Testler

Paragraf Test 19-8.Sınıf Türkçe

1.Dili sadece ulusal bir dava olarak görmeyelim, bu kişisel bir davadır da. Ben diyorum ki söz benimseyenin, terim kullananın, deyim beğenenin olmalıdır. Dilde daima kişisel yaklaşımlar olmalıdır ki dile yenilikler gelsin. Herkes dile katkıda bulunabilmeli, yeni sözcükler türetmelidir. Bunu yaparken de kendi dilimizin kuralları içinde yapmalıyız ki dilimiz zenginleşsin, ona bir katkımız olsun.
Yukarıdaki parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bireyler de dilin özelliklerini göz önüne alarak dilin zenginleşmesine katkıda bulunabilmelidir.
B) Bir dilin zenginleşmesi için aydınlar bir araya gelerek yeni sözcükler türetmelidir.
C) Dilimizin zenginleşmesi için devletin yeni kurumlar açması gerekir.
D) Dilimize yeni sözcükler kazandırırken dilimizin özelliklerini göz önüne almak zorundayız.

2. Milletin karakteri, kültürü, yaşadığı coğrafya… diline yansımaktadır. Söz gelişi Türkçede devenin rengini gösteren bir tek deve tüyü kelimesi bulunduğu hâlde Arapçada bu rengin ton farklarını gösteren yüze yakın kelimenin varlığından söz edilmesi; Aymara Kızılderililerinin patates çeşitlerini anlatmak için iki yüz ayrı kelime kullanması; Eskimoların karın yağış şekillerinden her birini ayrı kelimelerle anlatması dilin; toplumların duygu ve düşünce tarzına, sosyal durumlarına, oturdukları yerlere ve iklim şartlarına, tarihteki geçmişlerine, zaman içinde uğradıkları değişime ve gelişmelere göre, şekil ve işleyiş bakımından birbirinden ayrı biçimlenmeye uğradığını göstermektedir.
Bu parçada dilin hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A) Dilin bir toplumun gelişmesinde etkili olması
B) Sözcük sayısının milletten millete değişmesi
C) Dilin bir milletin zenginliğinin göstergesi olduğu
D) Dilin, insanın ve toplumun özelliklerini yansıtması

3. Türkçeyi “klasa”larına yakıştıramayan tuhaf insanların sayısı büyük bir hızla artıyor. İki ünlü futbolcu; Ortaköy’de açtıkları iş yerine, bu eski semtin adını vermişler: “Arkeon”. Güneye doğru inerseniz eski Roma ve Yunan adlarının birer birer hortladığını göreceksiniz. Özellikle turistik bölgelerde Türkçe konuşmak ve iş yerlerine Türkçe isimler vermek âdeta ayıp görülmeye başlandı. Bu ne şaşkınlıktır! Bu ne gaflettir!
Bu parçada özellikle aşağıdakilerden hangisi eleştirilmiştir?
A) Yabancı sözcüklerin kullanılması
B) Yabancı sözcük kullanımının yaygınlaşması
C) Türkçe sözcük kullanma ve konuşmanın ayıp görülmeye başlanması
D) Roma ve Yunan kültürüne duyulan hayranlığın artması

4. Yıllar boyu, imtihan dönemlerinde fakültedeki çocuklarıma hep aynı sitemde bulundum. Yazdıkları ve en kaba şekli ile doldurup verdikleri kâğıtlardaki ihmallere bakıp bakıp “Çocuklar!” dedi, “Hayatınızda hiç mi bir aşk mektubu yazmadınız?” Hani, kâğıtta itina ve temizlik bir tarafa, insan o aşk mektubunun kelimelerini ararken bir an düşünür. En tesirli yumuşak ve musikileşen sözleri seçer. Oysa şu kâğıtlarınıza bakınız. Türkçe yok. Dil bilgisi kuralları yok. İfade mantığı kayıplara karışmış. Yani güzelim Türkçeyi koydunsa bir yere, ara ki bulasın.
Bu parçada öğretim görevlisi, öğrencilerin yazılı kağıtlarının hangi özelliğinden şikayet etmektedir?
A) Kağıtlarının dil bilgisi yönünden zayıf olmasından
B) Kağıtların itinasız ve kirli olmasından
C) Seçilen sözcüklerin musikiden yoksun olmasından
D) Kağıtların Türkçenin güzelliğini yansıtmamasından

5. Dilimiz bugün hiçbir dünya dilinden daha geride değildir. Türkçenin bütün klasik eserlerinde yer alan kelimelerini içerek eksiksiz bir sözlüğü hazırlanmamıştır. Yapısı, dolayısıyla anlatım gücünü artıran ögelerin pek çoğu göz ardı edilmekte, sözlüklerde bu unsurlara yer verilmemektedir. Yanlış bir yaklaşımla hazırlanmış bu eksik sözlüklerden hareketle Türkçeyi kelime sayısı bakımından yabancı dillerle karşılaştırmak ve sonuçta Türkçenin fakir bir dil olduğunu iddia etmek, yanlış bilgilere dayalı yanlış değerlendirmelerdir.
Parçada yazar aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır?
A) Türkçenin klasik eserlerinin olmadığı görüşüne
B) Türkçenin yabancı dillerle karşılaştırılmasına
C) Türkçenin kısır bir dil olduğu iddiasına
D) Türkçenin olanaklarının göz ardı edilmesine

6. Birtakım aydınlar, Türkçeyi zenginleştirmek, Türkçede bulunmayan kavramlara, terimlere karşılıklara bulmak yerine, yediden yetmişe herkesin anladığı ve kullandığı kelimelere yeni karşılıklar uydurmuşlardır. “İmkân”ı, “ihtimal”i, “şart”ı, “sebep”i ve daha yüzlercesini kitle iletişim vasıtalarını da arkalarına alarak dilden kovmuşlar. Atılan her kelime ile birlikte nüansları gösteren kelimeler, deyimler ve atasözleri de çöp sepetine gitmiştir. Şu anda çocuklarımıza verebildiğimiz Türkçe; Esperanto gibi suni, mekanik, ifade gücü alabildiğine kısır, dudaklarımıza iğreti tutuşturulmuş, güç bela konuştuğumuz bir dildir.
Bu parçada hangi durumdan yakınılmaktadır?
A) Bazı aydınların yeni sözcük türetmesi
B) Bazı aydınların yeni kavramlar karşılıklar bulması
C) Bazı aydınların sözcükleri Türkçeleştirmeye çalışması
D) Herkesin bildiği sözcüklerin yerine sözcük uydurulması

7. Bırakalım dil kendiliğinden doğru şeklini bulsun. Aydınlarımıza düşen görev, bu şekillenmeye olumlu yön ve hız vermekten ibarettir. Dil şöyle mi olsun, böyle mi olsun tartışmalarını bırakıp aklı başında herkesin dile karşı sorumlu olduğunun bilincine varması gerekir.
Yukarıdaki parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz?
A) Herkes dil konusunda kendine düşen görevi yerine getirmelidir.
B) Dilin nasıl olması gerektiği tartışmalarına son verilmelidir.
C) Dile dıştan müdahale edilmemelidir.
D) Dilciler dilimizi korumalıdır.

8. Göktürk harfleriyle yazılmış bir mezar taşında görülen Çince, Hintçe bir kelime, dil ve kültür tarihi bakımından önemli bir mana taşır. Türklere ait eski metinlerde sade Türkçe kelimelere önem vererek yabancı sözcükleri bir kenara atmak hem kültür kavramına hem de ilmî düşünceye aykırıdır. Dili bir milletin medeniyet tarihinin aynası olarak inceleyenler, onda pek çok şey görürler.
Bu parçada anlatılmak isteneni en iyi aşağıdakilerden hangisi karşılar?
A) Göktürk abc’si ile yazılmış mezar taşları ihmal edilmemelidir.
B) Türklere ait mezar taşlarında diğer dillerden alınma sözcükler de vardır.
C) Çince ve Hintçe kelimeler medeniyet tarihimiz açısından incelenmelidir.
D) Dili milletin medenî geçmişinin göstergesi sayanlar yabancı sözcükleri de incelerler.

 

CEVAPLAR: 1.A, 2.D, 3.C, 4.D, 5.C, 6.D, 7.D, 8.D

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap