Testler

EKPSS ÖN LİSANS TÜRKÇE DENEME SINAVI 6

1.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakmak” sözcüğü “yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek” anlamında kullanılmıştır?
A) Akşam yediğim bol salçalı güveç midemi yaktı.
B) Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı.
C) Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor.
D) Ona kızdığı için biletini ve tatilini yaktı.
E) Lütfen arkadaşlarına dikkat et, sen de gençliğini yakma.

2. “Bağlamak” kelimesi ile yay ayraç içerisinde verildiği cümle eşleştirildiğinde hangisinde yanlışlık yapılmıştır?
A) Gemiyi iskeleye bağlayalı beş gün olmuştu.(bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak)
B) Mikrop kapmasını istemiyorsan yaranı bağlamalısın. (yaraya ilaç koyup bezle sarmak)
C) İşleri bugün sözleşmeye bağladı.(gönlünü kazanmak)
D) Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba? (bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak)
E) Senin kısmetini bağlamışlar kızım! (büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek)

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi karşılaştırma cümlesi değildir?
A) Bu çalışmayla daha iyi bir puan alabilirdin.
B) Fizik alanında ondan daha bilgilisini tanımadım.
C) Bu yılki sınav geçen yıla göre daha zor ve yorucuydu.
D) Tarık, en az senin kadar iyi satranç oynar.
E) Kışın o kadar soğuk olur ki yerler buz tutar.

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi öznel anlatımlı bir cümle değildir?
A) Yahya Kemal’in, İstanbul’u anlattığı çok güzel şiirleri vardır.
B) Roman, yazınımızda en çok beğenilen yazınsal türdür.
C) Roman, edebiyatımıza Batı’dan gelmiştir.
D) Şairin son yapıtındaki çocuk şiirleri, okuyanları derinden etkiliyor:
E) Ayvalık, Balıkesir’in denize kıyısı olan şirin bir ilçesidir.

5. (I) Geçmişte tarım ülkesi olan Türkiye’de artık temel gıda ihtiyaçları bile ithal ediliyor. (II) TÜİK verilerine göre tarım alanları 2001-2018 arasında %12 azaldı. 2018 yılında buğday ithalatı %32 arttı. (III) 1970’te tarımsal istihdamın toplam istihdama oranı %65 iken bugün bu oran %7’ye kadar geriledi. (IV)Ekolojik tarım modeli gıda tedarikini şirketlerin değil, üretici ve tüketicilerin kontrol ettiği bir dünyayı destekliyor.(V) Bu, iklim kriziyle mücadele etmek için de çok önemli. 
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde istatiksel verilerden faydalanılmıştır?
A) I-II
B) II-III
C) IV-V
D) I-V
E) III-V

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde doğrudan anlatım yoktur?
A) Eylül aylarında şiir yaza bana, diyordu.
B) Bir daha buralardan gitme, dedi oğluna.
C) İşlerin aksamaması için ona zaman konusunda dikkatli olması gerektiğini söylemiştim.
D) Er ya da geç Nehir’e gerçekleri anlatmalısın, demiştim.
E) Senin gibi duyarsız biri bunlardan anlamaz, dedi.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir kullanılmıştır?
A) Batı edebiyatlarında “kısa hikâye” olarak adlandırılmaya başlanan ve romandan ayrılan öykü; Fransızcada conte, İngilizcede short-story, Almancada kurzgeschichte kelimeleriyle karşılanmaya
başlanmıştır.
B) Her ne kadar “Öykü mü hikâye mi?” tartışması bir netliğe kavuşmasa da bu anlatı türünün sınırları belirgindir.
C) Romana göre daha kısa olarak yazılması gerektiği düşünülen öykü / hikâye; bir veya birkaç kişinin başından geçen, onların özünde yaşanarak anlatılan olayları konu alan, düzyazı biçiminde yazılan, kısa ve kurgusal anlatıdır.
D) Bugün, üretim ve tüketim şekillerinin bu yeni teknolojiler etrafında dönüşmesiyle mekânların yeniden kurgulanarak bireysel bir hayatın ön plana alındığı, eğlence sektörünün herkesi kapladığı, bilgi üretiminin yerini içerik üretiminin aldığı ve içerik üretmenin de bir sanat ya da meslek hâline gelmesiyle yarını düşünmeye hatta kurgulamaya başladığımız bir gerçeklikle yaşamaktayız.
E) Öykü, kuramsallaştığı ilk andan günümüze kadar sürekli kâğıda yazılan, kâğıt üzerinde okunabilecek en ideal hâliyle kaleme alınmış ve metin, bir araç olarak kitabın kodlarına uygun inşa edilmiştir.

8. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili söz öbeklerinden hangisi sıfat tamlaması değildir?
A) Dijitalleşmeyle birlikte her şeyin doğasının değişmesi gibi metnin de doğası değişmekte, sayısal bir ekrandan en yüksek düzeyde okurun verim alması için metinler belli kural ve biçimlere göre yazılmaktadır.
B) Günümüzde öyküler her ne kadar ağırlıklı olarak hâlâ kâğıda yazılıp dergi ve kitap vasıtasıyla okura ulaştırılsa da internet portalleri ve edebiyat sitelerinin sayısında yaşanan yükselişle birlikte dijital ortama uygun yöntemlerle yazılan öykülerin sayısı artmakta ve öykü de dijital bir içerik olarak yer almaya başlamaktadır.
C) Bu da dijital bir içerik olarak öykünün bugünü ve yarınını düşünmeyi zorunlu kılmaktadır.
D) Ülkemizde hâlihazırda yayın faaliyetini sürdüren öykü dergilerinin yanında, içindeki öykü ve edebiyat içeriği hızla artan öykü siteleri de mevcuttur.
E)  Birkaç yıl içerisinde internet üzerinden yayın yapan edebiyat portallerinin sayısının
artacağını öngörmek de zor değildir. 

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi fiil değildir?
A) Yaşadığım her şey yalan desem yeridir.
B) Ne sana ne de başka kimseye hiçbir şey yapamayacak bundan sonra.
C) Bir karışıklık oldu galiba hastanede.
D) Sizin isimlerinizi hep böyle karıştırıyorlar mı?
E) Dik durunca sırtım ağrıyor.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Taşlaşmış yumruğunu önündeki sehpaya vurup “Bu evde kimseyi istemiyorum.” diye bağırdı.
B) Yaşlı abajurlar, eksik fotoğraflar, paslı kristaller, çiçekler, koltuklar, sandalyeler, odada ne varsa hepsi olduğu yerde irkildi.
C) Güneşin parlattığı toz tanecikleri aşağı süzülürken çizgili başını ‘başka söz istemem’ bakışlarıyla odanın boş tarafına çevirdi.
D) Karşısındaki oturduğu yerden öne doğru eğilmiş, yalvarır gibi konuşuyordu.
E) Tamam, madem istemiyorsun; sen gel o zaman.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edilgen çatılı bir fiil kullanılmıştır?
A) Adam gözünü diktiği noktadan ayırmıyor; genç kadın konuştukça yaşlı adamın tıraşlı suratındaki her bir yarık daha da derinleşiyordu.
B) Bu esnada içeriden ruhları tırmalayan bir ses duyuldu.
C) Mutfağa giderken avuçlarının dolgun tarafıyla gözyaşlarını sildi.
D) Bir öncekini de cüzdanımı çaldı diye kovmuştun, bir hafta sonra vestiyerin üzerinde bulduk cüzdanı.
E) Genç kadın arada bir susuyor, içeriden gelen seslere kulak veriyor, fazla ileri gittiğini düşünerek sesini yumuşatıyordu.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim fiil, sıfat fiil ve zarf fiilin her üçüne de örnek olabilecek sözcükler kullanılmıştır?
A) Genç kadın, buzdolabında çürümüş yiyecekleri çöp kutusuna doldururken söyleniyor, bazen içeriden duyulsun diye sesini yükseltiyordu.
B) Az önce çöpe attığı bir poşet küflenmiş patlıcanla birlikte gelip anlamlandıramadığı sesin kapı sesi olduğunu anladığında babası çoktan uzaklaşmıştı.
C) Taksici sesini yükseltip bir kez daha sorana dek, bir karanlıktan dışarıyı seyrediyor gibi bakmaya devam etti.
D) Para vermek için çıkardığı cüzdanında üzeri yazılı beyaz bir karta rastladı.
E) Kırk yıldır ödediği bütün faturaları dosyalayan bir adam için nereden geldiğini bilmediği bu kartla karşılaşmak can sıkıcıydı.

13. Fransız, İngiliz, Alman ya da Rus denince hemen belirli kişisel özellikler gelir aklımıza. Peki Türk denince ne geliyor aklımıza? Türkiye denince “Şiş kebabı çok güzel, Boğaz harikulade!” diyen yabancılar gibi sözcükleri tekrarlamaktan başka bir şey diyebiliyor muyuz? Gerçekten artık “Türk insanı” denince aklımıza belirli niteliklerin gelmemesini olağan karşılamak gerek; çünkü yüzyılımızda Türkiye ve Türk insanı çok hızlı bir değişim içinde.
Bu parçadan çıkarılabilecek asıl sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türk insanının belirgin bir kişiliği yoktur.
B) Her milletin kendine özgü bir karakteri vardır.
C) Türkiye denince akla İstanbul ve şiş kebabı gelir.
D) Türk insanı son yıllarda çok hızlı bir değişim içindedir.
E) Türklerin en belirgin özelliği tevekkülü ve konukseverliğidir.

14. Yabancı okullara bizim nasıl baktığımız bir tarafa, bu okullara onların nasıl baktığını anlamak, en azından bir fikir vermesi açısından, Fransa’nın 1966 yılı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde General De Gaulle’ün, Fransız televizyonlarında yaptığı bir konuşmaya ilham veriyor. De Gaulle şöyle diyor: “Dünyanın dört bir yanında kültür merkezleri açıyoruz, büyük paralar döküyoruz bu işe. Boşa gitmiyor bu paralar. Kültürümüzün etkisiyle harcadıklarımızın daha fazlası dönüp bize geri geliyor. Kültürümüzle yetişen insanlar otomobil alacak olurlarsa Fransız otomobillerini seçiyorlar. Edebiyatımızı, öbür sanat etkinliklerimizi, giyim kuşamımızı izliyorlar. Daha da önemlisi, kültürümüze duydukları yakınlıkla her konuda bize destek oluyor, bizim yanımızda yer alıyorlar…”
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yabancı okullara yine yabancıların nasıl baktığına
B) Yabancı okulların kendi ülkelerine birtakım yararlar sağladığına
C) Gaulle’ün yabancı okullara yapılan harcamaları boş görmediğine
D) Yabancıların, dış ülkelerde açtıkları okulların faydalı olduğuna inandığına
E) Fransız edebiyatının ve sanatının diğer kültürlerden çok yüksek olduğuna

15. Belirli bir edebiyat eseri ait olduğu dönemi bize ayna gibi gösterir. Her edebiyat da kendi çağını anlatır. Çağ değişince, ihtiyaçlar değişince, arz talep dengesi farklı alanlara kaymaya başlar. Bugün yazacak olduğumuz şiirlerle, bundan yetmiş beş yıl önce yazılan şiirler arasında elbette ki fark olacaktır, o dönemin hayat şartları kadar arklı olacaktır. İstiklal Harbi yıllarında şimdiki şiirler yazsaydı şairlerimiz, döverlerdi insanlar onları… Çünkü o günün şartlarında daha epik, destansı; savaşı, kahramanlığı, Türklüğü daha ön plana çıkaran şiirlere ihtiyaç vardı. Bu bir talepti ve o günün şairi buna yöneldi.
Bu parçada çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kalıcı olmayı isteyen sanatçılar gerçek yaşamı anlatmalıdır.
B) Halkın sorunlarını anlatan sanat eserleri daha çok beğenilir.
C) Her edebiyat eseri ortaya çıktığı dönemde yaşananları yansıtır.
D) Bir edebiyat eseri yazıldığı dönemin dilini yansıtır.
E) Her edebiyat eseri kendi çağının güzelliğini anlatır.

 

CEVAPLAR: 1.E, 2.C, 3.E, 4.C, 5.B, 6.C, 7.C, 8.A, 9.A, 10.E, 11.B, 12.C, 13.D, 14.E, 15.C

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap