1.Onurlu (I) tavrını her ortamda korumasını bilen, üzüntülerini de sevinçlerini (II) de yoğun (III) biçimde yaşayan, çalışmalarından özeni (IV) elden bırakmayan, öz güven (V) sahibi bir kişiydi.
Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcüklerin hangisinde “titizlik” anlamı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
2. Çorba sözcüğü dilimizde pek çok deyimde kullanılmaktadır. Örneğin, yemeğe davet etmeyi çorba içmeye çağırmak (I), bir işin karmakarışık, içinden çıkılamaz bir durum almasını anlatmak için çorbaya dönmek (II), bir iş ya da bir hizmetin gerçekleşmesinde az da olsa emeği geçmiş olmayı anlatmak için çorbada tuzu bulunmak (III), hiç yol, yöntem bilmemeyi anlatmak için çorbayı kasede pişirip tencere ile sofraya getirmek (IV), moral bozukluğunu anlatmak için çorbaya sinek düşmek (V) deyimini kullanırız.
Bu parçada numaralanmış deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
3. Kimi sözler benzetme amacı olmaksızın kendi anlamları dışında başka bir sözcük yerine kullanılır.
Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir kullanım vardır?
A) Toplantının yapılacağı salon bayraklarla süslenmişti.
B) Birçok gazeteci bu akşamki maç için basın tribününde yer ayırtmış.
C) Oyuncuların yüksek performansı herkesi memnun etti.
D) Basın mensuplarından biri giriş kartı olmadığı için içeri alınmadı.
E) Bu toplantıya gazeteden izin alarak katıldığını söylüyor.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yargının sebebi belirtilmemiştir?
A) Yıl içinde çok planlı çalıştığından bu sınavda başarılı oldu.
B) Ayla bu sabah uyanamadığından ilk derse geç kalmış.
C) Ülkemizde tarımsal üretimi geliştirmeye yönelik çalışmalar yıldan yıla azalmaktadır.
D) Bu akşam sizinle sinemaya gelemeyeceğim, evde çok önemli bir işim var.
E) Futbol takımı yöneticilerinin sözlerinde durmamaları, taraftarların onlara güvenmemesine yol açıyor.
5. (I) Bu sanatçımız, çok başarılı eserler vermesine rağmen gerekli ilgiyi görememiştir. (II) O, edebiyatımızın, adı çok bilinmese de kendi kendini yetiştirmiş usta bir yazarıdır. (III) Tarihe ve edebiyata merak sarmasında, hiç kuşku yok ki babasının dizinin dibinde okuyarak ve dinleyerek yetişmesinin rolü büyüktur. (IV) On üç yıl Avrupa şehirlerinde dolaşmış, orada yaşamış; yurda döndükten sonra da çevirmenlik yapmıştır. (V) Hayatını yazarak, çeviriler yapmakla kazanmış çok önemli bir edebiyat adamıdır o.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar, anlatıma duygularını katmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yakınma söz konusudur?
A) İlköğretim yaşına gelen çocuklar için yeni ürünler hazırlıyoruz.
B) Günün yarısından çoğunu, tiyatro çalışmalarına ayırıyoruz.
C) Televizyonda yayımlanan her filmi çocuklarımıza izlettirmiyoruz.
D) Sanatın, çocuklarımız için çok önemli olduğunu bir türlü kavrayamadık.
E) Romanlarda anlatılan her olayı gerçeklerin yansıması olarak görmemek gerekir.
7. (I) Türkülerimizi genç kuşaklara sevdirmemiz, onların da türkü söylemesini sağlamamız gerekiyor. (II) Bu doğrultuda çalışma yapan kurumlar, kişiler var ama birtakım güçlükler yüzünden istenen tam anlamıyla yapılamıyor. (III) Bu iş için bir kere sağlam bir altyapı, çağdaş bir stüdyo gerekiyor ki şu anda böyle bir olanaktan yoksunuz. (IV) Bu düşünceyle önümüzdeki yıl, halk müziği sanatçılarının kullanacağı bir stüdyo kurmayı planlıyorum. (V) Bunu duyan birkaç kişi bana bu konuda yardım edebileceğini söyledi. (VI) Gelecek hafta bu amaçla geniş bir davetli listesinin katılımını da sağlayarak bir gece düzenlemeyi düşünüyorum.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde bir tasarıdan söz edilmektedir?
A) I. ve II.
B) II. ve III.
C) II. ve IV.
D) III. ve V.
E) IV. ve VI.
8. Hava ne sıcak ne soğuk. İnsanoğlunun tam arzu ettiği ılıklıkta. Güneş tam tepeye yükselse de hafif hafif esen dağ rüzgârı hararetini kesiyor. Rakım iki bin metre. Yaşam, sakin ve huzur dolu burada. En uzun, en sert kışların yaşandığı bölgede iki mevsim var zaten. Biri kış, biri bahar. Kışın rengi, kar beyaz; baharınki, zümrüt yeşili. Göğün rengi ise derin mi derin mavi. Pamuk bulutlardan süzülen yağmur dahi güneşle yağıyor dağlara. Hemen her gün dağları taçlandırıyor gökkuşağı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Öyküleme-betimleme
B) Açıklama-betimleme
C) Karşılaştırma-öyküleme
D) Tanımlama-açıklama
E) Karşılaştırma-tanımlama
9. (I) Dünya enerji tüketimi her yıl yaklaşık %5 oranında artmaktadır. (II) 2006 yılında dünya çapında günlük petrol tüketimi 13,5 milyon m³ olarak tespit edilmişti.(III) 2008 yılı verilerine göre taşımacılık sektöründe günde yaklaşık 50 milyon varil petrol kökenli yakıt tüketilmiştir. (IV) Fosil kökenli yakıtların (kömür, petrol ve doğalgaz) tüm endüstriyel faaliyetlerde kullanımı sonucunda yılda yaklaşık 29 milyar ton CO2 gazı atmosfere atılmaktadır. (V) Bu rakam günde yaklaşık 79 milyon ton anlamına gelmektedir. (VI) Bu da bir yandan, yeryüzündeki ekosistemin bu kadar çok kirlilik unsurunu absorbe edip temizleyecek şekilde nasıl çalıştırıldığını ve hayatın devam ettirilmesi nimetini de gözlerimiz önüne koyuyor.
Yukarıdaki paragrafla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. ve VI. cümlede belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.
B) II. ve VI. cümlede yüklem birleşik fiildir.
C) III. ve IV. cümlede edat grubu kullanılmıştır.
D) IV. ve V. cümlede türemiş sözcük kullanılmıştır.
E) II. ve V. cümle yapıca basit cümledir.
10.
I. Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
II. Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
III. Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
IV. Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
V. Niye bunları bir anda unutamıyorum
Yukarıda numaralanmış dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede soru sözcüğü kelime türü bakımından zarftır.
B) II. cümle yapıca birleşik cümle değildir.
C) III. cümlede edat grubu kullanılmıştır.
D) IV. cümlede iyelik eki almış birden fazla sözcük kullanılmıştır.
E) V. cümlede işaret zamiri kullanılmıştır.
11. (I) Yazarımız, üç yıl okul öncesi kurumlarda çalıştıktan sonra akademik hayata geçmiş. (II) Yirmi yıl süren akademik yaşamı boyunca da çocuklarla ilgili çalışmalar yapmış. (III) Dergilerde yayımlanan bu kitapların hepsi çocuklar için hazırlanmış kitaplar. (IV) Çoğu da çocuklara zaman kavramı ile ilgili bilgiler veriyor bunların. (V) Bu kitaplar sayesinde çocuklar zamanı öğrenirken büyükler de zamanın nasıl akıp gittiğini tekrar anımsayıp geçip giden günlere hayıflanıyor. (VI) Bu süreçte yirmi altı çocuk kitabı hazırlamış ve bunları çeşitli dergilerde yayımlamış.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır?
A) I. cümleyle II. cümle yer değiştirmelidir.
B) II. cümle III. cümleden sonra getirilmelidir.
C) V. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir.
D) IV. ile VI. cümle yer değiştirmelidir.
E) VI. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir.
12. Ana dili elbette çok önemlidir ama ulusal dilin de siyasal, yazınsal, kültürel bir önemi ve ayrıcalığı vardır. Bu önem ve ayrıcalık, ana dili gibi ulusal dilin de ulus olmanı bir gereği olmasından kaynaklanır. Bu saptama aynı zamanda ulusal dilin ana dili kadar önemli olduğunu gösterir. Kimi zaman ulusal dil kavramı geri plana itilip ana dili kavramı olabildiğince yüceltilmektedir. Bu tutum dilin, bilim, sanat ve ticaretteki işlevini göz ardı etmek anlamına gelir. . .
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Çünkü bir ülkede ticaretin, eğitimin, bilimin yapıldığı dil, ulusal dildir.
B) Ana dili elbette her şeyden öncelikli olarak ele alınmalıdır.
C) Dilin siyasetle yakından uzaktan ilgisi olmadığı söylenebilir.
D) Ancak dil kurallarını zorla değiştirmeye kalkmanın bir anlamı yoktur.
E) Hatta dilin bilimsel gelişmeleri tetiklediği unutulmamalıdır.
13. Bazı yazarlar kitaplarını yayımlarken farklı yayınevlerini tercih ederler. Bunlar yayınevi çeşitliliğinin kitaplarının okunurluğunu artıracağını, farklı kitlelere daha kolay ulaşacaklarını düşünürler. Tek bir yayınevinde toplanmadığı için bunların kitapları oldukça dağınıktır, kitaplarına ulaşmak neredeyse olanaksızdır. En önemli kitaplarını bile raflarda bulabilmek çok güçtür. Böyle bir tablo, çok okunmak bir yana yazarın etki alanını ister istemez daraltır, neredeyse o yazarı okunmaz hâle getirir.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kitaplarını farklı yayınevinden çıkarmalarının, onların okunurluklarını artırmadığı
B) Her yazarın, tüm kitaplarının tek bir yayınevinden çıkmasını istediği
C) Tanınmış bir yayınevinden çıkan bir kitabın daha çok kişi tarafından okunduğu
D) Yazarların çok okunma kaygısıyla eser vermelerinin onların üretkenliğini engellediği
E) Bir yazarın kitaplarını bastırırken yayınevi seçiminde titiz davranması gerektiği
14. Küresel ısınma dolayısıyla yeni yüzyılda bir yanda kuraklık hüküm sürerken dünyanın diğer bölgeleri sel altında kalacak. Yeryüzü sıcaklığının artması, çölleşme, deprem, toprak kayması, sel gibi doğal afetlere yol açacak. İklim kuşaklarında kaymalar meydana gelecek. Isınan dünyada iklimsel aşırılıklar yaygınlaşacak; kuraklık, orman yangını, taşkın ve sıcaklık dalgası gibi olaylarda patlama yaşanacak. Kasırgalar kentleri tahrip edecek. Pek çok bitki ve hayvan türü, mercan kayalıkları, tropikal ormanlar yok olmanın eşiğine gelecek. Kuraklık, su savaşları, toplu göç, ekolojik dengenin tahrip olması da yaşanacak olası durumlar arasında.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanın çevreyle uyumsuzluğu
B) İnsanlık tarihinin en önemli yılları
C) Bilinçsiz sanayileşmenin olumsuz sonuçları
D) Çevreyi tahrip etmenin büyük cezası
E) Küresel ısınmanın muhtemel sonuçları
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A)Doğruluk duygusu, haklı olmanın verdiği doyum, kendini değerlendirmenin sevinci, bayım, bizi ayakta tutan ya da ilerleten güçlü zembereklerdir.
B)O büyük mağazanın tamamı, diğer bitişik vitrinler, üst katlar, devasa apartıman, bitişik öbür apartımanlar, boydan boya sokak, geçen arabalar, asfalt, çamurlu yollar, kül renkli gökyüzü ve kocaman tabelalar ile bütünleşmişti.
C)Sulusepkenin sokaklara kırbaç gibi indiği, gemi azıya almış rüzgârın her şeyi önüne katıp savurduğu, karmakarışık bir gündü, evet.
D)Aslında böyle bir günde evinden çıkmış olanın; elinde bir şemsiye, bir çanta ve birkaç paket birden taşıyanın olup bitenlere dikkat etmesi, akı karadan ayırması pek düşünülemez.
E) Aslında geçip gitmiş miydi Engin; elinde çantası, çantanın içinde bir sürü iş akitleri, projeler ve bir şişe tıraş losyonu ile; yoksa kalıp durmuş muydu vitrinin önünde?
CEVAPLAR: 1.D, 2.E, 3.E, 4.C, 5.D, 6.D, 7.E, 8.B, 9.C, 10.D, 11.E, 12.A, 13.A, 14.E, 15.B
Hocam 12 buçuk netim var.