Testler

EKPSS ÖN LİSANS TÜRKÇE DENEME SINAVI 1

1.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecaz anlamlı bir sözcük kullanılmıştır?
A) Bu gece sokaklar çok ıssız.
B) Neden sonra yağmur başlayıverdi.
C) Anılar da bir bir silindi ruhumdan.
D) Uzun bir süre hızlı adımlarla yürüdük.
E) Kimi yorgun argın, kimi hastaydı.

2. Aşağıdakilerin hangisinde “açılmak” sözcüğü “derdini dökmek, sırrını söylemek” anlamındadır?
A) Bahar geldi, bütün güller açıldı.
B) Sonunda ablasına açıldı da rahatladı.
C) Kahvaltıyı yapınca sonunda açıldı.
D) Açıldı bütün dükkânlar büyük bir neşeyle.
E) Temiz havaya çık biraz, açılırsın.

3. Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisi soyut bir kelime olmasına rağmen cümlede somut anlam kazanmıştır?
A) Kalbi sıkışınca apar topar hastaneye kaldırıldı.
B) Odunlar tutuşunca sobanın ısısı iyice yükseldi.
C) Duygu, Ahmet Selim’le oynamak için sokağa çıktı.
D) Senin dilin çok uzadı bugünlerde.
E) Yeni nesil soruları diğer yoldan çözmelisin.

4. Aşağıdakilerin hangisinde “açık” kelimesi “kapalı olmayan, işler durumda olan” anlamındadır?
A) Bu kasabanın etrafı alabildiğine açıktır.
B) Bu mahalledeki bakkal sabaha kadar açık kalır.
C) Ahmet Haşim’in üslubu açık değildir.
D) Onda Nazım Hikmet’in etkileri açıkça görülür.
E) Üzerinde açık kahverengi bir mont vardı.

5. Kelimelerin, işlevsel olmaları için, konuşmacının aklındaki düşüncenin tamamen aynısını dinleyicinin aklında da oluşturabilmesi ve dinleyicinin ilgisini çekebilmesi gerekmektedir. Bu olmaksızın, insanlar birbirlerinin kafalarını ses ve gürültüyle doldurmaktan ve düşüncelerini aktaramamaktan öteye gidemezler ki, bu da söylem ve dilin son bulduğu anlamına gelir.
Bu parçaya göre iletişimin işlevsel bir şekilde gerçekleşmesi neye bağlıdır?
A) Dinleyicinin kabiliyetine
B) Konuşanın ses tonunun güzelliğine
C) Konuşmanın ilgi çekici olmasına
D) Düşüncenin aktarılmasına, anlatımın çekiciliğine
E) Gürültüden uzak bir ortamda iletişimin sağlanmasına

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesnel bir yargı yoktur?
A) Son yıllarda liselerden mezun olan öğrenci sayısıyla üniversitelere kayıt yaptıran öğrenci sayısının neredeyse aynı.
B) Almanya’da liseden mezun olup işe giren, çalışan daha fazla.
C) Bu uygulama ile öğrenci ile öğretmen arasında çevrim içi iletişim sağlanıyor.
D) Üniversitede sosyalleşmeyen insanlar mezun olduktan sonra sudan çıkmış balığa dönüyorlar.
E) Mantıksal zekâ doğuştan geliyor, ama diğer zekâ türleri çoklu zekâda sonradan öğreniliyor.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sitem söz konusudur?
A) Hani bana karşı dürüst olacaktın.
B) Onu bu konuda belki elli kez uyardım.
C) Keşke sen de bizimle Trabzon’a gelseydin.
D) Yolculuğumuz tam iki gün sürdü.
E) Böyle olacağını bilseydim oraya trenle gitmezdim.

8. Dil, kendi kanunları içerisinde yaşayan canlı bir varlıktır. Canlıların ortak özelliklerinden olan doğma, büyüme, gelişme gibi özellikler dil için de geçerlidir. Ahmet Haşim, dilin kelimelerini yapraklara benzetiyor. Yapraklar ilkbaharda büyümeye başlıyor; yazın hâlâ dallardadır; sonbaharda sararmaya başlıyor ve kış gelirken dökülüyor; bir anlamda ölüyor. Bunun gibi dilde de bir kelime ihtiyaçtan ortaya çıkıyor, bir süre kullanılıyor ve belli bir zaman sonra kullanımdan kalkıyor.
Bu paragrafta dilin hangi özelliğine dikkat çekilmiştir?
A) Yapraklar gibi dökülüşü
B) Yapraklar gibi soluşu
C) İnsanlar gibi ölüşü
D) İhtiyaçtan doğuşu
E) Canlı bir varlık oluşu

9. Çin düşünürü Kun’a sormuşlar: “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız ilk işiniz ne olurdu?” Şöyle cevap vermiş Kun: “Önce dili gözden geçirmekle işe başlardım. Dil kusurlu oluşa düşünceler anlatılamaz. Düşünceler iyi anlatılamazsa yapılması gereken işler doğru yapılamaz. İşler doğru yapılmayınca da ülkenin töresi ve kültürü bozulur, adalet yanlış yola sapar, halk şaşırır, ne yapacağını bilemez. İşte bunun için hiçbir varlık dil kadar önemli değildir!”
Bu parçaya göre bir milletin iyi yönetilmesi neye bağlıdır?
A) Eski bir uygarlığa sahip olmasına
B) Eğitimin üst seviyede olmasına
C) Yabancı dil eğitiminin verilmesine
D) Dil bilincinin ve sağlam bir dilin oluşturulmasına
E) İşlerin doğru yapılmasına ve ekonomik güce

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük sıfat değildir?
A) Oysa elime tutuşturulan ve bana yazıldığı söylenen bu mektuptan da kurtulursam ona ait hiçbir şey kalmayacak.
B) Neden şimdi eskiyip sararmış bir kâğıda yazılan birkaç satırdan ölesiye korkuyorum?
C) Bu meşakkatli yolun yokuşlarında düşüp dizlerimi kanattığım, başımı yastığa koyup onunla karşılaşmayı beklediğim gecelerin sabahlarının sonucu, şimdi masamda duran ve dörde katlanmış bu mektup…
D) Bazen ona benzediğim için beni sevmediğini ama vicdanının da bırakmaya müsaade etmediğini düşünürdüm.
E) Bir anda rollerin değişmesi ve birdenbire asıl onun bana ihtiyacı olduğu düşüncesi sarsılmama yetmişti.

11. I. Dışarısı soğuktur, taze demlediğim çaydan bir bardak doldurayım ve belki bozulan saatimi göstereyim ona.
II. Beni özlediğini bir kere bile yazamamış ama adımın üstündeki o lekelerden de kurtulmamış, görmemi istemiş sanki.
III. Babamın, bütün mektup boyunca tarifini yapmaya çalıştığı hissi tanıyordum; çünkü ben de yirmi bir yıl boyunca onu düşünmeden tek bir gün dahi geçirmedim.
IV. Onu sorabileceğim, hakkında konuşabileceğim kimsem yoktu.
V. Kendime bir şeyler hazırlarken salondan bir düşme sesi geldi.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde ismin yerine geçen birden fazla sözcük vardır?
A) I-V
B) III-IV
C) II-IV
D) III-V
E) I-II

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Kedimiz oyun oynarken annemin en sevdiği orkideyi devirmişti.
B) Eve gelmeden yerdeki toprağı temizlemek için eğildim.
C) Kanepenin altında küçük bir gölge vardı.
D) Elimi içeriye doğru uzattım ve boşlukta gezdirdim.
E) Bu sefer iki elimle kutuyu çıkarmak için uğraştım.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde etken fiil kullanılmamıştır?
A) Siyah ve küçük bir kutuydu, ama daha önce hiç görmemiştim.
B) Babama dair bir şeyler bulma umuduyla açtım kutuyu.
C) Bizim evde çay hep ikindi kahvaltısıyla beraber içilirdi.
D) Tek katlı evimizin damında kavak ağacının gölgesindeki o mutlu günlerimi hiç unutmam.
E) İçeri dolan havayı ciğerlerime kadar çektim.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yükleminin türü bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Her kelimesi Türkçe kokan, memleket sevgisini tüm zerresinde hisseden, cümleleri de zihni de keskin bir bıçak gibi işleyen Refik Halid Karay; yaşayarak, yazmanın ustası olarak eserler vermiş bir dil ustasıdır.
B) Önce yurt içinde Sinop, Bilecek, Çorum ve Ankara’da ilk sürgünlüğünü yaşıyor Refik Halid.
C) 1913-1918 yılları arasında yaşanan bu sürgünün ardından Memleket Hikâyeleri adlı eser ortaya çıkıyor.
D) Sürgün, Yer Altında Dünya Var gibi romanları onun memleket hasretiyle yanıp tutuşan yüreğinin cümlelerde can bulmuş hâlini sunuyor bizlere.
E) Bir üslup ustası olarak eserler veren Refik Halid’in kıvrak kaleminin ucunda sınır tanımaz bir iştiha ile evrilen kelimeler, bizlere kurgusuyla ve sezgisiyle birçok edebî şaheser armağan etmiştir.

15. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir kelime grubundan oluşmaktadır?
A) Yaşadığı yerin sadece havasını teneffüs etmeyen, kendini oranın bir parçası olarak gören Refik Halid, yazdığı hikâye, roman ve denemelerin içinde kendine de yer ayıran bir içtenlikle kaleme almış yazdıklarını. 
B) Onu kalıcı ve özgün yapan en önemli özelliklerden biri de budur. 
C) Bir İçim Su; yazarın isim yapmış kitaplarının arasında kalmış, adından çok da söz edilmemiş bir gizli değer olarak sırasını bekliyor hâlâ. 
D) Bir gezi yazısı hassasiyeti ile bulunduğu yeri en ince ayrıntısına kadar anlatıyor Refik Halid. 
E) Ayşe Gül ile yolda karşılaşınca bu kez çevreyi tanıtıyor bize Ayşe Gül’ün ağzından.

CEVAPLAR: 1.C, 2.B, 3.C, 4.B, 5.D, 6.D, 7.A, 8.E, 9.D, 10.D, 11.B, 12.D, 13.C, 14.A, 15.A

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap