1.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)Todorov’a göre, herhangi bir yapıtın poetika çerçevesinde incelenmesi, incelemenin çıkış noktasını ve başlangıç ilkelerini tamamlayan ya da büsbütün dönüştüren sonuçlara yol açabilmelidir.
B)Anlam hiçbir zaman bir metnin içine düpedüz konulmuş ya da saklanmış değildir ki bir dil teknisyeni onu öylece açımlayabilsin ya da açığa çıkarabilsin.
C)Zamanında sorulmayan tüm soruların cevabı doğru olsa da güzel değildir.
D)Volkan’ın su götürmez bir mantığı vardı.
E)Yüz yüzeyken konuşalım, yürürken konuşalım, artık belki de birbirimizi hiç görmeyecek oluşumuzla konuşalım.
2.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Seni sevmenin mümkünlüğünü arıyorum, sonra kendimce bir sevgi buluyorum, kendimi seviyormuş gibi, kendimi unutur gibi, mevcut durumu inkâr edercesine…
B)Onun için biraz mekanikleştirme, biraz şematize olma tehlikesi olsada şöyle ağırdan, adım adım ilerlemeye, biraz analitik davranmaya çalışalım.
C)Körlüğüm bana sadece içimi gösteriyor, hayatımın karmaşık kalabalığını görmekten kendimi alamıyorum; kendime yeniden dokunmak, hayatımın tüm kıvrımlarını, parmak uçlarımda yürüyerek bazen çok sessizce gezinmek ruhumda, bazen her şeyi en kesif kokusuyla duymak, yeni baştan yaşayarak bir daha, yeniden bir özlemle dolmak, özlem olmak istiyorum.
D)Konuşmalar, itiraflar, sorular, hiçbir yere götürmese de onu, freni tutmayan bir çocuk bisikleti gibi yokuş aşağı gidiyor düşünceler.
E)Daracık kovuklara sıkıştırdığın umutların, tozlanmış, sürekli ertelenmiş sevgi sözcüklerin, vaktini beklediğin buluşmaların, muhabbetlerin; tesiri geçmiş midir hissettiğin tüm duyguların?
3.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Kendi cephesinden olmayan kimseyi okumayan ve okusa da önyargı gereği hoşlanmamaya kararlı olanların sayısının bir hayli yüksek olduğunu tahmin ediyorum.
B)Garip bir oluşumla bir an, ama sadece bir an Engin de hızla geçtiği ev eşyaları satan mağazanın büyük vitrini önünde adeta donmuş kalmıştı.
C)Kara ütopyanın başyapıtları Biz, 1984 ve Cesur Yeni Dünya, okuyucuya, içinde bulunduğumuz zamanı ıskalamaksızın, türlü yöntemlerle şartlandırılmış bireylerden oluşan düşsel dünyaların kapılarını açıyor.
D)1984, umudun günden güne yok edildiği dünyamıza en çok yaklaşan kara ütopyadır belki de.
E)Nasıl olduğunu anladığı ama neden bu şekilde olduğunu anlayamadığı sistemi sorgulamaya başladığı an artık o bir düşünce suçlusudur.
4.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Cesur Yeni Dünya’yı yazarken daha iyimser olduğunu, kehanetlerinin düşündüğü tarihten çok daha önce gerçekleşmeye başladığını belirtir.
B)İnsanın algılarından olabildiğince arınıp hakikatle yaşayışına, dış dünyanın anlık meseleleriyle değil kendi gündemiyle ilgilenişine, yargılardan sıyrılıp anlama niyetiyle dinleyişine, bir yarayı sarma, bir gönülde güzel iz bırakma gayretine hayran oldum.
C)“Bir ağacı öteki her ağaçtan ayıran yanlarını keşfedene kadar incele, sonra da bu belirli ağacın biricikliğini aslına uygun ifade edecek sözleri bul.” diye tavsiyelerde bulundu.
D)İnsanın hep yaptığı ve daima da yapacağı -hatta şimdi bugünün maddeci insanı ve öteki hayata inanmayan mantıkçı filozofları bile yapmaktadır- işlerden biri, örneklikleri, güzellikleri ve olması gerektiği hâlde olmayan dünyayı yaratmaktır.
E)Saygı değer hanımımın istediği ipek halıyı buldum.
5.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) İnsan tüm aşklara bir şeylerin bulaştığını, içine heveslerin karıştığını, kişisel çıkarların ve bencilliğin bulaştığını ya da içinde zaaflar barındırdığını ve çabucak tükendiğini görünce, bu ihtiyacını giderememektedir.
B)Ruhsal meseleler bazen öyle bir şekilde tecelli eder ki onu dikkatli bir şekilde analiz edip yorumladığınızda, onun yüzündeki perdeyi kaldırdığınızda zahiren güzel görüntüsünün altından “kişiliğinin”, “nefsinin” ve “çıkarlarının” mutlak hakikati ortaya çıkar.
C)Çünkü batı herkesten önce belirgin bir değişim geçirmiş, bundan sonra da bütün dünyayı değişime zorlamıştır.
D)Kendi ifadesine göre, Ahmet Muhip Dıranas’ın şiirle ilgisi, henüz çocuk yaşlarda iken, o sırada Edirne Askerî Lisesinde okuyan, daha sonra veremden ölen dayısının, eline tutuşturduğu bir şiir kitabıyla başlar.
E)Yarınlara kalacak gerçek şiirin ne olduğunu çok iyi bilen, şiir damarı güçlü, Türkçe durdukça yaşayacak birçok şiir kaleme alan Ahmet Muhip’in şiirlerinin güzel ve kalıcı olmasını sağlayan, her şeyden önce onun dilidir; dili, âdeta bir mermer blok gibi güzelce yontup işleyebilmesidir.
6.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)Ahmet Muhip şiirlerinde bir yandan basmakalıbı kırmaya çalışırken bir yandan da dili, yani Türkçeyi teknesinde yeni bir şekilde yoğurmaya çalışır.
B)Zaman zaman mevcut cümle yapısını zorlayarak içindeki duygu, düşünce ve hayal, özlem ya da can sıkıntısını kolayca dile getirir.
C)Konuları genellikle aşk, tabiat ve ferdî yaşantılar etrafında yoğunlaşırken zaman zaman hayatın korkunç boşluk ve dramını sevgi ve güzellik duygularıyla doldurmaya çalışır.
D)Bu dönemin milli çatışmaları, savaşları, milletler arasında süre giden gerilimleri ele alan romanlarında, “düşman” kategorisine giren topluluklar arasında ilginç bir saflaşma, ilginç bir rol dağılımı gözlemleyebiliriz.
E) Yer yer benzeşmeyen iki yabancının arasında bir aşk kıvılcımlanır, olay karanlıklar içinde geçip birbirlerini görmedikleri için ancak bu yıldırımın düşüşünden sonra onun ışığında birbirlerini görebilirler.
7.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Edebiyat sözcüğü veya onun eşdeğerleri, kendisini duyan ve okuyanların hoşuna gidecek veya ilgisini çekecek, kalıcı olması tasarlanan, gündelik konuşmaya oranla daha gelişkin olan bir ifadeyi tanımlamak için kullanılmıştır.
B) İlhama dayalı olmaktan çok kurgusal diyebileceğimiz şiirler yazan Ahmet Muhip, gelenekten aldıklarıyla hem çağdaşlarından hem de Fransız şiirinden aldıklarını çok iyi kullanır.
C)Herkesin bir deniz şehrine koştuğu bugünlerde, ben dağları özler oldum; dağların yalnızlığını, ıssızlığını, Allah’a yakınlığını…
D)Şair burada yaşlılık günlerinde aynaya bakar, aynada hâlâ gençlik izlerinin bulunup bulunmadığını yoklar fakat
ayna ona zamanın geri dönemeyeceğini âdeta fısıldar.
E) Olvido şiirinde akşam vakti güneş battıktan, karanlık çöktükten ve herkes kendi dünyasına çekildikten sonra hissedilen yalnızlık, keder ve hüzün anlatılır.
8.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Jandarma, topçu, tankçı, piyade, komando, su altı komandosu, savaş pilotu gibi nasıl farklı savaşçılar varsa, insan vücudundaki bağışıklık sistemi hücreleri de bunlara benzetilebilir.
B)İnsan vücudundaki hücrelerin tek tek veya toplu halde bir arada bulunmaları ve yaptıkları çok kompleks görevlere baktığımızda hassas planlamalar, ölçüler ve amaçlar taşıdığı görülür.
C)Kıyılardaki insan kaynaklı, tahta, beton gibi yapılar, suların kendini yenilemesini engelliyor ve denizanası larvaları bu gibi sert zeminlere sabitlenerek popülasyonlarını geliştiriyorlar.
D)Marmara Denizi’nde son 20 yılda 20-30 arası yeni denizanası türü tespit ettiklerini, bunların bazılarının gemilerin balast sularıyla, bazılarının da iklim değişikliğine bağlı olarak Çanakkale Boğazı vasıtasıyla ulaştığını anlatan Okyar, son yıllarda denizanalarının biyokütle açısından planktonun yüzde 90-95’ini oluşturur hale geldiğini söyledi.
E) Yazarın kendisi soyut düşünüşle ilgilenmese bile edebiyatın kendisi her zaman edebiyat üstü bir
boyuta sahiptir.
9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)Hollanda hükûmeti, çevre kirliliğini önlemek amacıyla teneke kutularda satılan içeceklerden depozito alınması uygulamasını başlattı.
B)Küçük pet şişelerde depozito sisteminin uygulamaya girmesinden bu yana sokağa atılan şişelerin sayısının yüzde 50’den fazla azaldığı bilgisi paylaşılan açıklamada, teneke kutulardaki depozito sisteminin Almanya, Finlandiya, Norveç ve Danimarka’da da uygulandığı belirtildi.
C)Yürüyüşümüzün temposu hemen hemen aynı olsa gerek ki ne ben adama yaklaşıyordum, ne de o benden uzaklaşıyordu.
D)Burada, edebiyata dair olmadıkları için, yazarların yaşamöyküleriyle ilgili araştırmaları; birer “araştırma” olmadıkları için de gazeteci tarzıyla yazılan yazılan bir kenara bırakıyorum.
E) Hep bu yolda sevgilime kendimi vermiş, hesabımı kitabımı yapmış, tutmadığım sözlerimi, olmayacak kararlarımı vermişimdir.
10.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)Eski Türkler sosyal hayatında, aile büyükleriyle birlikte birkaç çadırdan oluşan obalarda yaşamaktaydılar.
B)Bitmiş bir yapıtın sık dokusundan hareketle bu dokunun içindeki farklı birimlerin haritasını çıkarmaya çalışacak bir eleştirmen, korkarımki, tarihte bugüne kadar görülen diğer sınırlar kadar yapay sınırlar koymak durumunda kalacaktır.
C)Yatağın başından ucuna kadar uzanan mavi damalı yorganın engebeleri, gölgeli vadileri ve mavi yumuşak tepeleriyle örtülü tatlı ve ılık karanlıkta Rüya yüzükoyun uzanmış uyuyordu.
D)Boğaz’ın temiz havasının çocukların kabakulağına iyi geleceğine inanılırdı.
E)Kaşları daima, iki iri uzatma işareti gibi hayretle kal, burnunun aşağısına doğru yerleştirdiği, teneke çerçeveli gözlüklerinin üstünden bakan kahverengi gözlerinde, masal dünyasını seyreden çocuksu bakışların duru hayranlığı ışıldardı.
11.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Nedir bütün dillerde; şiirleri, türküleri, şarkıları, yalvarıp yakarmaları, gizli açık yakarışları, sabah akşam ağlayıp sızlanmaları görkemli niyazlarla çepeçevre kuşatan?
B) Size, şu dünyada sarf edeceğiniz artık bin kelimeniz kaldığını, onları da söyledikten sonra öleceğinizi söyleseler ne yapardınız?
C) Metinde hazır bulunmayan fakat belli bir dönemin okurlarının ortak hafızasında o denli yer etmiş öğeler vardır ki neredeyse bir hâli hazırda ilişki ile karşı karşıyayızdır.
D)Filmdeki şahıs üstelik de dakikada yüzlerce kelime konuşan, susmayan, susturulamayan öyle çenebaz bir adam ki sormayın gitsin
E) İnsan sözün ne kadar kıymetli ve tabii ki ne kadar da veballi bir şey olduğunu bilseydi eminim konuşma esnasında kelime sarf ederken parasını harcıyormuşçasına cimri mi cimri davranırdı.
12.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)Kamyonet kasasında sarsılarak pikniğe gitmek de ayrı bir zevk Dilan’a göre.
B)Eve geldiğinde iki günlük sakalı, sırtından kayıp giden ceketi ve ölü balık gibi bakışıyla devrilip yattı.
C)Sulusepkenin sokaklara kırbaç gibi indiği, gemi azıya almış rüzgârın her şeyi önüne katıp savurduğu, karmakarışık bir gündü, evet.
D) Aslında böyle bir günde evinden çıkmış olanın; elinde bir şemsiye, bir çanta ve birkaç paket birden taşıyanın olup bitenlere dikkat etmesi, akı karadan ayırması pek düşünülemez.
E)Sonra, yavaş yavaş yorgun ve isteksiz kalktığını, sabaha kadar karışık rüyalar gördüğünü ve bunların kendisini yorduğunu anladı.
13.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)İnsanın mutlak, temiz ve kutsal bir aşka ihtiyacı vardır ve böyle bir aşk ise yer yüzünde yaşayan, nefes alan ve diğer binlerce tutkuya sahip olan insanın kalbinde oluşamaz ve devam edemez.
B) Cemil bu rüyaları kendi kendine tahlile çalıştığı zaman, onların ilk devirlerde beklenmedik denilen şeylerden de mahrum olduğunu veya bu tarafını seçemediğini kabul ederdi.
C)Şurası var ki birkaç hafta sonra bu deniz çalkantısı birdenbire duruldu.
D)Güneş bu çiçekten başka ve onun güzelliğini yapmak için ortada ne varsa hepsini değiştiriyor, kimini siliyor, kimini can sıkıntılı bir uyku yapıyordu.
E)İkinci günü deliksiz bir uykudan, arkasında hasret çektiği, kendisini düşündürecek hiçbir hayal bırakmadan uyandığı zaman içini bomboş, âdeta kendisini ufalmış ve fakirleşmiş buldu.
14.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) İnsan, tarih boyunca kendi toplumunda ya da kendi döneminde mutlak derecesinde fedakârlığa sahip bir insan görmeye muhtaçtır.
B)Tanımadığı yollardan geçiyor, bilmediği evlerin penceresinden sokaklara bakıyor, büyük yamaçlara tırmanıyordu.
C)Bu kadının kim olduğunu bilmiyordu, merak da etmiyordu, sadece ne yaptığını, niçin bu kadar müteessir ve mahzun olduğunu anlamak istiyordu.
D) Cemil elleri ve yüzü, birdenbire her tarafını saran perdelerin kıvrımları arasında kurtulmaya uğraşırken duyduğu büyük bir çığlıkla uyanmıştı.
E) Çünkü bütün bu rüyalar ancak büyük sarhoşlukların, kıskançlık buhranlarının, dönüşsüz ayrılıkların, azapların arifesinde, bazı büyük musiki eserleriyle karşılaştığımız zaman duyduğumuz ve günlerce tesiri altında kaldığımız o tahammülü imkânsız, her hatırayı, her düşünceyi böğrümüze saplanmış çok sivri ve tırtıllı bir bıçak yarası gibi bizde derinleştiren hüzünlerin eşi bir hüzünle, geliyordu.
CEVAPLAR: 1.D, 2.B, 3.A, 4.E, 5.C, 6.D, 7.A, 8.E, 9.D, 10.B, 11.C, 12.C, 13.A, 14.A, 15.C, 16.B, 17.A