1.Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik yönünden ötekilerden farklıdır?
A) Anlatımını söz sanatlarıyla süslemesi, eserin anlaşılmasını zorlaştırmıştır.
B) Kitapta, 1970 yılında Ankara’da yaşanan olaylar anlatılıyor.
C) Yazar, kahramanlarını İstanbul’un kenar mahallelerinden seçmiş.
D) 1927’den beri kitabın yüzlerce baskısı yapılmış.
E) Yazar yer yer, olayları halkın ağzıyla anlatmış.
2. (I) Hemen her konuda yazılabilen, tek dörtlükten oluşan bir şiir türüdür rubai.(II) Aruz ölçüsüyle yazılır. (III) Okuyanda kolay yazılmış hissini bıraksa da zordur rubai yazmak. (IV) Rubainin üstadı olarak İranlı Ömer Hayyam bilinir. (V) Onun rubailerini Türkçeye Yahya Kemal kazandırmıştır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde tanımlama söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
3. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, anlamca ötekilerden farklıdır?
A) Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
B) Yalnız taş, duvar olmaz.
C) Adam adama gerek olur, iki serçeden börek olur.
D) Her sakaldan bir tel çekseler, köseye sakal olur.
E) El yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu değirmen taşı sanır.
4.(I) Şehre ulaştığımda sabahın erken saatleriydi ve sokaklar boştu. (II) Binalar Avrupa mimarisini andıran tarzda yapılmış, modern görünüşlüydü. (III) Caddeler geniş ve düzenliydi, iki tarafını da çeşitli ağaçlar süslüyordu. (IV) Ağaçsız çırılçıplak bir çöl kenti beklerken karşımda yeşilliklerle bezenmiş bir şehir duruyordu. (V) Ne taraftan estiğini kestiremediğim sıcak bir rüzgâr yüzümü yalıyordu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir duyuyla algılanacak ayrıntılardan söz edilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Bu eleştirmenimize göre yazar öyle olmalıdır ki okuyucu gözlerini kapayınca çizilen tabloyu bir anda gözlerinin önüne getirebilsin.
Bu cümlede sözü edilen eleştirmenin bir yazarda aradığı en önemli özellik, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okurla iyi bir iletişim kurması
B) Görsel unsurlardan daha çok yararlanması
C) Gözlem ağırlıklı bir anlatım kullanması
D) Olayı okurun zihninde canlanacak şekilde aktarması
E) Sade bir söyleyiş benimsemesi
6. Edebiyatın, sanatın omurgası dildir. Dil olmadan, kelimeler olmadan bir eser ortaya çıkarmak mümkün değildir. Yeryüzünde ser olmayı bekleyen birçok konu vardır. Bu konular dil aracılığıyla sanat eseri elbisesini giyebilir. Yalnız bu, her gün konuştuğumuz bir dil değildir. Sanata özgü bir dildir eserlerde bulunan.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanat eserinin konusunun sıra dışı olması gerektiği
B) Bir eser yazmanın, sanıldığı kadar kolay olmadığı
C) Sanatçıların, eserlerinde anlaşılır bir dil kullanması gerektiği
D) Bir konunun, sanatsal bir söyleyişle sanat eserine dönüştüğü
E) Kelimelerin dilin yapı taşları olduğu
7. (I) Bizim sinema dünyamızda müzisyenlerin canlandırıldığı filmlerde, gerçekten müzikten anlayan, enstrüman çalabilen bir oyuncu seçilmez hiçbir zaman. (II) Hâlbuki yabancı filmlerde, oyuncu bir şeyler çalmayı bilmiyorsa bir süre ders alır ve öğrenir ya da gerçekten çalabilen oyuncular seçilir. (III) Ya da parçayı gerçekten çalan birinin elleri, yakın plan olarak gösterilir. (IV) Onun yerine piyano çalarken parmaklarını gelişigüzel oynatmak yeterli sayılır. (V) Doğru olan da budur, bizimkisi işin kolayına kaçmak bence.
Bu parçadaki anlam karışıklığının giderilebilmesi için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) II. cümle parçanın son cümlesi olmalıdır.
B) IV. cümleyle II. cümle yer değiştirmelidir.
C) V. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir.
D) III. cümleyle IV. cümle yer değiştirmelidir.
E) IV. cümle parçada çıkarılmalıdır.
8. İnsanlığın yüzyıllar süren, toprakla uyum hâlinde bir yaşam kurma çabası, bu uzun yolculuğunda geride bıraktığı yıkıntı ve harabelerden de anlaşıldığı üzere, başarıdan çok başarısızlık örnekleriyle doludur. Geçmişteki bu iyi ve kötü deneyimlerden yararlanıp bunların sonuçlarını göz önünde bulundurarak hareket edersek daha sağlıklı yarınlara ulaşabiliriz.
Bu parçaya göre sağlıklı bir gelecek kurmanın koşulu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumun toprakla barışık yaşaması
B) İnsanların kendi tarihini öğrenmesi
C) İnsanlığın geçmişi unutup geleceğe güvenle bakması
D) Toprağın ayrıntılı biçimde araştırılması
E) Geçmişteki olumlu ve olumsuz olaylardan ders çıkarılması
9. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur?
A) Bu yüzden şair Türkçeyi çok iyi kullanıyor.
B) Eserdeki olaylar ise küçük bir Anadolu kasabasında geçiyor.
C) Düzyazılarında da böyle bir anlatımın olduğu söylenebilir.
D) Roman, hayalde olanı değil; yaşananı anlatmalıdır.
E) Oyunlarının, öykülerinden daha başarılı olduğunu böylelikle anlıyoruz.
10. Mezopotamya nüfusundaki düşüşün sebebi erozyonun yol açtığı toprak kaybı değildir. Bereketli topraklar hâlâ yerli yerinde duruyor ve Fırat’la Dicle’nin suları da eskiden olduğu gibi bu topraklara kavuşmayı bekleyerek akıyor. Mezopotamya ez az o zamanki kadar büyük bir nüfusu besleyecek güçtedir. Otlaklardaki göçebelerin istilası ve çölün olumsuz etkisi de eklenince buralar tarım yapılamaz hâle gelmiş ve insanlar da şehir merkezlerine göç etmeye başlamıştır.
Bu parçaya göre Mezopotamya nüfusundaki düşüşün asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tarımın modernleştirilememesi
B) Toprak kaybının olması
C) Fırat ve Dicle’nin sularının iyice azalması
D) Sık sık istilalara uğraması
E) Tarım yapamayan insanların şehir merkezlerine göç etmesi
11. Seyirci, tiyatrosuna sahip çıkmıyor yeterince. Sorumluluk daima oyuncuya bırakılıyor. Ciddi bir iş yapmak isteyen sanatçının canı çıkıyor bu memlekette. Seyirci gidip gerekli desteği vermiyor. Nerede bayağılık, seviyesizlik var, herkes, sözde karşı çıktığını belirtip o programları büyük bir merakla izleyip alkışlıyor. Doğru dürüst kitaplar okunmuyor, müzikler dinlenmiyor. Adeta yaşam belirtisi göstermez oluyor toplum, kültürel kimlik yitiyor…
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarın seyirciyle ilgili yakındığı konulardan biri değildir?
A) Ekonomik çıkarlarını düşünmeleri
B) Kitap okumamaları
C) Kültürel değerlerine sahip çıkmamaları
D) Kendilerini sorumlu hissetmemeleri
E) Basit ve seviyesiz şeylerden hoşlanmaları
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “soğuk” kelimesinin görevi, “Bu tok ses bir hançer gibi oturmuştu yüreğime.” cümlesindekinden farklıdır?
A) Sen şimdi sanki dünyanın soğuk bir köşesinde yaşıyorsun.
B) Bir gün soğuk dostlukların maskeleri düşecek…
C) Bu kadar soğuk davranmamalıydı bana, değil mi?
D) Öyle soğuk bir havada yürüyüşe çıkmışız ki sorma gitsin.
E) Dünyanın soğuk yüzü bir gün elbet ısınacak.
13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, yapım eki almış bir sözcük kullanılmamıştır?
A) Girin satıcılar, evimin bülbülleri
B) Girin, girin aydınlık bahçemden içeri
C) Dağlar görünür, kapımızın ardından
D) Boşaltın tüy gibi küfeyi sırtınızdan
E) Dolsun bir elmada bir mevsim evimize
14. Aşağıdaki sorulardan hangisi dolaylı tümleci (yer tamlayıcısı) buldurmaya yöneliktir?
A) Niçin öğleden önce okuldan arabayla ayrıldı?
B) Öğleden önce arabayla okuldan mı ayrıldı?
C) Öğleden önce okuldan arabayla mı ayrıldı?
D) Okuldan arabayla öğleden önce mi ayrıldı?
E) Öğleden önce okuldan arabayla ayrıldı mı?
15. Aşağıdakilerden hangisi, yan cümleciğin görevi yönünden diğerlerinden farklıdır?
A) Hiç durmadan yemek yiyor.
B) Sözünü tutacağına inanıyorum.
C) Bize gelmeye karar verdiniz mi?
D) Balık tutmaktan hiç hoşlanmıyor.
E) Okula gitmemekte niçin ısrar ediyorsun?
CEVAPLAR: 12.C, 13.E, 14.B, 15.A
CEVAPLAR: 1.A, 2.A, 3.E, 4.E, 5.D, 6.D, 7.B, 8.E, 9.D, 10.D, 11.B, 12