Çalışma Kitapçıkları

İsim Fiil Grubu Çalışma Kitapçığı 2

 

Aşağıdaki cümlelerde bulunan isim fiil gruplarının altını çiziniz.

*Eğer, hayatımızın herhangi bir anına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim.

*Hem nereye gittiğini umursamayan bir kelebek gibi uçuyorum hem de bir yere konmak ihtiyacıyla çırpınıyorum.

*Ne olursa olsun hayatını durdurma! Durup hayata bakmaya başladığın zaman yaşamak zordur.

*Romancılar garip insanlar,dedi, öyle olmasa dünyanın içinde kendilerine başka dünyalar kurmaya kalkışırlar mıydı?

*Ama akıl duygulara pek fazla hükmedemez de, duygular aklı kendilerine uydurmayı becerir.

*Birini sevmen için elle tutulur bir sebep bulamıyorsan onu sahiden seviyorsun demektir.

*Karşımıza çıkan her yol ayrımında bir seçim yapmak,birinden vazgeçmek,birilerinden ayrılmak,ötekini seçersek ne olacağını hiç bilmeden,yalnızca düşünerek ya da içimizden gelen sesi dinleyerek sağa değil de sola gidivermemiz,bu sıradan seçimlerle bütün hayatımızı belirlememiz tam bir saçmalık değil mi?

*Kimlerin girebileceğini bile belirleyemediğiniz bir oyunda asla tekrar şansınız olmadan yer almak zorundasınız.

*Onu selamlayıp ne yaptığını sordum.
“Bekliyorum kızım,” dedi.
“Neyi bekliyorsun amca?” dedim.
Sanki yıllardan beri baktığı boşluktan gözlerini çevirip bana baktı,soruma şaşırmış gibi, Neyi bekleyeceğim, dedi, “günün bitmesini…”

“Huzur” sözcüğü bana hep orada öylece oturup günün bitmesini bekleyen o yaşlı adamı hatırlatır.
* Bazılarının tek bir hayatı var.Buna dürüst olmak diyorlar. Herşeyi bilinen bir hayat.Her yanı görülen camdan bir kürede yaşamak gibi… Ne aptallık ! Ne büyük yalan !
Yalan, çünkü, hiçbirimiz camdan bir hayat yaşamıyoruz.Belleğimizi korkusuzca açsak kimbilir neler buluruz orada.Söylediklerimizle,görüntümüzle hiç ilgisi olmayan ne çok şey… Kendimiz bile şaşıp kalırız.
Ne aptallık, çünkü, neden insan kendisini tek bir hayata tutsak etmek istesin?

* Durup dururken yüreğimiz sıkışsa,kalbimiz birden deli gibi çarpmaya başlasa koşa koşa doktora gideriz. Oysa aslında pek de tanımadığımız birinin gözleriyle karşılaştığımızda başımızın dönmesi,kalp atışlarımızın hızlanması,soluğumuzun tıkanması bize hiç de korkutucu gelmiyor.Tuhaf şey.

* İnsanın içiyle dışının bambaşka olması gerçekten böylesine zor muydu yoksa ben bu duyguyu hiç bilmediğim için mi bana öyle geliyordu?

* İnsan bu çelişkiyi,hayatı dilediğince yaşamak isteğiyle,başkaları,kendisini kuşatan dünya ve öğrenilmiş kuralların arasında kalma ikilemini yaşıyor hep.

* Sana büyük bir sır vereceğim : Korkuyorum senden… / el,kol oynatışından,söylenmeyen sözlerden.

* Hepimiz,fırtınaların içinde korku ve heyecanla yolculuk etmeyi severiz ama eğer sonunda bir limana sığınabileceğimizi biliyorsak…

* Ve biliyorum ki hayat hep dağılır.Biz onu ne kadar bir düzen içine sokmaya çalışsak,kendimize göre yeniden oluşturmayı denesek de…

* Mutluluk tamamıyla gönül işidir. Ve içimizdedir. Onu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve mutluluğu sırf servet, güç ve şöhrette görmek çölde serabı su zannetmektir.

* İnsan kararsızlığından kurtulmak uğruna öylesine büyük bir ihtiyaca kapılır ki ne olursa olsunbir şeyler yapmak ister,yapacakları ne kadar yararsız,ne kadar anlamsız olursa olsun,halen kendi iradesiyle karar verebildiğini görmesi açısından önemlidir,tıpkı girmemizin yasak olduğu bir kapının deliğinden bakmamız gibi.

* Kader hemen arkamızdadır, omuzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hala, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikaye, diye homurdanıp dururuz.

* Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.

* Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.

* Hepimizin zayıf anları olur ve ağlama yeteneğimizin olması bizim için şanstır, gözyaşları bizi çoğu kez huzura kavuştururur, ağlayamadığımız bazı durumlarda ölecek gibi oluruz.

* İyi ilişkiler kurmanın ve mutlu mesut yaşayıp gitmenin yolunun başkalarının hislerine saygı göstermekten geçtiğini bir kez daha gösterdi: bu da kesin bir “kalk” ile tereddütlü bir “kalkar mısın?” arasındaki farktır.

* İyiden ve kötüden hepimiz aynı derecede sorumluyuz, iyi ne, kötü ne, diye sormayın bana ne olur, bu kavramların ne olduklarını, körlüğün bizim için istisna olduğu dönemde biliyorduk, doğru ve yanlış dediğimiz kavramlar, bizim karşımızdaki insanla olan ilişkimizi farklı biçimde anlamamızdan kaynaklanıyor, kendimizle olan ilişkimizi değil…

* İnsanların neler yapıp yapamayacağı önceden hiç belli olmaz, beklemek, zamana zaman tanımak gerekir, her şeye egemen olan zamandır, zaman kumar masasında karşımıza oturan öteki kumarbazdır ve bütün kartlar onun elindedir, bizler ancak yaşam karşılığında o masada bir şeyler kazanırız, kendi yaşamımız karşılığında.

* Verilen sözler her zaman tutulmaz, bunu kimi zaman zayıflığımızdan, kimi zaman da bizi aşan, hesaba katmadığımız bir gücün zorlaması ile yaparız.

*  Her zaman olduğu gibi , baş kurbanlar kadınlardır. Her koşulda , masumlar zaten günahlarının bedelini ödemeye alışkındır.

*Yaşamdan yaşam ötesine geçmenin şekilleri değişmiş ancak, temelde değişimin kendisi hep aynı kalmıştır.
*Yalnız yaşamak; bünyesi alıngan, kırılgan ve esneklikten uzak kişiler için cezaların en ağırıdır.

*Öğretmenlerin okula gitmeden önce çok iyi beslenmeleri gerekir; çünkü bilgi ağaçlarını genelde verimliden ziyade kısır topraklara dikmek gibi müthiş zor bir işleri vardır.

* Çünkü bilim, yalnızca insanın yapması gerekeni ya da yapabileceğini bilmesinden ibaret değildir; yapabileceğini, ama belki de yapmaması gerekenin bilinmesini de içerir.

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap