EK FİİL (EK EYLEM) ETKİNLİKLERİ 1
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde ek eylemle çekimlenmiş sözcüklerin altını çiziniz.
1 | Sanatın kendi gerçekliği vardır, özel, dokunulmaz, kutsanmış bir gerçeklik ve tarihin en tartışılmaz, en kesin kanıtlan bile sanatsal dehanın yaratıcı gücü karşısında etkisiz kalır. |
2 | Burası daha çok Mısır’ın sıcak yaz günlerinden kaçmak isteyen İskenderiyeli tüccarların tercih ettiği bir yer. |
3 | Bugüne dek Nizza’nın güçlü bir rakibi olamadıysa ve Neva kıyısındaki kadınlar kansızlık hastalıklarını ve histerilerini Korfu’nun yeşil kıyılarına taşımadılarsa, bunun nedenini karşılıklı toplumsal ilişkilerde aramak gerekli. |
4 | Piyasaya sürülen çok miktardaki İngiliz guineası adaya anormal bir zenginlik getirmişti. |
5 | Gelenler; İstanbul’ da şanslarını aramak için karşı kıyıdan, Epir’in dağlık bölgelerinden göç eden reaya ve Müslümanlardı. |
6 | Hepsinin bütün amacı, memleketlerinin taşlı verimsiz toprağının onlardan esirgediği bir parça ekmek için çalışabilecekleri bir kapı bulmak. |
7 | Önümüzde yükselen dağlık İthaka sessiz ve ölü gibiydi. |
8 | Bu ada, bir zamanlar Odysseus’un hükmettiği, Penelope’nin sabırla beklediği ve Homeros’un, bizim uygarlığımızın ortaya çıkmasından çok daha uzun bir süre önce ölümsüzleştirdiği ada. |
9 | Avrupa’nın bazı kültür şehirlerinde olduğu gibi estetik zevkinden yoksunluk ve cetvel burada da felaketin habercisi. |
10 | Ne büyük bir tezat! |
11 | Hiçbir kaçış, hiçbir kurtuluş yoktur. |
12 | Nasıl ki klasik dünyada Roma şehirlerin şehriyse, Akdeniz de denizlerin denizidir. |
13 | İşte bu muhteşem manzaraları algılayabilmek için iki elementin, su ve havanın, hiçbir sınırla gölgelenmediği geniş bir alan gerekir, orada her şey büyük, muhteşem ve sonsuzdur. |
14 | Hava sıcaktı, takvimler farklı bir tarihi göstermiyor olsa kendimizi temmuz ayının bir gününde zannedebilirdik. |
15 | Gündüzleri yolcular arka güvertenin tentesi altında serinlemeye çalışıyorlardı. |
16 | Sarrafın karısı elindeki tespihin kehribar boncuklarıyla sessiz bir sohbet içindeydi. |
17 | Uçurum gibi inen bir yarıkla iç kesimlerle tüm bağlantısı kopmuş gibi görünen çıplak kayalıkta ne bir çalılık, ne de bir ot yığının gölgesi vardı. |
18 | Bir somaki hedefimiz, bulunduğu Yunan adasıyla aynı adı taşıyan Syra veya Hermupolis kenti. |
19 | Burası takımadaların kayalık adaları içinde en çorak olanı. |
20 | Bunların arasında yerli halktan iki kişi vardı ki, her ressam için paha biçilmez birer model gibiydiler. |
21 | Sert ve keskin bakışları, esmer tenleri, kartal gagasını andıran burunları, bakımsız sakallan, kıvırcık siyah saçları üzerinde geriye doğru itilmiş fesleriyle tepeden tırnağa tipik bir korsan görüntüsündeydiler. |
22 | Adaların arkasındayız henüz, açık denize çıkınca ayakta duramayacağız. |
23 | Serinleşen rüzgâr durmaksızın esiyor; ama ne denizde, ne de geminin hareketlerinde bir değişiklik yok. |
24 | Umarım doktorun tedavi konusundaki bilgisi meteorolojide olduğundan daha iyidir. |
25 | Akşam çayında, beyaz flanel paltolu Amerikalı hariç herkes salonda. |
2.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde yer alan ek eylem almış sözcükler,
hangi kiple çekimlenmişse karşısına √ işareti koyunuz.
Ek fiilin geniş zamanı | Ek fiilin şartı | Ek fiilin -di’li geçmiş zamanı | Ek fiilin -miş’li geçmiş zamanı | ||
1 | İleriye bakmalıyız! Benim için bu, kıyı boyunca yapılan yolculuk geçmişin sayfalarını karıştırmak, gençlik coşkumu yenilemek gibi. | ||||
2 | İki beyaz minare ahşap evlerin üzerinde yükseliyor, artık Osmanlı sularındayız. | ||||
3 | Gelibolu bir zamanlar kaptan paşanın merkez üssü ve Osmanlı donanmasının deniz harekatlarından önce buluşma noktasıydı. | ||||
4 | Seçkin kesimin çoğunun sahip oldukları tek servet mevkileridir; ihtiyaçları hemen hemen her zaman gelirlerinin üzerindedir. | ||||
5 | Orada havalar güzel değilse buraya gelsinler. | ||||
6 | Sonraki gezi güzergahı İstanbul’muş. | ||||
7 | İçi de dışı gibi sade ve gösterişsiz. | ||||
8 | Buraları elçilerin ve kibar Pera dünyasının yazlık ikametgahıymış. | ||||
9 | Sanki doğanın bu kuru görüntüsü, tablonun ihtişamını artırmak için gerekli bir tezattı. | ||||
10 | Hasat için yapmaları gereken tek şey tohumlan ekmek! | ||||
11 | Aslında bu durum Osmanlıların sosyal yaşamında köklü bir değişimin işaretiydi. | ||||
12 | İstanbul evlerinde çeşme yoktur, sadece bazı büyük konaklarda sarnıçlar vardır. | ||||
13 | Ona kızgınsa bana niye bağırıyor? | ||||
14 | Kapalıçarşı, taştan yapılmış büyük bir yapı olan çarşı İstanbulluların buluşma yeri, sadece satıcıların ve alıcıların değil, vakit öldürmek isteyenlerin, züppelerin ve İstanbul’un kibar hanımlarının da rağbet ettiği bir yer. | ||||
15 | Türk evlerinin içi, üzerlerindeki kıyafet eski bile olsa, ev sahipleri gibi tertemiz. | ||||
16 | Sakalar tüm şehrin su ihtiyacını karşılarlar ve bu ihtiyaç bir Osmanlı evinde hiç de azımsanacak miktarda değilmiş. | ||||
17 | Üsküdar’la Haliç arasında denizden yükselen bir başka kule ise Leandros mitine benzer bir efsaneye sahip. | ||||
18 | Doğulular su konusunda ağızlarının tadını iyi bilirler, onlar için suyun kalitesi, Batılıların şaraba verdiği önemle eş değerdir. | ||||
19 | Bütün bu adalarda ekili alanlar iç kısımlarda, kıyı boyunca uzanan tepelerin arkasındaki güvenli alanlardadır. | ||||
20 | İstanbul’un sokak yaşantısını tanımak, gözlemlemek isteyenler için ideal bir ortam. | ||||
21 | Elbette çarşının içinde pek çok aşevi, kahvehane, berber dükkanı, hamam ve çeşme varmış. | ||||
22 | Bu ifadeyle az bile söylediğimin farkındayım. | ||||
23 | Dokuma tezgahlarının tekdüze tıkırtısından başka ses yok. | ||||
24 | Osmanlı toplumu öfkesinde ağır, lanetinde temkinlidir. | ||||
25 | 1856 yılında resmi bir gazete olan Ceride-i Havadis memurlardan oluşan az sayıdaki okuyucu için yeterliydi. |
CEVAPLAR
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde ek eylemle çekimlenmiş sözcüklerin altını çiziniz.
1 | Sanatın kendi gerçekliği vardır, özel, dokunulmaz, kutsanmış bir gerçeklik ve tarihin en tartışılmaz, en kesin kanıtlan bile sanatsal dehanın yaratıcı gücü karşısında etkisiz kalır. |
2 | Burası daha çok Mısır’ın sıcak yaz günlerinden kaçmak isteyen İskenderiyeli tüccarların tercih ettiği bir yer. |
3 | Bugüne dek Nizza’nın güçlü bir rakibi olamadıysa ve Neva kıyısındaki kadınlar kansızlık hastalıklarını ve histerilerini Korfu’nun yeşil kıyılarına taşımadılarsa, bunun nedenini karşılıklı toplumsal ilişkilerde aramak gerekli. |
4 | Piyasaya sürülen çok miktardaki İngiliz guineası adaya anormal bir zenginlik getirmişti. |
5 | Gelenler; İstanbul’ da şanslarını aramak için karşı kıyıdan, Epir’in dağlık bölgelerinden göç eden reaya ve Müslümanlardı. |
6 | Hepsinin bütün amacı, memleketlerinin taşlı verimsiz toprağının onlardan esirgediği bir parça ekmek için çalışabilecekleri bir kapı bulmak. |
7 | Önümüzde yükselen dağlık İthaka sessiz ve ölü gibiydi. |
8 | Bu ada, bir zamanlar Odysseus’un hükmettiği, Penelope’nin sabırla beklediği ve Homeros’un, bizim uygarlığımızın ortaya çıkmasından çok daha uzun bir süre önce ölümsüzleştirdiği ada. |
9 | Avrupa’nın bazı kültür şehirlerinde olduğu gibi estetik zevkinden yoksunluk ve cetvel burada da felaketin habercisi. |
10 | Ne büyük bir tezat! |
11 | Hiçbir kaçış, hiçbir kurtuluş yoktur. |
12 | Nasıl ki klasik dünyada Roma şehirlerin şehriyse, Akdeniz de denizlerin denizidir. |
13 | İşte bu muhteşem manzaraları algılayabilmek için iki elementin, su ve havanın, hiçbir sınırla gölgelenmediği geniş bir alan gerekir, orada her şey büyük, muhteşem ve sonsuzdur. |
14 | Hava sıcaktı, takvimler farklı bir tarihi göstermiyor olsa kendimizi temmuz ayının bir gününde zannedebilirdik. |
15 | Gündüzleri yolcular arka güvertenin tentesi altında serinlemeye çalışıyorlardı. |
16 | Sarrafın karısı elindeki tespihin kehribar boncuklarıyla sessiz bir sohbet içindeydi. |
17 | Uçurum gibi inen bir yarıkla iç kesimlerle tüm bağlantısı kopmuş gibi görünen çıplak kayalıkta ne bir çalılık, ne de bir ot yığının gölgesi vardı. |
18 | Bir somaki hedefimiz, bulunduğu Yunan adasıyla aynı adı taşıyan Syra veya Hermupolis kenti. |
19 | Burası takımadaların kayalık adaları içinde en çorak olanı. |
20 | Bunların arasında yerli halktan iki kişi vardı ki, her ressam için paha biçilmez birer model gibiydiler. |
21 | Sert ve keskin bakışları, esmer tenleri, kartal gagasını andıran burunları, bakımsız sakalları, kıvırcık siyah saçları üzerinde geriye doğru itilmiş fesleriyle tepeden tırnağa tipik bir korsan görüntüsündeydiler. |
22 | Adaların arkasındayız henüz, açık denize çıkınca ayakta duramayacağız. |
23 | Serinleşen rüzgâr durmaksızın esiyor; ama ne denizde, ne de geminin hareketlerinde bir değişiklik yok. |
24 | Umarım doktorun tedavi konusundaki bilgisi meteorolojide olduğundan daha iyidir. |
25 | Akşam çayında, beyaz flanel paltolu Amerikalı hariç herkes salonda. |
Edebiyatsultani.com başarılar diler. |
2. ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde yer alan ek eylem almış sözcükler,
hangi kiple çekimlenmişse karşısına √ işareti koyunuz.
Ek fiilin geniş zamanı | Ek fiilin şartı | Ek fiilin -di’li geçmiş zamanı | Ek fiilin -miş’li geçmiş zamanı | ||
1 | İleriye bakmalıyız! Benim için bu, kıyı boyunca yapılan yolculuk geçmişin sayfalarını karıştırmak, gençlik coşkumu yenilemek gibi. | √ | |||
2 | İki beyaz minare ahşap evlerin üzerinde yükseliyor, artık Osmanlı sularındayız. | √ | |||
3 | Gelibolu bir zamanlar kaptan paşanın merkez üssü ve Osmanlı donanmasının deniz harekatlarından önce buluşma noktasıydı. | √ | |||
4 | Seçkin kesimin çoğunun sahip oldukları tek servet mevkileridir; ihtiyaçları hemen hemen her zaman gelirlerinin üzerindedir. | √ | |||
5 | Orada havalar güzel değilse buraya gelsinler. | √ | |||
6 | Sonraki gezi güzergahı İstanbul’muş. | √ | |||
7 | İçi de dışı gibi sade ve gösterişsiz. | √ | |||
8 | Buraları elçilerin ve kibar Pera dünyasının yazlık ikametgahıymış. | √ | |||
9 | Sanki doğanın bu kuru görüntüsü, tablonun ihtişamını artırmak için gerekli bir tezattı. | √ | |||
10 | Hasat için yapmaları gereken tek şey tohumları ekmek! | √ | |||
11 | Aslında bu durum Osmanlıların sosyal yaşamında köklü bir değişimin işaretiydi. | √ | |||
12 | İstanbul evlerinde çeşme yoktur, sadece bazı büyük konaklarda sarnıçlar vardır. | √ | |||
13 | Ona kızgınsa bana niye bağırıyor? | √ | |||
14 | Kapalıçarşı, taştan yapılmış büyük bir yapı olan çarşı İstanbulluların buluşma yeri, sadece satıcıların ve alıcıların değil, vakit öldürmek isteyenlerin, züppelerin ve İstanbul’un kibar hanımlarının da rağbet ettiği bir yer. | √ | |||
15 | Türk evlerinin içi, üzerlerindeki kıyafet eski bile olsa, ev sahipleri gibi tertemiz. | √ | |||
16 | Sakalar tüm şehrin su ihtiyacını karşılarlar ve bu ihtiyaç bir Osmanlı evinde hiç de azımsanacak miktarda değilmiş. | √ | |||
17 | Üsküdar’la Haliç arasında denizden yükselen bir başka kule ise Leandros mitine benzer bir efsaneye sahip. | √ | |||
18 | Doğulular su konusunda ağızlarının tadını iyi bilirler, onlar için suyun kalitesi, Batılıların şaraba verdiği önemle eş değerdir. | √ | |||
19 | Bütün bu adalarda ekili alanlar iç kısımlarda, kıyı boyunca uzanan tepelerin arkasındaki güvenli alanlardadır. | √ | |||
20 | İstanbul’un sokak yaşantısını tanımak, gözlemlemek isteyenler için ideal bir ortam. | √ | |||
21 | Elbette çarşının içinde pek çok aşevi, kahvehane, berber dükkanı, hamam ve çeşme varmış. | √ | |||
22 | Bu ifadeyle az bile söylediğimin farkındayım. | √ | |||
23 | Dokuma tezgahlarının tekdüze tıkırtısından başka ses yok. | √ | |||
24 | Osmanlı toplumu öfkesinde ağır, lanetinde temkinlidir. | √ | |||
25 | 1856 yılında resmi bir gazete olan Ceride-i Havadis memurlardan oluşan az sayıdaki okuyucu için yeterliydi. | √ | |||
Edebiyatsultani.com başarılar diler. |
ek fiil etkinlikleri 1 indir.