Testler

TYT Türkçe Deneme Sınavı 4

TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI 4

  1. Kendince normal, başkalarına göre aşırı sayılabilecek fikirleri satır aralarına serpiştiriyor yazar. Hayat görüşünün birçok açıdan toplumun genel kabulleriyle çeliştiği açık. Yine de, geniş bir kitlenin kendilerine göre farklı tatlar bulabileceği, bildik kalıpların dışında bir roman bu.
    Bu cümlede geçen “satır aralarına serpiştirmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Ana fikri romanın geneline yaymak

    B) Anlatımda sembollerden yararlanmak
    C) Açık biçimde anlatmaktan kaçınmak
    D) Yorum yapma gereği duymamak
    E) Hep aynı şeylerden söz etmek

  2. Bu şairimiz; bireysel yaşamını, evrensel boyutlara sürükleyerek yazar şiirini. O, bunu yaparken sözcüğün sözlük anlamıyla yetinmez hiçbir zaman.
    Bu parçada geçen “sözcüğün sözlük anlamıyla yetinmemek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Yeni sözcükler türetmek

    B) Sözcüğü yeni anlamlarda kullanmak
    C) Sözcüğü temel anlamıyla kullanmak
    D) Sözcüğü gerçek anlamıyla kullanmak
    E) Halkın anlayacağı sözcükler kullanmak

  3. (I) Her roman, kendi özelliklerine göre incelenip eleştirilebilir. (II) Hatta bazı romanlar ideolojik, politik, sosyolojik açılardan ele alınarak bu yönüyle eleştirilebilir. (III) Biz ele aldığımız romanları tarafsız bir gözle inceleriz her zaman. (IV) Bu romanların da kendimize göre hoşa giden yönlerini belirttik. (V) Romanlardaki güzellik ve eksikliklerin sebeplerini araştırdık. (VI) Araştırmanın sonunda çarpıcı sonuçlara ulaştık.
    Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlamca kendinden önceki cümleyle çelişmektedir?
    A) II. B) III.         C) IV.             D) V.          E) VI.

  4. (I) Bir roman veya öykü yazarı için bugün dünya edebiyatının nerede olduğunu, hangi yapıtın ne ölçüde okunduğunu bilmek çok önemlidir. (II) Ancak bütün bu bilgilerle yapıtlarını oluştururken kendi insanına dönük bir edebiyat oluşturmanın yolunu da aramalıdır. (IV) Sanatında çok iyi bir yere gelmek isteyen yazar, halkın her katmanından kültürlü, yarı aydın, kültürsüz herkese yapıtını okutabilmelidir. (V) Zaten bir yazar için en büyük başarı yapıtıyla okurların elinden tutabilmesidir.
    Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, yazarın geniş bir okur kitlesine ulaşmasının gerekliliğinden söz edilmektedir?
    A) I. B) II.       C) III.       D) IV.        E) V.

  5. Sanatçı, içinde yaşadığı topluma karşı bazı sorumlukları olduğunu düşünmeli; sanatını sadece güzele değil, iyi ve faydalı olana da yöneltmelidir.
    Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleyle çelişir?
    A) Sanatçı, kalemini toplumsal konularda da kullanmalıdır.

    B) Estetik açıdan kusurlu bir eser, toplumun sorunlarını çözse bile sanat eseri niteliği kazanamaz.
    C) Sanatçı, yapıtlarıyla yaşadığı çevreyi de yansıtmalıdır.
    D) Sanatçının, sanatını salt sanat için oluşturması çok yanlıştır.
    E) Sanatçı, insanlara karşı sorumluluğu olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır.

 

  1. Toplumun gerçeklerini görmezden gelerek kendi renkleriyle yetinen bir sanatçının başarıya ulaşması çok zordur.
    Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?
    A) Sanatçı, içinde yaşadığı toplumun gerçeklerine sırt çevirmemelidir.
    B) Sanatçının sadece kişisel konularda eser yazması çok yanlıştır.
    C) Sanatçının başarılı olabilmesi estetik kaygı taşımasına bağlıdır.
    D) Kendi yorumlarından çok toplumsal gerçeklere kafa yoran sanatçı amacına ulaşır.
    E) Gerçeklerden uzaklaşıp kendi dünyasında yaşayan nice başarılı sanatçı vardır.

  2. (I) Yıllardır bazı sahaflarda fotokopi nüshaları satılıyordu Tanbûrî Cemil’in Hayatı adlı eserin. (II) Genç bir yazar tarafından büyük bir titizlikle yayına hazırlandı bu kitap. (III) Tanbûrî Cemil Bey Türk musikisinin gelmiş geçmiş en büyük müzisyenlerinden biridir. (IV) Kitap aynı zamanda çok sayıda fotoğraf ve belgeye de yer veriyor sayfalarında. (V) Bu yüzden aynı zamanda bir Tanbûrî Cemil Bey albümü niteliği taşıyor. (V) Kitabın başında, yazar tarafından kaleme alınan giriş niteliğinde önemli bir metin de bulunuyor.
    Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
    A) II. B) III.        C) IV.         D) V.          E) VI.

  3. (I) Hani oyuncular vardır, sahnedeyken pırıl pırıl parlarlar. (II) Oyun bitimlerinde alkışların ardı arkası kesilmez. (III) Büyük bir sevgiyle, hayranlıkla izlenir yaptıkları. (IV) Herkesin büyük bir hayranlıkla izlediği, başarılarını alkışladığı o oyuncular unutulmuşluğun minik evlerinde, odalarında yalnızlıktan üşürler. (V) Hatırlanmamaktan, vefasızlıktan buz keserler yazın sıcağında bile.
    Bu parçada düşüncenin akışının sağlanabilmesi için numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Sonra yavaş yavaş yıldızları parlamaz olur, unutulur gider.” cümlesi getirilmelidir?
    A) I. B) II.       C) III.       D) IV.        E) V.

 

  1. Burada ilçeye yakın köyler, hatta kenar mahalleler komlardan meydana geliyor. Yere gömülmüş, köstebek yuvasına benzer toprak evdir kom. Göğe bakan bir penceresi, mazgala benzeyen tahta bir kapısı vardır buradaki komların. Yere oyulmuş tandırda yandaki kovukta barınan hayvanların tezeği yakılır. Özellikle kış aylarında gündüzün mahmurluğu akşamüstü silinmekte, yayla gecesi bütün haşmetiyle başlamaktadır.
    Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
    A) Tanımlama yapılmıştır.

    B) Görsel ögelerden yararlanılmıştır.
    C) İnsan dışındaki varlıklar insana ait özelliklerle aktarılmıştır.
    D) Karşıt anlamlı sözcüklere yer verilmiştir.
    E) Bir düşünce örneklerle açıklanmıştır.

  2. Güya barışçı bir milletiz! Dilimizden barış sözcüğü düşmüyor. Tartışmalarımıza bakın, kavgayla bitmeyeni var mı? Özgürlüğümüze düşkünüz ama başkasının özgürlüğüne tahammülümüz yok. Demokrasiden yanayız, demokrasi savunucusuyuz, ama demokrat değiliz. Kavramlar altüst. Doğru kabul ettiklerimizden başka doğrular bulunabileceğine inanmak istemiyoruz. Okumuşu da böyle bakıyor, okumamışı da… Değerlendirmelerimiz tek taraflı, bağımlı ve şartlı. Demokrasi istemiyoruz, ama demokrasinin özelliği olan esnekliğin farkında değiliz.
    Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
    A) Söylediklerimizle yaptıklarımızın birbiriyle çeliştiği
    B) Demokratik haklarımızı yeterince kullanamadığımız
    C) Demokrasi kavramının okullarımızda yeterince işlenmediği
    D) Tartışmalarda, tartışmacıların saldırgan bir tavır benimsemeleri
    E) Kendi kanılarımızı yeterince sorgulamaktan yana olmadığımız

  3. Bir şehrin hayalimizde aldığı yeni çehreler, üzerinde düşünülecek şeydir. Bu, insandan insana değiştiği gibi nesilden nesile de değişir. Elbette ki 15.yüzyıl başlarında Üsküdar’da, Anadolu Hisarı’nda oturan dedelerimiz İstanbul’a sadece fethedilecek bir ülke gibi bakıyorlar ve Sultantepesi’nden, Çamlıca’dan seyrettikleri İstanbul akşamlarından Şark kayserlerinin er geç bir ganimet gibi paylaşacakları hazinelerini seyrediyorlardır. Buna mukabil fetihten sonrakiler için İstanbul, bütün İmparatorluğun gururu idi. Onunla övünüyorlar, onun güzelliklerini övüyorlar, onu her gün yeni bir abide ile süslüyorlardı.
    Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Şehirlerin, nesiller üzerinde çok derin etkileri
    B) Bir şehir, her insana aynı şekilde görünmez.
    C) Üzerinden asırlar geçmesine rağmen bir şehir, içinde yaşayanları aynı şekilde etkiler.
    D) Şehirlerin farklı görüntüler sergilemesi insanların geliştirdiği medeniyetler sayesinde olur.
    E) Bir şehrin güzelliği, orada yaşayan halk tarafından bir övünç kaynağı olur.

  4. Çocuklar sık sık tiyatroya gitmeli, Türkçeyi doğru ve güzel konuşan oyuncuların ağzından dinlemelidirler. Böylece dilimiz daha düzgün konuşulabilir. Sınavlarda test yöntemi kaldırılmalı, kompozisyon çalışmaları derslerde de ön plana alınmalıdır. Bugün Türkiye’de kültürlü bazı insanların, devlet memurlarının, doktorların, mühendislerin, hâkimlerin, politikacıların kötü konuşup kötü yazdıkları inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Bazıları da gelişigüzel ve kuralsız yazmayı bir marifet sayarak ayrı bir kategori, bir dile boşverenler zümresi oluştururlar.
    Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
    A) Türkçenin tiyatro oyuncularının ağzından dinlenerek daha düzgün konuşulabileceğine
    B) Sınavlarda test yönteminden vazgeçilmesi gerektiğine
    C) Bazı kültürlü insanların güzel konuşmayı ve güzel yazmayı bilmediğine
    D) Gelişigüzel ve kuralsız yazmayı doğru görenlerin de bulunduğuna
    E) Türkçeyi güzel konuşmada iletişim araçlarının önemli rol oynadığına

  5. Karikatür belki geleneğimizde yok. Avrupa etkisiyle girdi, ama kısa sürede öylesine etkili oldu ki onu da geleneklerimizin arasına soktuk. Bu oluşumda belki Karagöz oyunlarının etkisini görebiliriz. Karagöz figürleri de bir çeşit karikatür sayılabilir. Ne olursa olsun, günümüzde karikatürden ayrılamayız artık. Karikatürsüz yaşayamayız. Beğendiğimiz karikatürleri birbirimize anlatırız. Kimini çerçeveletip duvara asarız. Artık onlar güncel yaşamımızın parçası oldu. Tiryakisi olduğumuz karikatüristler de olur. Onların her çizdiğini izlemeye çalışırız.
    Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
    A) Karikatürün ayrılamaz biçimde güncel yaşantımıza girdiği
    B) Kimi karikatürlerin tablo gibi duvarlarımızı süslediğine
    C) Bazı karikatürlerin ilgiyle takip edildiğine
    D) Karikatürlerin temelinde güldürü unsurunun yattığına
    E) Karagöz figürlerinin, karikatürleri hatırlattığına

  6. Bu konuda söylenecek çok söz var. Bir kere Yahya Kemal, kendi şiir dilini eskiyi yok sayarak oluşturmamıştır. Hem eski şiirin dilini göz önünde bulundurmuş hem yaşadığı devrin dilini dikkate almıştır. Ne tamamen eski şiire ve diline yönelmiş ne de eskiyi yok sayıp yeni şiir diline sarılmıştır. İkisi arasında bir denge kurarak kendine özgü bir şiir dili ortaya koymuştur. Bu özelliğiyle okurlar ve diğer şairler tarafından beğeniyle karşılanmıştır. Ölümüyle şiirimizde bıraktığı boşluk hâlâ doldurulamamıştır.
    Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
    A) Yahya Kemal’in şiirimizdeki etkisi hâlâ sürüyor mu?
    B) Yahya Kemal, diğer şairlerimizi etkilemiş midir?
    C) Yahya Kemal’in şiirimize getirdiği yenilikler nelerdir?
    D) Yahya Kemal’in şiir dili için neler söyleyebilirsiniz?
    E) Yahya Kemal’in ölümüyle şiirimizde bir boşluk oluştuğuna inanıyor musunuz?

  7. Bir ressam, önüne koyduğu boş tuval üzerine çeşitli eklemeler yaparak, onları çizerek, boyayarak eserini oluşturur. Dilediği konulara ya da objelere eserinde yer verirken dilediğine yer vermez. Bunu yaparken kendi istek ve duygularıyla hareket eder. Ancak bir fotoğrafçı ressam kadar şanslı değildir. Çünkü elinde bulunan makine, fotoğrafçının gözden kaçırdığı en küçük detayları dahi kaydeden bir optik gözdür. Bu nedenle fotoğrafçı eserini oluştururken ya da fotoğraf çekerken gereksiz detayları ayıklamak zorundadır ve fotoğraf gereksiz detaylardan kurtulduğu zaman güçlü bir anlatıma kavuşur.
    Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
    A) Fotoğrafın gereksiz ayrıntılardan kurtulduğunda etkili bir anlatıma kavuşacağı
    B) Fotoğraf makinesinin en küçük ayrıntıları bile kaydettiği
    C) Ressamın hareket alanının fotoğrafçınınkinden daha geniş olduğu
    D) Ressamın, eserlerini oluştururken daha özgür davrandığı
    E) Resmin, fotoğraftan daha özgün bir sanat dalı olduğu

  8. Duygusunu, düşüncesini, heyecanını anlatacak olan kişinin, yani fotoğrafçının teknik olarak her şeye hâkim olması gerekmektedir. Fotoğrafçının kültürel birikimini ise iki ayrı bölümde düşünebiliriz. Bunlardan birincisi genel kültür ki herkesin belirli bir birikimi olduğunu kabul etmeliyiz, ikincisi de görsel birikimdir. Görsel birikim için sergileri takip etmek, albüm, kitap gibi kaynaklardan sürekli yararlanmak gerekmektedir. Tüm bu konularda kendisini yetiştiren kişinin başarılı fotoğraflar çekmemesi için bir sebep yoktur.
    Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, bir fotoğrafçının başarılı fotoğraflar çekmesini sağlayan etkenlerden biri değildir?
    A) Fotoğrafçılıkla ilgili bilgileri ayrıntılarıyla bilmek

    B) Fotoğraf sergilerini dolaşmak
    C) Genel kültüre sahip olmak
    D) Kültürel kaynakları takip etmek
    E) Duygusal bir kişiliğe sahip olmak

  9. Yeni çıkan kitaplar ümittir her zaman. Bu yüzden gençler, yeni çıkan kitaplara yönelirler. Çünkü onların önünde uzun yıllar vardır. Geçmişten, yaşanan zamandan çok, gelecek ilgilendirir onları. Beklentilerini, ümitlerini, tatlı bir heyecan ve merakla ararlar sayfalar arasında. Yaşlılara gelince onlar geçmişi, anıları göz önüne getirerek yaşarlar. Eski kitaplar onlar için bir arkadaş gibidir. Gençler yeni, yaşlılarsa daha çok eski kitaplara düşkündür. Bunun nedeni …
    Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
    A) gençlerdeki geçmiş dönemlerle ilgili bilgi eksikliğidir.

    B) yaşlıların kendilerini yenileyip zaman ayak uydurmada çektikleri güçlüktür.
    C) yeni kitapların ümit aşılaması, eskilerin de anı niteliği taşımasıdır.
    D) anı karakteri taşıyan eserlerin dilinin gençlerce anlaşılamamasıdır.
    E) ümit aşılayan kitapların, anı türündeki eserlerden daha çok sevilmesidir.

  10. (I) Türkçenin eski kültürle bütün bağlarını keserek Batı kültürünün ve dünya görüşünün yüklenebileceği nötr bir dil meydana getirmek isteyen aydınların günahı büyüktür. (II) Devletin bütün imkânlarını kullanarak insanlara uydurma kelimelerle konuşmanın çağdaşlık, ilericilik olduğunu telkin etmişlerdir. (III) Bu yüzden zamanla sadece kelimeler değil, deyim ve atasözleri bile yeni nesillere bayat gelmeye başlamıştır. (IV) Hâlbuki dilin asıl zenginlikleri deyimler ve kelimelerin ardındaki tıpkı buz dağlarının görünmeyen tecrübe birikimidir. (V) Öz Türkçe yazdıklarını zanneden yazarların eserleri şöyle bir gözden geçirilirse bu eserlerdeki Türkçenin deyimsiz, nüansları ifade etmekten âciz bir dil hâline geldiği görülecektir.
    Türkçenin fakirleşmesine neden olan aydınların, bunu hangi yöntemle yaptıkları numaralı cümlelerden hangilerinde verilmiştir?
    A) I.-II.
    B) II.-III.
    C) III.-IV.
    D) I.-IV.
    E) IV.-V.

  11. Ben kelimelere pasaport verilmesi veya dışarıdan gelen kelimelerin önünde durulması ya da şunlar kullanılacak, bunlar kullanılmayacak şeklinde birtakım dayatmaların uygulanması gibi gayretlerin geçici ve boşa gayretler olduğunu düşünüyorum. Bana göre dilimiz için yapılabilecek en güzel şey, bu dilin yetiştirdiği yazarların bu dil ile çok güzel eserler vermesidir. Eğer bizim yazarlarımız, şairlerimiz, romancılarımız çok güzel eserler veriyor ve dil zevkiyle, Türkçenin o tatlı çehresiyle insanlara gülümsüyor olsalardı kitapçı vitrinleri bu kadar çeviri kitapla veya televizyon ekranları bu kadar berbat bir tercüme diliyle dolmazdı.
    Bu parçanın yazarına göre “dilimiz için yapılabilecek en güzel gayret” nedir?
    A) Dışarıdan gelen yeni sözcüklere izin vermek
    B) Kitapçı vitrinlerini tercüme eserlerden kurtarmak
    C) Türkçe için dayatma da olsa kanunlar koymak
    D) Güzel bir Türkçe ile güzel eserler vermek
    E) Türkçenin zevkini elde etmiş yazarlar yetiştirmek

  12. İnsanlar, bir gün virgülü kaybetti, o zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı; cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne bir şeye seviniyordu. Bir süre sonra soru işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu, hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu. Birkaç yıl sonra iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve davranış nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti. Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu, yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu. Düşünmeyi unuttu ve böylece son noktaya erişti.
    Yukarıdaki parçanın konusu nedir?
    A) Yaşamın nasıl noktalandığı
    B) Noktanın hayatımızdan gidişi
    C) Noktalama işaretlerinin ilginçliği
    D) Noktalama işaretlerinin güzelliği
    E) Noktalama işaretlerinin gerekliliği
  13. Geziler, gençlerde eğitimin, yaşlılarda ise görgünün bir parçasıdır. Bir ülkeye, oranın dilini biraz öğrenmeden giden kimse geziye değil okula gitmiş olur. Gençler bir eğiticinin ya da ağırbaşlı birinin gözetiminde geziye çıkmaları çok uygundur. Ancak bu kimsenin o ülkenin dilini bilmesi, daha önce oraya gitmiş olması, böylece nerelerde neler olduğunu, kimlerle tanışılacağını; o yerde neler yapılabileceğini, neler öğrenilebileceğini söyleyecek durumda olması gerekir. Yoksa gençler gözleri kapalı dolaşır, pek bir şey göremezler.
    Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
    A) Gezilerin, gençlerin eğitimi için gerekli olduğu
    B) Gezmeye gidilen ülkenin dilinin bilinmesinin gezi için önemli olduğu
    C) Geziye etrafı bilen veya eğitici kişiliği olan biriyle çıkılması gerektiği
    D) Faydalı bir gezinin parasal olanaklara bağlı olduğu
    E) Gezilen yerlerden yararlanmanın oraları çok iyi bilen birisinin o gezide bulunmasına bağlı olduğu

  14. Evsizliğin insanda oluşturduğu ruh üşümelerini görmek için çocukların yaptığı resimlere bakmalıdır. Bütün deprem çocukları, buldukları kâğıt parçalarına, minik elleriyle bin bir çeşit ev çiziyorlar şimdi. Çocuk mutluysa size korunmalı, sıcak, bacasından çıkan dumanların damın üstünde oynaştığı evler çizer. Mutsuzsa çocuk; dar, kapalı ve soğuk evler çizer. Yalnız ev değil, evin etrafındaki ağaçlar da dik, hareketsiz ve mutsuzdur. Françoise Minkowska, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgalinin acılarını yaşayan Polonyalı ve Yahudi çocuklarının yaptığı resimlerde, sıradan bir alarmda bile dolabın içine saklanan çocukların, orada geçirdiği lanetli saatlerin üstünden çok zaman geçtikten sonra bile soğuk ve kapalı evler çizdikleri görülmüştür.
    Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisine varılamaz?
    A) Bir çocuk kendi ruhsal durumunu çizdiği şekillere yansıtır.
    B) Evsizlik insanda ruhsal üşüme meydana getirir.
    C) Çocukların çizdiği resimlere evsizliğin olumsuz etkileri yansıyabilir.
    D) Olağanüstü durumlar, çocuğun ruh yapısını olumsuz yönde etkiler.
    E) Sokaklarda büyüyen çocuklar daima çevresiyle kavga eder.

  15. Olmaz olur mu? Bir kere size bir atölye sunuyor ve orada, bir model var karşınızda. Sizinle beraber resim üreten otuz insan var. Soyut resim yapan birinin yanında, hemen bir başkası betimleyici resim yapabiliyor. Böyle özgür bir tarafı var. Bu çok büyük bir avantaj, bir insan başka ne ister ki ressamlığı istiyorsa? Başınızdaki yetkin, profesyonel hocalarınız ise bir başka değer katıyor resminize.
    Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak hazırlanmıştır?
    A) Öteki sanatların malzemelerinin size bir yararı oluyor mu?
    B) Resim sanatında ilerlemek için özel bir yeteneğe ihtiyaç var mıdır?
    C) Resim sanatının öteki sanatlara benzeyen yanları var mıdır?
    D) Okulda verilen resim eğitiminin sanatınıza katkısı oluyor mu?
    E) Genç sanatçıların başarılı resimleri taklit etmeleri doğru mudur?

  16. Karşılık vermekte zorlandığım sorulardan biri bu. Buna, zorda kalırsam başkalarından kopya çekerek çok bilinen yanıtlar verebilirim; ama bunlar asla sorunun gerçek yanıtı olmaz. Zaman zaman neden yazdığımın, neden buna zorunluymuşçasına bağlandığımın ipuçlarını yakalar gibi oluyorum; ama ifade edemiyorum. Belki de, kendi yaralarımı sardığım sonucuna varmaktan korkuyorum.
    Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
    A) Yazmaya nasıl başladınız?

    B) Ne zamandır yazıyorsunuz?
    C) Niçin yazıyorsunuz?
    D) Hangi türü tercih ediyorsunuz?
    E) Şiir yazmak mı kolay, öykü yazmak mı?

  17. Kimi zaman sanatçı, önceden bilincinde bile olamadığı bir sonuca ulaşabilmenin düşünsel zorlamalarını yaşar. İşte bu zorlamalardır ki, bireyin beynindeki tüm kılcal damarlarda kanın dolaşımını sağlar. Böylece yeni, yepyeni ve belki de üretim sürecini yaşayan o sanatçının bile öngöremediği sonuçlara ulaştırabilecek değerler elde etmesine olanak sağlar. Demek istediğim şu ki, beyinsel işlevlerin zorlamaları sonucu beyinde daha fazla kan dolaşır. Böylece kişi, daha akılcı düşünebilir, daha verimli sonuçlar elde edebilir.
    Bu parçada aşağıdakilerden hangisi savunulmaktadır?
    A) Düşünsel zorlamaların beynin daha verimli çalışmasını sağladığı
    B) Fiziksel açıdan sağlıklı olmayan bir beyinden sağlıklı düşünce üretmesinin beklenemeyeceği
    C) Üretim sürecinin yaşayan sanatçının, odaklandığı konu dışında bir şey düşünemediği
    D) Sanat ne kadar duygu işi sayılsa da, üretim sürecinin beyinde gerçekleştiği
    E) Üretim süreci içindeki sanatçının, bu süreç öncesinde aklından bile geçmeyen sonuçlara varabileceği

  18. Ben dağları severim. Yaşamak benim adım. Kentlerde yaşamaya benzemez dağlarda yaşamak. Bulutları severim; neşeli bulutlar hep uçuşur önümde, güneş ardından koşar, yavaş yavaş. Bir gece olur dağlar, yalnız kalır. Ben dağları severim. Dağların en yükseği benim içimde. İşte böyle bir şiirdir, dağlara bakmak.
    Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
    A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

    B) Benzetme yapılmıştır.
    C) İnsan dışındaki bir varlık, insana özgü niteliklerle anlatılmıştır.
    D) Anlatıma duygular katılmıştır.
    E) Farklı duyu organlarıyla algılanabilecek ayrıntılara yer verilmiştir.

  19. Iğdır’a giderseniz Taşkale Mahallesi’ne gidin. 20 numaralı evi görün. Hatta onun içine girin. Arka bahçedeki ağaçlardan erik koparıp yiyin. Her adımda gıcırdayan, hastalıklı merdivenlerden yukarı çıkın. Orada, işte bir zamanlar o erik bahçesinde koşan çocukların sesleri hâlâ duruyor. Orada, eyvanda ağlayan gelin kızın söylediği gurbet türküsü de çalınabilir kulağınıza. O evin ne ismi var, ne plastik poşetlerle gezilen düzenli odaları, ama yaşıyor o ev…
    Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
    A) Okurun düşünce dünyasına seslenilmiştir.
    B) Farklı duyularla algılanabilecek ayrıntılara yer verilmiştir.
    C) Düşsel ögelere yer verilmiştir.
    D) Betimlemeden yararlanılmıştır.
    E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

  20. (I) Sakarya Valiliği’nin gerçekleştirdiği Sapanca Uluslararası Şiir Akşamları’nın ikincisi, dün başladı. (II) Ama benim gönlüm yine de İstanbul’da düzenlenecek bir şiir festivalinde. (III) Mümkün olursa bu şirin ilçede, göl sularının yakamozuna karışan şiirleri dinlemek istiyorum. (IV) Bugün de sürecek etkinlik için, şiir dostu kaymakam bey, beni de davet etti. (V) Bir ömür, bu hülya ile yaşayacağım. (VI) Bakalım görmek, kavuşmak mümkün olacak mı?
    Bu parçanın akışındaki karışıklığı gidermek için aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır?
    A) II. cümle parçanın sonuna getirilmelidir.

    B) III. cümle II. cümleden önce getirilmelidir.
    C) IV. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir.
    D) V. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir.
    E) VI. cümle I. cümleden sonra getirilmelidir.

  21. Çin tarihine merak sardım bugünlerde. O Çinliler, neleri bulmamışlar ki? Bütün dünyayı ve uygarlığın yönünü etkileyen barut, pusula, kâğıt ve matbaa birer Çin icadı. 10. yüzyılda silahlarda, 11. Yüzyılda madencilikte kullanmışlar barutu. MÖ 2. yüzyılda Çin’de pusula varmış. Avrupalılar pusulayı öğrenmeden yüzyıl önce, Çinliler denizcilikte pusula kullanırlarmış. İlk kâğıdı 2.yüzyılda üretmişler. Daha neler neler…
    Bu parçada Çinlilerle ilgili aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
    A) Uygarlığın yönünü etkileyen birçok buluşa imza attıklarından

    B) İlk kez demiri eritip ondan silah yaptıklarından
    C) Pusulayı Avrupalılardan çok önce kullanmaya başladıklarından
    D) Kâğıdı ilk kullanan ulus olduklarından
    E) Barutu değişik alanlarda kullandıklarından

  22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
    A) Bütün dertler ardarda geliyor.

    B) Ufaklık yarım saatte ortalığı altüst etti.
    C) Eski İstanbul’lular çok naziktir.
    D) Karabük’de sanayi oldukça ileri.
    E) Bizimle gelmeyi düşünmüyormusun?

  23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?
    A) Yalnız beni mi davet ediyorsun?
    B) Gelmemek için saatlerce nazetti.
    C) Sen ölümden kaçtıkça ölüm seni kovalar.
    D) Uçakdan atladığında paraşütü açılmamış.
    E) Bu sınıfdaki her türlü aksaklık benden sorulur.

  24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tırnak işareti yanlış kullanılmıştır?
    A) Son mektubunda: “Yakında geleceğim.” diyordu.
    B) “Arkadaşım bu kitabı bir haftada bitiremeyeceğini” söyledi.
    C) Bir atasözümüz: “Deve, Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz.” der.
    D) İsimleri niteleyen veya belirten sözcüklere “sıfat” denir.
    E) “Bir” kelimesi bazen belirsizlik anlamında da kullanılır.

  25. Aşağıdakilerden hangisinin sonunda üç nokta (…) kullanılabilir?
    A) Aman canım, dedi, bu kadarı da olmaz
    B) Dalgalandığın yerde ne korku ne keder
    C) Islanır, millet malıdır, nem kapmasın
    D) Bugün her nedense, okula gitmedi
    E) İstanbul, insanı kendi hâlinde bırakmaz

  26. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ses düşmesine örnek olabilecek bir kullanım yoktur?
    A) Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
    B) Gönlümce oturdum da hüzünlendim o yerde
    C) Hafız’ın kabri olan bu bahçede bir gül varmış
    D) Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin
    E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda

  27. Aşağıdaki cümlelerde geçen birleşik fiillerden hangisi diğerlerinden farklı şekilde oluşturulmuştur?
    A) Bu soruyu siz de çözebilirsiniz.

    B) Arkadaşlarımı çağırıyorum, bize yemek yapıver.
    C) Çocuk, televizyon izlerken divan uyuyakalmış.
    D) Onun teklifini defalarca reddettim.
    E) Eskiden doktor reçetelerini okuyamazdık.

  28. Saat dokuza gelmeden uyuyakalmışım
    Sen gidedur ben de geliyorum
    Mor sümbüllü, gonca güllü dağlarda
    Ferhat Şirin’ini bulagelmiştir
    Yukarıdaki dörtlükte kullanılan kurallı birleşik fiiller, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
    A) Süreklilik-tezlik-yeterlilik

    B) Süreklilik-süreklilik-süreklilik
    C) Yaklaşma-süreklilik-tezlik
    D) Süreklilik-tezlik-süreklilik
    E) Tezlik-süreklilik-yeterlilik
  29. (I) Dağın eteğine beyaz minareleriyle sarılmış bu şehrin lisesi, zaman geçtikçe daha canlı, daha berrak hatıralarla bize döner, bizi tekrardan içine alırdı. (II) Biz, herhangi bir sınıftık. (III) Ön avlusu, aynı zamanda burunları, kolları kırık heykellerle süslü bir müze bahçesi, ancak son sınıf talebeleriyle muallimlerin gezindiği bir yer olan liseyi, bir gün ardımıza dönüp bakmadan başkalarına bıraktık. (IV) Bir daha buraya ömrümüzün sonuna kadar talebe olarak giremeyeceğimizi bile bile bıraktık. (V) Sanıyorduk ki, mütemadiyen bir güzel şeyi geride bırakacak, bir daha ona sürünemeyecek, onun içine giremeyecek, bir anı bir daha yaşayamayacaktık.
    Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
    A) I. cümlede sıfat fiil grubu vardır.
    B) II. cümledeki sıfat tamlamasının tamlayanları belgisiz sıfattır.
    C) III. cümlede zarf fiil grubu yoktur.
    D) IV. cümlede edat grubu kullanılmıştır.
    E) V. cümlede belirtili isim tamlaması vardır.

  30. Beklenmedik bir zamanda gelen fırtına, duru sessizliği yırtıp akşamın biriktirdiği diriliği ve zenginliği götürdü.
    Yukarıdaki cümlenin ögeleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
    A) Özne-nesne-zarf tümleci-nesne-yüklem

    B) Özne-nesne-zarf tümleci-zarf tümleci-yüklem
    C) Özne-zarf tümleci-nesne-yüklem
    D) Özne-zarf tümleci-yer tamlayıcısı-yüklem
    E) Özne-zarf tümleci-yüklem

  31. Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisi işlevi yönüyle farklı bir yapım eki almıştır?
    A) Okumaya başladığım bu eser, üç bölümden oluşuyor.

    B) Günümüzde herkes geçim derdine düşmüş durumda.
    C) Veri analizi olmayı istiyordu kardeşi.
    D) Burada yaşayan insanları ölüm korkusu sarmıştı.
    E) Yeni gelen malların birim fiyatını kimse bilmiyordu.

  32. Aşağıdakilerden hangisinde hem tamlayanı hem de tamlananı sıfat tamlaması olan bir isim tamlaması kullanılmıştır?
    A) Eski şarkıların etkileyici bir müziği vardı.
    B) Ağabeyimin bir asker arkadaşı bizi ziyarete geldi.
    C) Kitabın kopan son yaprağında onun adı vardı.
    D) Yeni aldığımız tuşlu telefon birkaç gün içinde bozuldu.
    E) Geçmiş yılların muhasebesini yapmalı insan.CEVAPLAR: 1.C, 2.B, 3.C, 4.D, 5.B, 6.D, 7.B, 8.C, 9.E, 10.A, 11.B, 12.E, 13.D, 14.D, 15.E, 16.E, 17.C, 18.A, 19.D, 20.E, 21.D, 22.E, 23.D, 24.A, 25.A, 26.E, 27.A, 28.C, 29.B, 30.B, 31.A, 32.B, 33.B, 34.D, 35.D, 36. B, 37.C, 38.B, 39.E, 40.A

    Sözcük Anlamı: 2
    Cümle Anlamı: 4
    Paragraf: 23
    Yazım Kuralları: 2
    Noktalama İşaretleri: 2
    Ses bilgisi:1
    Sözcükte yapı: 2
    Kelime grupları: 1
    Cümlenin ögeleri: 1
    Ekler: 1
    Tamlamalar : 1

tytturkcedenemesinavi4
Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap