Genel

Kırmızı Saçlı Kadın-Altı Çizili Satırlar

Orhan Pamuk’un bir romanıdır. Eser, babası tarafından terk edilen Cem’in kuyucu çırağı olarak gittiği Öngören’de Mahmut Usta ile kuyu kazarken öğrendiklerini, Öngören’de gördüğü Kırmızı Saçlı Kadın’a aşık olmasını ve Öngören’de yaşadığı tüm bu olayların geri kalan hayatını şekillendirmesini anlatıyor.

kirmizi sacli kadin alinti

* Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkâr olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı, dünyamızın dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?

* O zamanlar “ben , beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum” diye düşünürdüm. Kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir.

*Kaderimden kaçayım derken, yanlış bir yolu boşu boşuna yürüyor olabilir miydim ?

* Gençliğinde bir ideal için birlikte heyecanla kitap okuduğu kızla daha sonra evlenmek, babama göre en büyük mutluluktu.

*O zamanlar ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum” diye düşünürdüm.Yeni keşfediyordum bu düşünceyi.Kimse sizi gözlemiyorsa,içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir.Yakınlarda bir babanız varsa ve sizi görüyorsa içinizdeki kişi içinize saklanır.

*Kimseyle konuşmak istemediğim konuları açıp kendi kendime sessizce sohbet ettiğim o ikinci sesi içimde yeniden, böyle işittim.

*“Modern kişi şehrin ormanında kaybolan kişidir. Bu da babasız kalmak demektir. Babasını araması da boşunadır aslında. Kişi modern bir bireyse şehrin kalabalığında babasını bulamayacaktır. Bulursa da bu sefer birey olamayacaktır.”

*”Ben,beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyordum.”

*”Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı.”

*Kaderimden kaçayım derken , yanlış bir yolda boşu boşuna yürüyor olabilir miydim ?

*“Babam bizi terk etti!” Dedim.
“ O zaman sana babalık etmemiş” dedi kırmızı saçlı kadın. “Sen de kendine başka bir baba bul. Herkesin babası çoktur bu ülkede. Devlet baba, Allah baba, Paşa baba, mafya babası… Burada kimse babasız yaşayamaz. “

*“Şairi önce asacaksın, sonra darağacının altına ağlayacaksın.”

*Kuvvetli kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp yapmayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığımız vakit mi isteriz babayı?

*İranlılar, Batılılaşma yüzünden geçmiş şairlerini ve efsanelerini unutan biz Türkler gibi değiller…Özellikle şairlerini unutmazlar.

*Bir Türkler yönümüzü Batı’ya çevirince İran’ı unutmuştuk.

*İstanbul ve üzerine oturduğu toprak doğallığını ve saflığını kaybetmişti.

*Hayat efsaneyi tekrar eder.

*”… Eski masal ve efsanelerdeki şeyler en sonunda gelir başınıza. Ne kadar çok okur, efsanelere ne kadar çok inanırsanız, o kadar çok gelir. Zaten dinlediğin hikâye başına geleceği için ona efsane dersin.”

*”Hakikilik ve taklit Türklerin bayıldığı konudur.”

*”Kişiliğimizin gücü yalnızca özgürlüğümüzden değil, tarihten ve hatıralardan da gelir.”

*”… Çoğu, herkes gibi olmadığını kanıtlamak için Allah’a inanmaz. Üstelik bunu söyleyemezler bile. Oysa inanç herkes gibi olmak işidir. Din alçakgönüllülerin cenneti ve tesellisidir.”

*”Bu birey olma merakı ve telaşı yüzünden Avrupai zenginlerimiz değil birey, kendileri bile olamadılar…”

*”Annenin karnına düşürdükten sonra oğlunu hayatının sonuna kadar koruyup sahiplenen, güçlü, şefkatli kişidir baba. Dünyanın başlangıcı ve merkezidir o. Bir baban olduğuna inanıyorsan, onu görmesen bile kendini iyi hisseder, onun orada olduğunu, gelip seni şefkatle koruyacağını bilirsin. Benim öyle bir babam olmadı.”

*”Modern kişi şehrin ormanında kaybolan kişidir.”

*”Avrupai Türk zenginleri laikliği ‘Sen ne karışıyorsun benim Allah ile ilişkime’ bahanesiyle savunurlar.diye devam etti Serhat. Ama aslında laikliği Allah ile hiç ilişkileri olmadan, akıllarına esen her kötülüğü modernliktir diye gönül rahatlığıyla yapabilmek için isterler.”

*”Babasız büyürsen âlemin bir merkezi ve sınırı olduğunu anlamaz, her şeyi yapabileceğini sanırsın… dedi Serhat. Ama bir süre sonra ne yapacağını bilmez, dünyada bir mana, bir merkez bulmaya çalışır, sana hayır diyecek birini aramaya başlarsın.”

*”Hiçbir şey yapmadığımız halde suçlanmak ancak rüyalarda yaşayabileceğimiz bir korku çeşididir.”

*” – Babam bizi terk etti!
+ O zaman sana babalık etmemiş… Sen de kendine başka bir baba bul. Herkesin babası çoktur bu ülkede. Devlet baba, Allah baba, Paşa baba, Mafya babası… Burada kimse babasız yaşayamaz.”

*Hiçbir şey olmamış gibi yaparsanız ve gerçekten de hiçbir şey olmuyorsa, hiçbir şey olmaz sonunda.

* Utanmazlık bulaşıcı olduğu için de bazan bu ülkede boğulacak gibi olurum.

*En iyisi hiçbir şey olmamış gibi yapmak.

*”Ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum…. Kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir.”

*…yıldızların hepsinin kafamdaki bir düşünce, bir an, bir bilgi, bir hatıra gibi olduğunu hissettim. İnsan hepsini aynı anda düşünemiyor ama görebiliyordu. Aklımdaki kelimelerin, aklımdaki hayallere yetişememesi gibi bir şeydi bu.

*Bu tuhaf değil miydi? İnsanın sevdiği, kıymetli bir şeyini kuyuda bırakıp sonra da unutması acaba neyin işaretiydi?

*Oğluna güvendiği gibi çırağına güvenebilen kuyucu ayakta kalır.

*İnsan hepsini aynı anda düşünemiyor ama görebiliyordu.Aklımdaki kelimelerin,aklımdaki hayallere yetişememesi gibi bir şeydi bu.Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı.Demek ki duygular şu karşımdaki ışıl ışıl parıltılı gök gibi aslında birer resimdiler. Bütün âlemi hissediyordum da sanki onu düşünmem daha zordu.

*Tıpkı babasız bir oğul gibi, oğulsuz bir babayı da kimse basmaz bağrına.

*Kitabın, benim son sahnedeki monologlarım gibi hem içten hem de bir masal gibi olmalı.Hem yaşanmış bir hikaye gibi sahici, hem de bir efsane gibi tanıdık olmalı.

*Kimseyle konuşmak istemediğim konuları açıp kendi kendime sessizce sohbet ettiğim o ikinci sesi içimde yeniden, böyle işittim.

*İstemediğim konuları bazen düşünmemeyi başarabiliyordum.Bazen de tam tersi oluyor,düşünmeyi istemediğim bir resmi ya da kelimeyi aklımdan hiç çıkaramıyordum.

* “Sonuçları düşünürsen özgür olamazsın.”

*Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı.

*”Erkeklerin gururunu, zayıflığını ve kanlarındaki bireyciliği otuz beşime gelmeden öğrenmiştim artık. Babalarını da, oğullarını da öldürebileceklerini biliyordum. Babalar oğullarını da öldürse, oğullar babalarını da öldürse erkeklere kahraman olmak, bana da ağlamak kalıyordu yalnızca.”

*”Adil olmayan baba evladını kör eder. “

*“Kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir.”

*Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım.

*Utanmazlık bulaşıcı olduğu için de bazan bu ülkede boğulacak gibi olurum. Çoğu sizin de utanmaz olmanızı ister.

*“Nedir senin modernlerle derdin?”
“Aslında benim kimseyle ve hiçbir şey ile bir derdim yok!” dedi sakinleşerek. “Kendimi düşmanlarla, sağcı, solcu, dinci, modernci gibi zıtlıklarla tanımlamadan kendim olmak istediğim için insan içine çıkmadan şiir yazıyorum. Demin kapım çalındı, şiir yazıyordum, açmadım.”

*Akılları başlarında olmadığı için babasını öldüren Oidipus ile oğlunu öldüren Rüstem’e masum diyebilir miydik?Kadim Yunan seyircileri Sophokles’in Oidipus’unu izlerken tıpkı yıllar önce Mahmut Usta’nın bana dediği gibi,Oidipus’un günahının babasını öldürmek değil, Allah’ın onun için biçtiği kaderden kaçmaya çalışmak olduğunu düşünüyorlardı. Aynı şekilde Rüstem’in günahı da oğlunu öldürmek değil, bir gecelik sevişmeden bir oğul sahibi olmak ve bu oğula babalık edememektir.

*En iyisi hiçbir şey olmamış gibi yapmak.

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap