EK FİİL ETKİNLİKLERİ 2
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde yer alan birleşik çekimli fiillerin
altını çizerek hangi tür birleşik çekime giriyorsa karşısına √ işareti koyunuz.
Hikâye Birleşik Çekimi | Şartlı Birleşik Çekim | Rivayet Birleşik Çekimi | ||
1 | Demirlediğimiz koyun manzarası hiç de fena sayılmazdı. | |||
2 | Bütün yolculuk boyunca hep kayalık sahiller ve çıplak dağlar görmüştü. | |||
3 | Ormanlarla kaplı tepeler ve her ne kadar işlenmemişse de, verimli, yemyeşil ovalar. | |||
4 | Bir zamanlar bu meydanda padişahlar büyük merasimler düzenlerlerdi. | |||
5 | Çarşının çevresindeki sokaklarda dolaşmak, ara sokaklarına dalıp bir katibin ciddi görüntülü kulübesi önünde onu seyretmek veya çiçekler ve meyvelerle süslenmiş iştah açıcı kokularıyla bir manavın tezgahı önünde oyalanmak, ya da sessizliğin sadece nadiren vurulan bir kapı tokmağı tıkırtısıyla bozulduğu sakin sokaklarda iç huzurumuzla baş başa dolaşmak isterdik, ama acelemiz var. | |||
6 | Talihsiz yenilikçi III. Selim burayı yeni ordusu için yaptırtmıştı. | |||
7 | Gerçekten nereye bakarsanız bakın bu insanlarda hep güç ve sağlık görüyorsunuz. | |||
8 | Bu ani değişim yerli kumaşların kullanımını azalttı ve giysi, mobilya ve diğer eşyaların üretimi, eğer ithalatla temin edilemiyorsa yabancı eller tarafından yapıldı. | |||
9 | Manzarası ressamın fırçasına da, müzisyenin lirine de aynı güçlü ilhamı verirmiş. | |||
10 | Birinden bir şey istemenin işkence çekmekle eş değer olduğunu anlayacaktık. | |||
11 | Bana Venedik’te San Marco Meydanı’nı hiç görmemiş insanlar olduğu söylenmişti. | |||
12 | Eminim ki bu onların doğuştan gelen tevazularını hiç etkilemezdi. | |||
13 | Bir açıklama yapmam gerekiyordu. | |||
14 | Az kalsın kayık devriliyormuş. | |||
15 | Kararlı bakışlarla ve güçlü avuçlarıyla, soğukkanlı ve kendinden emin bir şekilde kayığını dünyanın en hareketli limanlarından biri olan Haliç’in hiç de küçümsenmeyecek tehlikeleri ve engelleri arasından geçirmişti. | |||
16 | Biraz dikkat edersen sen de hatalarını anlayacaksın. | |||
17 | Ellerindeki uzun küreklerle, tıpkı yanşa çıkmış faytoncular gibi birinin kendilerini geçmesinden hiç hoşlanmazlardı. | |||
18 | Kibar İstanbulluların yaz aylarında cuma günleri sık sık gittikleri mesire yeri olan Anadolu’nun tatlı sularında sıcak bir yaz günü yaptığım son gezintiden beri hiç araba görmemiştim. | |||
19 | Söylediklerinden çok söylemedikleriyle karşısındakini hissetmeye, sezmeye zorluyordu. | |||
20 | Kelime bitmeli, ama okuyucunun coşan hayal gücü yoluna devam etmeli ve açıkça söylenen sözlerin ifade edebileceğinden çok daha derin ve sıcak anlamlar bulmalıymış. | |||
21 | Havada bir martı kanatlarım kıpırdatmadan geniş dairelerle süzülürse onu izlerim. | |||
23 | İsimlerinden şehrin eski İtalyan eşrafıyla doğrudan veya dolaylı ilişkisi belli olan birkaç aileyi saymazsak, kendilerini köklü aileler olarak tanıtanların nereden geldikleri karanlıktır. |
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan eylemler hangi kiple
çekimlenmiş eylemin hikâyesi, şartı veya rivayeti ise belirtiniz.
1 | Toplumun hayat görüşünü hoşgörü olarak niteleyebilirdim. | |
2 | Eğer okuyorsa dağarcığı Montepin’den Paul Feval’e kadardır. | |
3 | Hatırlıyorum, bir tramvay vagonunda bir Frenk sigara yakmıştı. | |
4 | Onun zamanında her şey farklıydı, ama şimdi delikanlı babasının öğrendiklerinden daha da fazlasını öğrenmeliydi. | |
5 | İçerdeki topluluğu geleneklere uygun şekilde selamlayaydın. | |
6 | Bir berber dükkanının önünde beyaz sakallı bir meddah çevresindeki kalabalığa tiyatrovari şekilde etkileyici bir aşk hikayesi anlatıyormuş. | |
7 | Gezgin satıcılar, özellikle şerbetçiler ve tatlıcılar mallarını abartılı sıfatlarla öveymiş. | |
8 | Karar aşamasına gelmiş sorunların neticelendirilmesi çoğunlukla bayram ertesine bırakılırdı. | |
9 | Çok daha fazla tuzlu su yutmak zorunda kalacaktı. | |
10 | Açlık çeken birisinden yemek esirgemek Osmanlıların insanlık anlayışına nasıl sığmıyorsa, iftar yemeğinin paylaşılmaması da asla düşünülemez. | |
11 | Akşamları bu tarafa hiç vapur çalışmazdı. | |
12 | Moliere’in tüm komedilerinin adlarını biliyormuş. | |
13 | Okuryazar olan herkesin tek isteğinin bir devlet dairesinde rahat bir iş bulmak olduğu bir yerde kabiliyetli oyuncular nasıl bulunacaktı? | |
14 | Ah, Ahhh! ‘Silistre’ daha ilk temsilden sonra yasaklanmamalıydı! | |
15 | Gözlerime inanamadım, ama doğru okumuştum. | |
16 | Resmî locayı tahsis etme teklifini kabul ettim, çünkü bu beden yapısıyla oturmak için geniş yerlere ihtiyacım olmadığından fazla sıkıntı çekmezdim. | |
17 | Bir sene önce açılan tiyatro Gedikpaşa semtinin yangın yerine kurulmuşsa da oraya gitmek kısmet olmadı. | |
18 | Eğer tahtaların çatırdadığını duyarsanız hemen oradan kaçın. | |
19 | Yavaş yavaş dağılan dumanın ardından bakışlarını seyirciler arasında dolaştırabilecekmiş. | |
20 | Biraz da oyuncuların konuşmalarına kulak vereydiniz. | |
21 | Oyun sırasında birkaç kez başını düşünceli bir şekilde sallamıştı. | |
23 | Böyle oyunlara izin verilmemeliymiş. | |
24 | Çünkü bunların 16. ve 17. yüzyıllarda Nürnberg ve Augsburg silah imalathanelerinde taklitleri yapıldıydı. | |
25 | Benden sonra gelen hiç kimse boş kalan yerleri altın ve ziynetle doldurmasın. Ama eğer birisi düşmanla giriştiği ve zaferle çıktığı savaşlardan ganimet olarak aldığı samanla bile burayı doldurmayı başarırsa, o zaman benim mührümün yerine onunki geçsin. | |
26 | Kim demiri en iyi işlerse dünyaya o hükmedecektir. | |
27 | Hava akımına adanmış gibi görünen Türk evinin yapısı özde göçebe çadırına dayanırmış. | |
28 | Eski dönemlerde ileri gelenlerin evlerinde saf gümüşten mangallar bulunurdu. | |
EK FİİL ETKİNLİKLERİ 2 CEVAPLAR
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde yer alan birleşik çekimli fiillerin
altını çizerek hangi tür birleşik çekime giriyorsa karşısına √ işareti koyunuz.
Hikâye Birleşik Çekimi | Şartlı Birleşik Çekim | Rivayet Birleşik Çekimi | ||
1 | Demirlediğimiz koyun manzarası hiç de fena sayılmazdı. | √ | ||
2 | Bütün yolculuk boyunca hep kayalık sahiller ve çıplak dağlar görmüştü. | √ | ||
3 | Ormanlarla kaplı tepeler ve her ne kadar işlenmemişse de, verimli, yemyeşil ovalar. | √ | ||
4 | Bir zamanlar bu meydanda padişahlar büyük merasimler düzenlerlerdi. | √ | ||
5 | Çarşının çevresindeki sokaklarda dolaşmak, ara sokaklarına dalıp bir kâtibin ciddi görüntülü kulübesi önünde onu seyretmek veya çiçekler ve meyvelerle süslenmiş iştah açıcı kokularıyla bir manavın tezgahı önünde oyalanmak, ya da sessizliğin sadece nadiren vurulan bir kapı tokmağı tıkırtısıyla bozulduğu sakin sokaklarda iç huzurumuzla baş başa dolaşmak isterdik, ama acelemiz var. | |||
6 | Talihsiz yenilikçi III. Selim burayı yeni ordusu için yaptırtmıştı. | √ | ||
7 | Gerçekten nereye bakarsanız bakın bu insanlarda hep güç ve sağlık görüyorsunuz. | √ | √ | |
8 | Manzarası ressamın fırçasına da, müzisyenin lirine de aynı güçlü ilhamı verirmiş. | √ | ||
9 | Bu ani değişim yerli kumaşların kullanımını azalttı ve giysi, mobilya ve diğer eşyaların üretimi, eğer ithalatla temin edilemiyorsa yabancı eller tarafından yapıldı. | √ | ||
10 | Birinden bir şey istemenin işkence çekmekle eş değer olduğunu anlayacaktık. | √ | ||
11 | Bana Venedik’te San Marco Meydanı’nı hiç görmemiş insanlar olduğu söylenmişti. | √ | ||
12 | Eminim ki bu onların doğuştan gelen tevazularını hiç etkilemezdi. | √ | ||
13 | Bir açıklama yapmam gerekiyordu. | √ | ||
14 | Az kalsın kayık devriliyormuş. | √ | ||
15 | Kararlı bakışlarla ve güçlü avuçlarıyla, soğukkanlı ve kendinden emin bir şekilde kayığını dünyanın en hareketli limanlarından biri olan Haliç’in hiç de küçümsenmeyecek tehlikeleri ve engelleri arasından geçirmişti. | √ | ||
16 | Biraz dikkat edersen sen de hatalarını anlayacaksın. | √ | ||
17 | Ellerindeki uzun küreklerle, tıpkı yanşa çıkmış faytoncular gibi birinin kendilerini geçmesinden hiç hoşlanmazlardı. | √ | ||
18 | Kibar İstanbulluların yaz aylarında cuma günleri sık sık gittikleri mesire yeri olan Anadolu’nun tatlı sularında sıcak bir yaz günü yaptığım son gezintiden beri hiç araba görmemiştim. | √ | ||
19 | Söylediklerinden çok söylemedikleriyle karşısındakini hissetmeye, sezmeye zorluyordu. | √ | ||
20 | Kelime bitmeli, ama okuyucunun coşan hayal gücü yoluna devam etmeli ve açıkça söylenen sözlerin ifade edebileceğinden çok daha derin ve sıcak anlamlar bulmalıymış. | √ | ||
21 | Havada bir martı kanatlarım kıpırdatmadan geniş dairelerle süzülürse onu izlerim. | √ | ||
23 | İsimlerinden şehrin eski İtalyan eşrafıyla doğrudan veya dolaylı ilişkisi belli olan birkaç aileyi saymazsak, kendilerini köklü aileler olarak tanıtanların nereden geldikleri karanlıktır. | √ |
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan eylemler hangi kiple çekimlenmiş
eylemin hikâyesi, şartı veya rivayeti ise belirtiniz.
1 | Toplumun hayat görüşünü hoşgörü olarak niteleyebilirdim. | Geniş zamanın hikâyesi |
2 | Eğer okuyorsa dağarcığı Montepin’den Paul Feval’e kadardır. | Şimdiki zamanın şartı |
3 | Hatırlıyorum, bir tramvay vagonunda bir Frenk sigara yakmıştı. | -miş’li geçmiş zamanın hikâyesi |
4 | Onun zamanında her şey farklıydı, ama şimdi delikanlı babasının öğrendiklerinden daha da fazlasını öğrenmeliydi. | Gereklilik kipinin hikâyesi |
5 | İçerdeki topluluğu geleneklere uygun şekilde selamlayaydın. | İstek kipinin hikâyesi |
6 | Bir berber dükkanının önünde beyaz sakallı bir meddah çevresindeki kalabalığa tiyatrovari şekilde etkileyici bir aşk hikayesi anlatıyormuş. | Şimdiki zamanın rivayeti |
7 | Gezgin satıcılar, özellikle şerbetçiler ve tatlıcılar mallarını abartılı sıfatlarla öveymiş. | İstek kipinin rivayeti |
8 | Karar aşamasına gelmiş sorunların neticelendirilmesi çoğunlukla bayram ertesine bırakılırdı. | Geniş zamanın hikâyesi |
9 | Çok daha fazla tuzlu su yutmak zorunda kalacaktı. | Gelecek zamanın hikâyesi |
10 | Açlık çeken birisinden yemek esirgemek Osmanlıların insanlık anlayışına nasıl sığmıyorsa, iftar yemeğinin paylaşılmaması da asla düşünülemez. | Şimdiki zamanın şartı |
11 | Akşamları bu tarafa hiç vapur çalışmazdı. | Geniş zamanın hikâyesi |
12 | Moliere’in tüm komedilerinin adlarını biliyormuş. | Şimdiki zamanın rivayeti |
13 | Okuryazar olan herkesin tek isteğinin bir devlet dairesinde rahat bir iş bulmak olduğu bir yerde kabiliyetli oyuncular nasıl bulunacaktı? | Gelecek zamanın hikâyesi |
14 | Ah, Ahhh! ‘Silistre’ daha ilk temsilden sonra yasaklanmamalıydı! | Gereklilik kipinin hikâyesi |
15 | Gözlerime inanamadım, ama doğru okumuştum. | -miş’li geçmiş zamanın hikâyesi |
16 | Resmî locayı tahsis etme teklifini kabul ettim, çünkü bu beden yapısıyla oturmak için geniş yerlere ihtiyacım olmadığından fazla sıkıntı çekmezdim. | Geniş zamanın hikâyesi |
17 | Bir sene önce açılan tiyatro Gedikpaşa semtinin yangın yerine kurulmuşsa da oraya gitmek kısmet olmadı. | -miş’li geçmiş zamanın şartı |
18 | Eğer tahtaların çatırdadığını duyarsanız hemen oradan kaçın. | Geniş zamanın şartı |
19 | Yavaş yavaş dağılan dumanın ardından bakışlarını seyirciler arasında dolaştırabilecekmiş. | Gelecek zamanın rivayeti |
20 | Biraz da oyuncuların konuşmalarına kulak vereydiniz. | İstek kipinin hikâyesi |
21 | Oyun sırasında birkaç kez başını düşünceli bir şekilde sallamıştı. | -miş’li geçmiş zamanın hikâyesi |
23 | Böyle oyunlara izin verilmemeliymiş. | Gereklilik kipinin rivayeti |
24 | Çünkü bunların 16. ve 17. yüzyıllarda Nürnberg ve Augsburg silah imalathanelerinde taklitleri yapıldıydı. | -di’li geçmiş zamanın hikâyesi |
25 | Benden sonra gelen hiç kimse boş kalan yerleri altın ve ziynetle doldurmasın. Ama eğer birisi düşmanla giriştiği ve zaferle çıktığı savaşlardan ganimet olarak aldığı samanla bile burayı doldurmayı başarırsa, o zaman benim mührümün yerine onunki geçsin. | Geniş zamanın şartı |
26 | Kim demiri en iyi işlerse dünyaya o hükmedecektir. | Geniş zamanın şartı |
27 | Hava akımına adanmış gibi görünen Türk evinin yapısı özde göçebe çadırına dayanırmış. | Geniş zamanın rivayeti |
28 | Eski dönemlerde ileri gelenlerin evlerinde saf gümüşten mangallar bulunurdu. | Geniş zamanın hikâyesi |
ek fiil etkinlikleri 2 indir.
Bunun niye cevabı yok
Ekledik.