yok. Büyükşehirlerde yaşayanlarda yüzde 14 olan üniversite/yüksekokul mezunluğu, kırsal alanda yüzde 3’e kadar düşüyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Gelir seviyesi düştükçe okuryazar olmama durumunun arttığına
B) Kırsal bölgelerde yaşayan halkın şehirlerde yaşayanlara oranla daha eğitimsiz olduklarına
C) Büyük şehirlerde yüksekokulda okuma oranının kırsal kesimlere göre daha yüksek olduğuna
D) Kırsal bölgelerde okuryazar olmama durumunun Türkiye ortalamasından daha yüksek olduğuna
E) Büyük şehirlerde yaşayanların gelir düzeylerinin kırsal alanda yaşayanlardan daha düşük olduğuna
30. Güzel sanatlar dünyayı anlamayı sağlayan materyal değil, sanat eserini ortaya koyan bireylerin pisikolojilerinin anlaşılmasına imkan sağlayan araçlardır. Roman, yazarın iç dünyasını ele verir, bize dış dünyayı tanıtmaz. Dış dünyayı bize bilim tanıtır.
Yukarıdaki paragrafta altı çizili sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) güzel sanatlar
B) materyal
C) pisikolojilerinin
D) iç dünyasını
E) ele verir
31. Aşağıdaki dizelerin hangisi, yüklemin türü bakımından “Bir tufandır sensiz geçen anlarım” dizesiyle özdeştir?
A) Dar ve karanlık sokaklar tutsun elinden
B) Baygın gözleri vardı kaş altında süzülen
C) Yeniden doğmak için geldik bu kapıya
D) Tek damla yaşın düşmesin yere
E) Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma
32. Denizlerin mırıltılarla başlayan gürültüsüyle uyandım uykudan ( I) Pencereden baktım bahçeme (II) Birkaç solmuş çiçek, dalları kurumuş fidanlar (III) Onları toprağa diktiğim günü hatırladım (IV) Anladım ki gece, ayaz vurmuş o güzelim çiçeklerime (V)
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine diğerlerinden farklı bir noktalama işareti getirilir?
A) I. B) II. C)III. D)IV. E)V.
33.Aşağıdakilerin hangisinde “ayraç işareti” kullanılmaz?
A) Tiyatro metinlerinde hareketleri anlatan bölümlerde
B) Yabancı sözcüklerin okunuşunu göstermede
C) Bir kişiden söz edilirken doğum ve ölüm tarihini göstermede
D) Dil bilgisi incelemelerinde, eklerin başında ve sonunda
E) Bir sözcüğün eş anlamlısını göstermede
34. Aşağıdakilerin hangisinde ses düşmesi yoktur?
A) Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.
B) Aklı başa yaş getirir.
C) Gönülden gönle yol vardır.
D) Sabreden derviş muradına ermiş.
E) Açın uykusu gelmez.
35. Aşağıdakilerden hangisinde ötekilerden farklı bir birleşik eylem kullanılmıştır?
A) Gelişmeleri yakından izleyebiliyorum.
B) Geçen hafta yağan dolu, ekinlere zarar verdi.
C) Evi boyarken kimseden yardım almadım.
D) Müdür bey, kimseye izin vermedi.
E) Konuşmak için Ahmet de söz almıştı.
36. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi kökünün türü yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Nedense buraya gelince ruhum daralıyor.
B) İstediği oyuncağı almak için harçlıklarını biriktiriyorumuş
C) Bu kadar yürüyünce hepimiz susadık.
D) Yollar buz tutunca kayganlaştı.
E) Çok geçmeden kar yağışı başladı.
37. İnsanların beslenme alışkanlıkları ile hastalıklar arasında sıkı bir neden sonuç ilişkisi olduğunu dile getiren Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan, “Özellikle belirli hastalıklarda neden araştırılırken en fazla sorgulanan başlıca gıda maddeleri yağlardır. Diyetteki yağ oranları, sağlıklı bir insanın kandaki lipid içeriği (profili, dağılımı) için büyük önem taşır” dedi.
Yukarıdaki cümlenin öznesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Doç. Dr. Ümit Aydoğan
B) Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan
C) dile getiren Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan
E) Ümit Aydoğan
E) İnsanların beslenme alışkanlıkları ile hastalıklar arasında sıkı bir neden sonuç ilişkisi olduğunu dile getiren Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan
38. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük hem yapım hem çekim eki almıştır?
A) Bu saksıların hepsine çiçek dikeceğini söyledi.
B) Sokak ortasında toplanan kalabalık birden dağıldı.
C) Aralarından su sızmadığını söylüyordu bize.
D) Yolculuk sırasında kitap okumayı severdi.
E) Burada kitapçılar pazar günü de açıkmış.
39. Aşağıdaki cümlelerde yer alan altı çizili kelimelerden hangisi, ad tamlamasının sıfatı olarak kullanılmıştır?
A) Eski balıkçı köyleri şimdilerde balıkçılık yapmıyor.
B) Sanat camiasının ünlülerine ait birbirinden değerli yalılar var burada.
C) Burada kiralık bir daire için aylık üç bin lirayı gözden çıkarmak gerekiyor.
D) Yolun karşı kıyısında çocuklar için düzenlenmiş bir de park var.
E) Evimizin karşısındaki geniş arsalara çok katlı binalar yaptılar.
40. Aşağıdakilerin hangisinde hem isim fiil hem sıfat fiil hem de bağ fiile örnek gösterilebilir?
A) El değmemiş kırlarda, renk renk çiçeklerin arasında koşup oynayan çocuklara özendim doğrusu.
B) Kalabalık kentlerden sıkılan insanlar, biraz olsun başlarını dinlemek için buraya gelir.
C) Abant’ı çepeçevre kuşatan dağlar, sevgililerini kıskanan aşıklar gibi sarmışlardı gölü.
D) Eskiden yaz kış bulanık akan Kızılırmak, bir baraja hapsedilince durulmuş, sakinleşmişti.
E) Dağların arasından homurdanarak akan ırmak, bir an önce denize ulaşmak istiyor gibiydi.
Sözcük Anlamı: 2
Cümle Anlamı: 4
Paragraf: 23
Yazım Kuralları: 1
Cümle çeşitleri: 1
Noktalama İşaretleri: 2
Ses bilgisi:1
Sözcükte yapı: 1
Kelime grupları: 1
Cümlenin ögeleri: 1
Ekler: 1
Tamlamalar: 1
Fiilimsiler (eylemsiler) : 1
CEVAPLAR: 1.E, 2.B, 3.B, 4.C, 5.B, 6.C, 7.D, 8.D, 9.A, 10.C, 11.C, 12.A, 13.B, 14.C, 15.A, 16.A, 17.C, 18.D, 19.B, 20.D, 21.D, 22.C, 23.A, 24.B, 25.A, 26.A, 27.D, 28.E, 29.E, 31.B, 32.C, 33.D, 34.A, 35.A, 36.D, 37.E, 38.E, 39.A, 40.E
tyt turkce deneme sınavi 2 indir.