1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan yer tamlayıcılarının (dolaylı tümleç) altını çiziniz.
- Tanpınar, “Acıbadem’deki Köşk” adlı öyküsünde dayısı Sani Bey’in kılçığı çok serüvenlerini dile getirir.
- Her iki makine arasında büyük ayrılıklar da vardır.
- Bir kez, memleketindeki bütün dilencileri büyük bir şölene çağırtmış.
- Gezi izlenimlerini anlattığı Avrupa’da Bir Cevelan adlı kitabında sandviçlerin ne tür şeyler olduğunu ve nasıl yapıldığını en h urda ayrıntılarına değin okurlarının gözü önüne serer.
- Biriktirdiği yolculuk paralarını İngiliz ve Fransız altınına çevirmiş ve o zamanların yordamınca kemerinin içine istif etmiştir.
- Ahmet Mithat şehir gezilerine çokluk sabahları çıkar.
- O, dünyada en yararlı, en eğlenceli şeyin yolculuk olduğuna inanır.
- O, Hasan Mellah, Paris’te Bir Türk gibi romanlarını yazmadan önce Avrupa şehirlerini öylesine incelemiştir ki, yabancılar bunları okuduğu vakit onun oraları daha önce görmemiş olmasına inanmamışlardır.
- Teodor Kasap Paris’te Bir Türk’ten kimi parçaların Fransızca’ya çevrildiğini görünce çeviriyi yapan öğretmene romanın yazarıyla tanışıklığını çıtlatmıştır.
- Ahmet Mithat’a uyarak izlenimlerini Avrupa ‘da Ne Gördüm adlı kitapta toplamıştır.
- Her iki yazar da otel ve tiyatro ücretlerine değin, kırmızı kaplı Baedeker yolcu rehberinde rastladıkları ne kadar bilgi varsa, topunu kitaplarına aktarmışlardır.
- Yazdığı kitap üzerindeki düşüncelerini toparlayabilmek, onların zaman içinde olgunlaşmasını sağlayabilmek için sessiz ve ucuz bir yere gelmiştir.
- Sabahın dokuzundan on ikiye değin şehrin kitaplığına kapanıyor, saat birde yeniden oraya dönerek akşamın altısına kadar, kendisine yararlı olabilecek kitaplar üzerinde çalışıyor.
- İsviçre et getirtmekte güçlüklerle karşılaştığı için hükümet günün birinde, halkı haftada iki gün et yememeye çağırır.
- Ahmet İhsan, Hamburg’da da Almanların düzen sevgisine vurulmuştur.
- Prens Sait Halim Paşa Meşrutiyet adlı kitabında, her şeyden önce, aydınlardan yakınır.
- Ziya Gökalp; Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak yapıtında “Türk ulusundanım, İslam ümmetindenim, Batı Uygarlığındanım.” demenin yanlış olmayacağına işaret eder.
- Onu arayacaksak dışarda değil, kendi içimizde aramalıyız.
- Andre Gide, Simenon’un romanlarına aç kurtlar gibi saldırır.
- Başarıya ancak polis romanlarının dışına çıktığı vakit ulaşır.
- Romanı dolduran kişilerin yanından hiç mi hiç ayrılmak istemez.
- Bütün yolu, onların yanı başında yürür.
- Herkesin üstüne suç atmaya, herkesi kuşkulu göstermeye büyük bir önem verirler.
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan yer tamlayıcılarının (dolaylı tümleç) altını çiziniz.
- Doğrusu şu ki, pıtı pıtı yürüyen bir polis romanında cinayetin ya da düğümün çözümü ilk sayfalarda saklıdır.
- Agatha Christie bunu, Vera’nın ağzından, açıkça okurların gözüne sokmaktan korkmaz:
- Ölü olmayan bir polis romanı suyu kesik değirmene benzer.
- İt izi, at izi hepten birbirine karışmıştır.
- Mantığın top atması ya da arabanın beygirlerin önüne koşulması kimi romanlarda başka biçimlerde de kendini gösterir.
- Bu düşünme biçimi, kimi zaman onların yanılmalarına engel olmaz.
- Yağmur yağmadığı vakit sokakların sisli olmasına dikkat ederler.
- Bu kişiler, çok küçük parçalara bölünmüş bir resmin parçalarını birleştirmeye çalışan bir çocuğa benzerler.
- Onun ortaya koyduğu çözümsel yöntem, insanın bütün düşüncelerini okumaya yol açar.
- Bir yanlışları da yüzde yüz cebirsel gerçekleri soyut ve genel gerçeklerle karıştırmalarından doğar.
- Bütün polis romanı yazarları Poe’nun okulunda yetişmiştir.
- Bol biberli ve bol tarçınlı tavuk kızartmasına dayanamaz.
- Londra’deki cinayet elebaşılarının kafasını bir bir koparan Sherlock Holmes, sadece onun önünde gerilemiştir.
- Cinayetin düğümünü çözdüğünde ellerini pantolonunun cebine sokar, çenesini de göğsüne doğru eğer.
- Kimi zaman da burnunu hiç kaldırmadan avını süren bir köpeğe benzer.
- Yumuşak bir yünden örülmüş bir şalı omuzlarından hiç eksik etmez.
- Elinde de, hemen her vakit, bir örgü bulunur.
- Eski ressamların tablolarını beğendiğini ressamların önünde açıklamamaya büyük özen gösterir.
- Yüksek bir yeteneği olduğunu söyleyenlere şu karşılığı oturtur: Benim öyle özel bir yanım yok.
- Olaylar bana hep arka çıkmıştır.
- Başkalarının ağzını aramak için boyuna etraflarda dolaşır, sorular sorar.
- Bunu yapmasa herkesin gözünün kendi üzerinde olacağına inanır.
- Tommy ile karısı kızartılmış ekmekle tereyağına bayılırlar.
- Onun için, bir ipucu buldukları vakit kendilerini arenada on dakika kalmış boğaya benzetirler.
- Düşüncelere daldığı vakit ise tek gözünü kısarak tavana bakar.
- Bu iki zıpır, akıllı görünüp de budala olanların -böyleleri Türkiye’de de çoktur- kendi düşüncelerini, kendi tasarılarını yıkıp altüst etmelerine izin vermezler.
- Birçokları gibi sirkeye de banmaz, limon sıkar.
- Bir bakıma yazının bir yerde kesilivermesi okurların biraz hava almalarına da yol açar.
- Ozan, İstanbul sokaklarında da sık sık don gömlek kalmıştır.
CEVAPLAR:
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan yer tamlayıcılarının (dolaylı tümleç) altını çiziniz.
1 | Tanpınar, “Acıbadem’deki Köşk” adlı öyküsünde dayısı Sani Bey’in kılçığı çok serüvenlerini dile getirir. |
2 | Her iki makine arasında büyük ayrılıklar da vardır. |
3 | Bir kez, memleketindeki bütün dilencileri büyük bir şölene çağırtmış. |
4 | Gezi izlenimlerini anlattığı Avrupa’da Bir Cevelan adlı kitabında sandviçlerin ne tür şeyler olduğunu ve nasıl yapıldığını en h urda ayrıntılarına değin okurlarının gözü önüne serer. |
5 | Biriktirdiği yolculuk paralarını İngiliz ve Fransız altınına çevirmiş ve o zamanların yordamınca kemerinin içine istif etmiştir. |
6 | Ahmet Mithat şehir gezilerine çokluk sabahları çıkar. |
7 | O, dünyada en yararlı, en eğlenceli şeyin yolculuk olduğuna inanır. |
8 | O, Hasan Mellah, Paris’te Bir Türk gibi romanlarını yazmadan önce Avrupa şehirlerini öylesine incelemiştir ki, yabancılar bunları okuduğu vakit onun oraları daha önce görmemiş olmasına inanmamışlardır. |
9 | Teodor Kasap Paris’te Bir Türk’ten kimi parçaların Fransızca’ya çevrildiğini görünce çeviriyi yapan öğretmene romanın yazarıyla tanışıklığını çıtlatmıştır. |
10 | Ahmet Mithat’a uyarak izlenimlerini Avrupa ‘da Ne Gördüm adlı kitapta toplamıştır. |
11 | Her iki yazar da otel ve tiyatro ücretlerine değin, kırmızı kaplı Baedeker yolcu rehberinde rastladıkları ne kadar bilgi varsa, topunu kitaplarına aktarmışlardır. |
12 | Yazdığı kitap üzerindeki düşüncelerini toparlayabilmek, onların zaman içinde olgunlaşmasını sağlayabilmek için sessiz ve ucuz bir yere gelmiştir. |
13 | Sabahın dokuzundan on ikiye değin şehrin kitaplığına kapanıyor, saat birde yeniden oraya dönerek akşamın altısına kadar, kendisine yararlı olabilecek kitaplar üzerinde çalışıyor. |
14 | İsviçre et getirtmekte güçlüklerle karşılaştığı için hükümet günün birinde, halkı haftada iki gün et yememeye çağırır. |
15 | Ahmet İhsan, Hamburg’da da Almanların düzen sevgisine vurulmuştur. |
16 | Prens Sait Halim Paşa Meşrutiyet adlı kitabında, her şeyden önce, aydınlardan yakınır. |
17 | Ziya Gökalp; Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak yapıtında “Türk ulusundanım, İslam ümmetindenim, Batı Uygarlığındanım.” demenin yanlış olmayacağına işaret eder. |
18 | Onu arayacaksak dışarda değil, kendi içimizde aramalıyız. |
19 | Andre Gide, Simenon’un romanlarına aç kurtlar gibi saldırır. |
20 | Başarıya ancak polis romanlarının dışına çıktığı vakit ulaşır. |
21 | Romanı dolduran kişilerin yanından hiç mi hiç ayrılmak istemez. |
22 | Bütün yolu, onların yanı başında yürür. |
23 | Herkesin üstüne suç atmaya, herkesi kuşkulu göstermeye büyük bir önem verirler. |
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde bulunan yer tamlayıcılarının (dolaylı tümleç) altını çiziniz.
1 | Doğrusu şu ki, pıtı pıtı yürüyen bir polis romanında cinayetin ya da düğümün çözümü ilk sayfalarda saklıdır. |
2 | Agatha Christie bunu, Vera’nın ağzından, açıkça okurların gözüne sokmaktan korkmaz: |
3 | Ölü olmayan bir polis romanı suyu kesik değirmene benzer. |
4 | İt izi, at izi hepten birbirine karışmıştır. |
5 | Mantığın top atması ya da arabanın beygirlerin önüne koşulması kimi romanlarda başka biçimlerde de kendini gösterir. |
6 | Bu düşünme biçimi, kimi zaman onların yanılmalarına engel olmaz. |
7 | Yağmur yağmadığı vakit sokakların sisli olmasına dikkat ederler. |
8 | Bu kişiler, çok küçük parçalara bölünmüş bir resmin parçalarını birleştirmeye çalışan bir çocuğa benzerler. |
9 | Onun ortaya koyduğu çözümsel yöntem, insanın bütün düşüncelerini okumaya yol açar. |
10 | Bir yanlışları da yüzde yüz cebirsel gerçekleri soyut ve genel gerçeklerle karıştırmalarından doğar. |
11 | Bütün polis romanı yazarları Poe’nun okulunda yetişmiştir. |
12 | Bol biberli ve bol tarçınlı tavuk kızartmasına dayanamaz. |
13 | Londra’deki cinayet elebaşılarının kafasını bir bir koparan Sherlock Holmes, sadece onun önünde gerilemiştir. |
14 | Cinayetin düğümünü çözdüğünde ellerini pantolonunun cebine sokar, çenesini de göğsüne doğru eğer. |
15 | Kimi zaman da burnunu hiç kaldırmadan avını süren bir köpeğe benzer. |
16 | Yumuşak bir yünden örülmüş bir şalı omuzlarından hiç eksik etmez. |
17 | Elinde de, hemen her vakit, bir örgü bulunur. |
18 | Eski ressamların tablolarını beğendiğini ressamların önünde açıklamamaya büyük özen gösterir. |
19 | Yüksek bir yeteneği olduğunu söyleyenlere şu karşılığı oturtur: Benim öyle özel bir yanım yok. |
20 | Olaylar bana hep arka çıkmıştır. |
21 | Başkalarının ağzını aramak için boyuna etraflarda dolaşır, sorular sorar. |
22 | Bunu yapmasa herkesin gözünün kendi üzerinde olacağına inanır. |
23 | Tommy ile karısı kızartılmış ekmekle tereyağına bayılırlar. |
24 | Onun için, bir ipucu buldukları vakit kendilerini arenada on dakika kalmış boğaya benzetirler. |
25 | Düşüncelere daldığı vakit ise tek gözünü kısarak tavana bakar. |
26 | Bu iki zıpır, akıllı görünüp de budala olanların –böyleleri Türkiye’de de çoktur– kendi düşüncelerini, kendi tasarılarını yıkıp altüst etmelerine izin vermezler. |
27 | Birçokları gibi sirkeye de banmaz, limon sıkar. |
28 | Bir bakıma yazının bir yerde kesilivermesi okurların biraz hava almalarına da yol açar. |
29 | Ozan, İstanbul sokaklarında da sık sık don gömlek kalmıştır. |
cumlenin ogeleri etkinlikleri 18 indir.