1.“İçimde damla damla bir korku birikiyor
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler”
dizelerindeki “kesmek” sözcüğünün anlamına en yakın kullanım aşağıdaki cümlelerin hangisinde kullanılmıştır?
A) Önce, iri patatesleri parmak kalınlığında kestiler.
B) Ormandaki kurumuş ağaçları birer birer kestiler.
C) Kaçan aracı yakalamak için trafik polisleri yolu kesmiş.
D) Öğretmenler, siren sesiyle birlikte dersi kestiler.
E) Birden şiddetlenen rüzgâr yelkenlimizin hızını kesti.
2. Hem sözleriyle hem de tutum ve davranışlarıyla dolu bir insan olduğunu hissettirmişti bize.
Burada geçen”dolu” kelimesine, aşağıdakilerden hangisi en uygun karşılıktır?
A) Boş yeri olmayan
B) Sayıca çok olan
C) İçi boş olmayan
D) Bilgili ve kültürlü olan
E) Duygu yoğunluğu içinde olan
3. (I) Gündelik yaşamın sıkıntılarını fıkralarına ustalıkla yansıtmıştır bu yazarımız. (II) Kendisi de çok sıkıntı çekmesine karşın zorluklara göğüs gererek kendi dünyasının kozasını örmede çok başarılı olmuştur. (III) 1928’den beri çeşitli gazete ve dergilerde öyküler, seyahat yazıları, denemeler ve makaleler yazmıştır. (IV) Bir gazetede tefrika roman da yayımlamıştır. (V) Bölümler hâlinde yayımlanan bu romanı, bir kitap hâlinde yayımlayamamıştır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde kişisel görüşe yer verilmiştir?
A) I. ve II.
B) II. ve III.
C) II. ve IV.
D) III. ve V.
E) IV. ve V.
4. (I) Mektup, en geniş anlamıyla, bir insanın dileğini, duygu ve düşüncelerini uzaktaki birine iletmek amacıyla başvurduğu bir edebiyat türüdür. (II) Bu yazı türünün en belirgin niteliği içten olmasıdır. (III) Bunun yanında kısa ve yoğun anlatımın seçilmesi, dilinin açık ve anlaşılır oluşu da önemlidir. (IV) Mektuplar genellikle içerdiği amaca, dil ve anlatım özelliklerine bakılarak adlandırılır. (V) Ticari mektuplar, özel mektuplar, edebi mektuplar, iş mektupları bunlardandır. (VI) Bunlardan yazınsal mektuplar, yazarın düş gücünü gösteren eşsiz bir kurmaca örneğidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümleyi örneklendirmektedir?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
5. (I) Bu şairimiz, şiirinin yanı sıra, eleştirel denemeleriyle de Türk edebiyatına değerli tohumlar eken bir yazın ve düşün adamıdır. (II) Onun şiirinin dünya şiiriyle akrabalığı, Türk şiirinde özgün bir sese dönüşür. (III) Bu özgünlük, sözcüklerin seçiminden, dizelerin birbirini tamamlayan yapısından doğar. (IV) Onun şiirinde dizelerin, bir diğerini kendi içinde yükselten sarmal yapısı, imgelerin benzersizliği dikkat çekicidir. (V) Ancak bu ozanımız, dizelerin iç içeliğinin, şiirlerinin tam olarak çözümlenmesinde büyük güçlük yarattığının ayrımına varamamıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen şairle ilgili olarak olumsuz bir değerlendirme yapılmıştır?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E) V.
6. Vadi içlerinde teraslar hâlinde yükselen köy kalıntıları, değirmen taşları göze çarpıyor. Geçmişten günümüze pek bir şey kalmamış. Sapasağlam ayakta kalan en görkemli yapı, Ardahan’ın Çıldır ilçesinden gelip nehre karışan derenin bulunduğu derin, kayalık vadideki Şeytan Kalesi. Çıldır’dan yedi kilometre uzaklıktaki Yıldırımtepe köyünden bir patikayla ulaşılabilen kale, metrelerce yükseklikteki kayalıkların tepesinde ürperten bir görünüm sunuyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme
B) Karşılaştırma
C) Örneklendirme
D) Açıklama
E) Öyküleme
7. . . . Önümüzdeki hafta başlayacak bu festivalde, ya bize sanat falan gerekmez, televizyon dizileri neyimize yetmiyor diyecekler ya da ayaklarına kadar gelen dünya sanatçılarını tanımak için salonları dolduracaklar. Bu festivalde bunu deneyeceğiz. Bakalım, bu yolculukta yanımızda kimleri bulacağız? Özellikle merak ediyorum, insanımızın sanata yaklaşımı nasıl olacak? Kaç bin kişi görebileceğiz festival süresince düzenlenecek bu etkinliklerde?
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) İnsanlar ancak kendisine daha önce sunulanlar arasında bir seçim yapar
B) Uluslararası film festivaliyle insanımızın sanata ne ölçüde sahip çıkacağını hep birlikte göreceğiz
C) İhtiyaçları belirleyen, alışkanlıklardır her şeyden önce
D) Sanatta ileri gidebilmek için iyi bir başlangıca ihtiyaç vardır
E) Önemli sinema yıldızları dünyanın dört bir yanındaki festivallerde boy gösteriyor
8. Kendi kişisel ilişkilerine ve çıkarlarına göre eleştiri yapan bir kişi, sorumsuz bir eleştirmendir. Kendini öne çıkaran bir eleştirmen de, gerçek eleştirmen sorumluluğunu bilen bir eleştirmen değildir. Öte yandan elbette herkesin kendine göre bir ideolojisi vardır ama her şeyden önce o ideolojiyi öne çıkarmak, yani o doğrultuda eleştiri yapmak, asıl temel sorun olan yazınsal değeri bir yana bıraktığı için eleştirmenin sorumluluğuna yan çizen bir eleştiri türüdür. Bu yüzden iyi bir eleştirmen …
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) yazarın bir eserinden yola çıkarak sanatçılığı hakkında kesin hükümler vermelidir
B) bir eseri sanatçısından ayırmadan incelemelidir
C) eleştirilerine kişisel çıkarlarını ve ideolojisini karıştırmamalıdır
D) evrensel eleştiri ölçütlerini dikkate almalıdır
E) kendi ideolojisini tek doğru olarak kabul etmelidir
9. (I) Küçükken “Ne olacaksın?” diye sorarlardı bize sık sık. (II) Soru hep aynı kaldı ama artık alınan cevaplar farklılaştı. (III) Eskinin doktoru, mühendisi bugünün garip mesleklerine karşılık gelmeye başladı. (IV) Her çağ kendi yaşam biçimini beraberinde getirdi elbet. (V) Devirden devire, toplumdan topluma, zamandan zamana statüler de değişti.
Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Derken büyüdük ve biz de sormaya başladık küçüklerimize ‘Ne olacaksınız?’ diye.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) I. B)II. C) III. D) IV. E) V.
10. Yapıtlarını özel okuma evreni içinde yerli yerine oturtup içselleştirmek, inceden inceye özümsemek şöyle dursun, bir tekinin olsun sayfasını açmadığı bir yazar için, bir kişini çıkıp da “Bilmesem de okumasam da o yazar benim yazarımdır.” değerlendirmesi ne kadar gerçekçi ve inandırıcı olur? Bir yazar hakkında böyle bir söz söylemek için o yazarı hak etmek gerekir. Bunun yolu da o yazarın eserlerini su gibi içmekten geçer. Bu olmadan ulu orta ahkam kesmenin bir değeri ve anlamı yoktur elbette.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Herkesin, okuduğu bir yazarın eseriyle ilgili olarak eleştirilerde bulunmaya hakkının olduğu
B) Yazarların eserleri hakkında değerlendirmelerde bulunurken duygulardan sıyrılmak gerektiği
C) Bir yazarın eseri hakkında ileri sürülen değerlendirmelerin genellikle gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğu
D) Bir eser hakkında değerlendirmeler yapmak için öncelikle çok sayıda eser vermiş olmak gerektiği
E) Bir kişinin bir yazar hakkında değerlendirmeler yapmak için o yazarın eserlerini okuyup içselleştirmesi gerektiği
11. Bu yazarımızın romanları, yaşanmışlığa bire bir karşılık gelen, somut hayatın yansılamalarıdır. Onun romanları, yakın ve uzak geçmişteki yaşanmışlıklar üzerine kurulmuştur. Bu yanıyla onun romanının zamanı, kendisinin doğrudan içinde yer aldığı zaman ya da zamanları onun zamanına değenlerin zamanıdır. Romanlarında anlattıkları, somut olay ve durumların öyküsüdür. O hep yaşam romanları yazmış; romanlarını mutluluk, mutsuzluk, sevgi, âşık, acı, sevgisizlik, yenilgi gibi yaşamsal gerçekler üzerine kurgulamıştır.
Bu parçada sözü edilen romancıyla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Roman dışındaki türlere ilgi gösterilmediği
B) Romanlarında kişisel sorunlarını anlattığı
C) Romanlarında yaşamsal gerçekleri anlattığı
D) Romanlarında tarihi olayları ele aldığı
E) Romanlarını karşıt kavramlar üzerine kurguladığı
12. İstanbul öyle bir şehir ki Antik Çağ’dan günümüze sayısız esere ev sahipliği yapıyor. Ben kırk senedir bu şehirdeyim, ama her gün bilmediğim taraflarını keşfediyorum buranın. On seneden beri de mimarlık ve sanat tarihi ile ilgileniyor, bu şehri dolaştıkça her zaman karşıma yeni bir sayfa açıldığını görüyorum. Çünkü tarih boyunca farklı ulusların, farklı kültürlerin hüküm sürdüğü bu şehirde, o insanların oluşturdukları mimari bir zenginlik yatıyor. İstanbul’un geçmişten gelen tarihi eserleri, hem çeşitlilik hem de kalite açısından çok renkli, bitmeyen bir kitap gibi.
Bu parçada İstanbul’la ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Farklı devletlere başkentlik yaptığı
B)Turizm potansiyelinin çok yüksek olduğu
C) Birçok uygarlığa ait çok sayıda tarihi eseri barındırdığı
D) Halkının, doğal güzellikleri korumaya özen gösterdiği
E) Büyük bir kültür ve sanat merkezi olma yolunda ilerlediği
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasına sözcük ya da sözcükler girmiş bir isim tamlaması vardır?
A) Karşıdaki dağların zirvelerinde hâlâ bembeyaz karlar vardı.
B) Tepenin vadiye bakan dik yamaçları yemyeşildi.
C) Hepimiz, köye giden otobüsün gelmesini bekliyorduk.
D) Limon ağaçlarının sık sık sulanması gerekiyormuş.
E) Çam ağaçlarının dalları bir o yana bir bu yana yatıyordu.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemindeki”-k, -(ı)k, -(i)k” eki ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Tarlada çalışan işçilerin karnı iyice acıktı.
B) Toplantıya Zehra da on dakika gecikti.
C) Evin önündeki çukura epey su birikti.
D) Beklediğimiz gemi çok uzaklarda gözüktü.
E) Odadaki masalardan birinin ayağı kırıktı.
15. Aşağıdaki dizelerden hangisi yüklemine göre ötekilerden farklıdır?
A) Bahar geldi, koyun kuzu koklaştı
B) Ah çekerim resmine her bakışta
C) Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı
D) Aramıza dağlar girmiş koskoca
E) Vatan borcu biter bitmez ordayım
CEVAPLAR: 1.C, 2.D, 3.A, 4.D, 5.E, 6.A, 7.B, 8.C, 9.A, 10.E, 11.C, 12.C, 13.B, 14.E, 15.E
Hocam 14 doğru 1 yanlış yani 13.75 netim var yanlış olan sorum 2.soru ama 2.soruda cevabın E olması gerekmez mi çünkü dolu cümle içinde bilgili ve kültülü olmak mantıksız geldi.