1.(I) Doğrudur, bu sanatçımız, kendi alanında kaliteli eserler ortaya koymuştur. (II) Bugünkü şartlarda buna itiraz etmek, kültür ortamından habersiz olmakla eşdeğerdedir.(III) Böylesi bir itirazı yapanın kalem oynatmaya hakkı da yoktur. (IV) Ancak aynı sanatçının, tarih yazımı çalışmalarında kullandığı malzemelerin kırıntılarıyla, edebiyat alanında “çığır açıcı” bir eser oluşturduğunu öne sürmek iyi niyetle açıklanamaz. (V) Bu durum sadece kültürel oluşumlardan habersiz olmak gibi masum bir hâle büründürmez sahibini; ayrıca gülünç kılar. (VI) Bir edebiyat eserinin kullandığı malzemenin gerçek olup olmamasının bir değeri olamaz çünkü.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisiyle birlikte yazar, olumsuz gördüğü durumlardan söz etmeye başlamıştır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
2.(I) Her şeyde insanın yüzünü, insanın örselenen varlığını görmeye başladım. (II) Yengiler kadar yenilgiler, doruklar kadar derinlikler bulunduğunu fark ettim. (III) Sadece gözlerimle değil, beynimle, yüreğimle de görmem gerektiğini anladım. (IV) Sözcüklerle oluşturulan, sözle kurulan dil, beş duyunun diliyle desteklenmeye başlandı. (V) Araya düş gücü de girdi sonradan.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde zıt durumlar bir arada verilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D)IV. E)V.
3. (I) Uzundu yol, renksiz, örtüsüz, çıplak tepelerin arasından düzensiz kıvrımlarla uzuyor, bitmiyordu. (II) Diğer yolcular, benim gibi yapmadılar, hep yola bakmadılar. (III) Birbiriyle tanıştılar, konuştular. (IV) Neyse ki kimse bana, nerelisin, kimlerdensin, gibi sorular yöneltmedi. (V) Yanlış mı bilmiyorum, nereli olduğumu önemsemedim hiç; kimlerden olduğum ise benim için hiç değerli olmadı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden yazarın bir durumdan memnun olduğu çıkarılabilir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
4. Okumayı sevmiyoruz. Bunda lonca sisteminin, matbaanın ülkemize girmesini iki asır geciktirmiş olmasının etkisi de büyük. “Okuyan toplum” hâline gelemeden, televizyonla birlikte “seyreden toplum” oluverdik! Böyle bir toplum okumaya gerek duymaz. Eğitimin de rolü önemli… İnsanı okumaya yönelten asıl faktör, meraklardır. Bizde hemen her devirde zihinlerde merak uyarmak yerine, hazır cevaplar akıtılır beyinlere! Cevapları bildiğini düşünenler niye okusun ki?
Bu parçada toplumda okuma alışkanlığının yerleşmemesinin nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi sayılmamıştır?
A) Kentleşmede geç kalınması
B) Merak duygusunun canlı tutulamaması
C) Televizyonun, kitabın önüne geçmesi
D) Matbaanın ülkemize geç girmesi
E) Gençlere okumanın öneminin anlatılmaması
5. İnsanın eylemleri, onun nesneleri adlandırma ve anlamlandırma süreçlerinde düşünmeyi kullanmasından doğar. Wittgenstein gibi söyleyecek olursak dil ile dilin örüldüğü eylemlerden oluşan bütüne dil oyunu diyebiliriz. Her düşünce de belli bir oyunu içinde gerçekleştirilir ve aynı oyun içinde anlamlandırılır. Öyleyse… Dilin hem düşüncenin hem de eylemin ortaya konmasındaki bu bağımlılık bir zorunluluktur. Çünkü düşünce ve eylem, dil aracılığıyla önce beyinde gerçekleşir, sonra yaşam alanına çıkar.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) insanın düşünce ve davranışları dilden bağımsız değildir
B) dili oluşturan sözcük evreni, insanın yaşadığı çevreden etkilenir
C) duygu ve düşünceleri başkalarına aktarmada dil en etkili araçtır
D) dilin oluşmasında insanların düşünce yapısının payı vardır
E) insanların kullandığı sözcükler onların duygu evrenini yansıtır
6. Edebiyat ile gerçeklik arasında bir bağ olsa da doğrudan değildir bu. Edebiyatın kendine ait yasaları ve dünyası var. O dünyada, kendi üslubunca ele alır gerçekliği. Net ayrımlar yapmak mümkün değil yani. Öyle bilimkurgu, polisiye veya korku romanları var ki gerçekliği ta iliklerinizde duyarsınız. Kısacası edebiyat ve gerçeklik iyi komşular bence. Bazen birbirlerinden bir pişirimlik kahve isterler, bazen birbirlerinin yüzüne bakmazlar, bazen de birbirlerinin evinden çıkmazlar.
Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiştir?
A) Bilimkurgu romanlarının gerçeklere dayanması mümkün müdür?
B) Edebi eserlerin sadece gerçeklerden beslenmesi gerekmez mi?
C) Edebiyat, düş gücünden doğan bir sanat dalı değil midir?
D) Edebiyat ile gerçeklik arasında bir bağ olduğunu düşünüyor musunuz?
E) Polisiye romanların etkileyici olması gerçekleri anlatmasına mı bağlıdır?
7. Şair yaşadıklarını, hissettiklerini asırlar sonra bile yaşatabilen, hissettirebilen kişidir. Aksi takdirde, asırlar önce yaşamış şairlerin, şiirlerinin bugün hiçbir önemi olmazdı. Ayrıca şair, hayatının her döneminde yazdıklarının arkasında durmalıdır. Yarınlara bugünü anlatmak, taşımak zorundadır. Oysa günümüzde de şiir öyle bir hâl almış durumdaki ya geçici duygular ya da şairin kendisinin bile bilmediği şeyler kelime kargaşası şeklinde şiir diye yazılıp sunuluyor. Olmaz! Şairin yaşadığı devri, olayları ve duyguları yazmak gibi bir zorunluluğu vardır.
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Şairler duygularını etkili bir şekilde yansıtırken geleceğe kalma amacı taşımaz.
B) Şairler eserlerinde geleceğe ait özlemlerini anlatır.
C) Şiir her şeyden önce kelimelerin müzikal yanını öne çıkarır.
D) Şair yaşadığı olayların, duyguların ve kendi döneminin tanığıdır.
E) Şairler, içinde yaşadıkları toplumun sözcüsü sayılır.
8. Bir Rus’a sormuşlar:
-Rusya’da tiyatroya ne derler?
-Tiyatro.
-Oynayanlara ne derler?
-Aktör.
-Sahnenin resimlerine ve eşyasına?
-Dekor
-Peki bunlar Rusça mı?
-Hayır!
Evet, dünyada durum böyleyken sorarım sizlere; sandalyeden iskemleye, nohuttan fasulyeye, oradan tiyatroya artık dile yerleşmiş olan kelimelere karşılık bulmaya çalışmanın ne anlamı var?
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?
A) Dile yerleşmiş yabancı kökenli sözcüklere karşılık bulma çabalarından
B) Dillerin kendine özgü güzelliklerinin yok olmaya başlamasından
C) Yabancı dillerden gelen sözcüklerin dilin anlaşılırlığını bozmasından
D) Yabancı kökenli sözcüklere karşılık bulma çabalarına geç başlanmasından
E) Dillerin sözcük hazinesinin zamanla birbirine benzemesinden
9. … Yaşam dediğimiz doğumla ölüm arasındaki süreç, iyi gözlendiğinde, bu sorunun yanıtını bulmak mümkündür. Yeni doğan bebeğin çevresinde halkalanan sevgi dolu beraberlik, ilerleyen yıllarla birlikte giderek azalır. Her yitirilen akraba ve arkadaş, insanı yalnızlığa götürür. Diğer taraftan geride bırakılan yılların, duyuş ve düşünüşümüzde yarattığı farklılıklar, yaşayışımızda oluşan değişiklikler yalnızlığımızı artırır. İnsan yaşlandıkça yalnızlık iyice çekilmez duruma gelir. Dostluğun değeri işte o zaman en iyi şekilde anlaşılır.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Dostluklar yaşam boyu sürer mi?
B) Dostların değeri en iyi ne zaman anlaşılır?
C) İnsan, yalnızlığını sadece dostlarıyla mı paylaşır?
D) Dostlar yaşamı zevkli hâle getirir mi?
E) Gerçek dostlar ne zaman belli olur?
10. Şair kişiliğini kuşanmak, şiir adamı olmak kolay değildir. Şiir kişisi olmak, sıradan kişiliğin; hatta öteki yazın türlerinde beceri gösteren kişiliğin, çok üstünde emek isteyen bir uğraştır. Yerleşmiş anlayışlara göre söylersek olan yetinmeyen, aykırı bakışlı ve düşçü adamın işidir şiir kişiliği.Düşlerimize kanat takan, içimize yumaklanmış özgürlük susamışlığına bir tas suyu sunan kişiler arasından çıkar gerçek şiir adamı. Geleneğin katılığını parçalar, aklın yerleşmiş çizgisini aşar; kendilerini, akla ve geleneğin tutucu yanına tutsak etmeden, yeni yollar açar onlar.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Şairliğin çok zor bir iş olduğuna
B) Şairlerin, okurların duygularına seslendiğine
C) Gerçek şairlerin şiire yenilikler getirdiğine
D) Şiir yazan kişilerin yaşama farklı baktığına
E) Şiirin düzyazıdan üstün olduğuna
11. Eleştirmenin işi, sanat eseri ile okur arasındaki mesafeyi doğrudan kapatmak değildir. Sanat eleştirisi o mesafeyi okurun nasıl kapatabileceğini sezinletebilmelidir ona. Değişik görme, algılama yolları için farklı farklı açılar kurarak işaretlemelerde bulunabilmeli, donatı malzemesi sunabilmelildir okura. Eleştirmen bunu yaparken bir eserin ancak okuruyla paylaşabileceği özele saygısızlık etmez. Aynı zamanda eserin taşıyabileceği çoğul anlamlandırma olanaklarını tahripten uzak durur. O eserin, alılmayıcısının imgeleminde yeniden üretilebilmesinin yolunu açık tutar.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılabilir?
A) Bir eseri bütün yönleriyle anlamak için o eserle ilgili eleştirileri okumak gerekir.
B) Eleştirmenin asıl görevi, okuru sanatsal eseri anlayacak biçimde eğitmektir.
C) Sanat eleştirisi, okura eserin düzeyine ulaşması için yapması gerekenleri gösterir.
D) Sanatsal eserlerin nasıl yorumlanabileceğini sadece eleştirmenler bilir.
E) Eleştirmenler, okurun bir sanat eserini kafasına göre yorumlamasını önler.
12. Eminim önünüze çıkacak bütün engelleri büyük bir olasılıkla aşacaksınız.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesne eksikliği
B) Özne eksikliği
C) Bir sözcüğün yanlış yerde kullanılması
D) Anlamca çelişen sözlerin birlikte kullanılması
E) Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanılması
13. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi, sözcük türü yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Evden çıktığı gibi geri döndü.
B) Şu koca bina, İzmir depreminde beş saniyede yıkıldı.
C) Siz de bu işi benim gibi yapınız.
D) Bu insanlar fakir doğdu, fakir öldü.
E) Okuduğu romanın üslubu oldukça etkileyiciydi.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman kayması vardır?
A) Bu ülkede insanlar ineğe saygı gösterirler.
B) Zehra, okula her gün yürüyerek gidiyor.
C) Karşıki apartmandan bazı gürültüler geliyor.
D) Bütün işlerimi dün bitirdim.
E) O, her şiiri farklı bir yorumla okur.
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-de” hâl eki, yapım eki görevinde kullanılmıştır?
A) Deniz kenarındaki banklardan birinde biraz oturduk.
B) O gün gözde sanatçıların hepsi buradaydı.
C) Sekizde işler bitmiş olacak.
D) Hafta sonunda yine geleceğiz.
E) Bir günde üç kere telefon etti.
CEVAPLAR: 1.C, 2.B, 3.D, 4.E, 5.A, 6.D, 7.D, 8.A, 9.B, 10.E, 11.C, 12.D, 13.D, 14.B, 15.B
Hocam yeni lisans denemesi ne zaman çıkacak?
Hocam pazartesi gunu yeni lisans denemesi olmadigi icin bu denemeyi cozecegi.
Hocam bu denemede 12 doğru 3 yanlışım çıktı sinirlerim bozuldu ve ağladım.Yeni lisans denemesi istiyorumç